Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '10

 
Kategori
Deneme
 

Üç üzerine

Üç üzerine birkaç söz:

Bir, ki, üç başla!

Üç sayısı, başı, ortası, sonu olan, tek sayılı çoğulun ilk sayısıdır.

Bir halk türkümüz “Bu dünyada üç şey vardır sevilir, biri ana, biri baba, yar da var.” diyor. Ana, baba ve yar. Hepimiz dua ederken üç İhlas ve bir Fatiha okuruz. Düğünlerimiz üç gün üç gece olur. Günde üç öğün yemek yeriz. Hani bazen de “Allah hakkı üç” deriz. Cisimleri üç boyutlu olarak tanırız, uzunluk, yükseklik, genişlik. Maddeyi bize, katı, sıvı, gaz olarak üç halde öğrettiler. Zamanı da, geçmiş, şimdi, gelecek olarak öğrendik. Geometrideki ilk şekli üçgen olarak tanıdık.

Bir şeye yemin ederken ekmeği ve Kuran’ı üç kere öperiz. Bayrak flamayı teslim alırken de üç kere öper alnımıza götürürüz. Yalan söylersek üç gün oruç tutarız. Üç dilek tutarız içimizden. Daha söyleyeceklerimiz varsa üç nokta koyarız yazımızın sonuna. Üç ayların sonuncusunda oruç tutarız. Abdest alırken belli yerlerimizi üçer kere yıkarız. Namaz kılarken rükuda ve secdede üçer defa aynı sözcükleri söyleriz, bazen “üç salla, bir yallah” dediğini duyarız hocaların. Tespihimiz bile üç bölümdür.

İki ayaklı sehpayı bir yere dayarsan durur, üçayaklı sehpa kendi başına durur. Sacayak bile üçayaklıdır. Üçayak yere dört ayaktan iyi basar. Masallarda gökten hep üç elma düşer. Çoğu zaman da üç dilek tutarız. Üç şans verdiğimiz olur. Üçü bir yerde içeriz.

Tahmin ederken tam tutturamazsak “üç aşağı beşyukarı” deriz. Üç buçuk atmak, üçün biri, üçe beşe bakmamak, balık ile misafir üç gün sonra kokmaya başlar gibi deyimlerimiz vardır.

Üçetek giymiş üçkağıtçı daha iyi iş görür. Ateş ederken gez göz arpacık deriz.

Biz Türklerde “at, avrat, silah” üçlüsü önemlidir, “vatan, millet, Sakarya” üçlüsü de.

Napolyon üç kere “para, para, para” demiştir.

İyi, güzel doğru üçlemesi idealimizdir. Ana, baba, çocuklar bir üçlemedir.

Platon insan vucudunu baş, göğüs, karın olmak üzere üçe ayırmış, başın aklı, göğsün istemi, karnın da haz ve arzuyu temsil ettiğini söylemiştir. Dinleyicilerin en fazla üç başlığı hatırlayabildikleri bilinen bir gerçektir..

Mevlana; “hamdım, piştim, yandım”, Sezar', "geldim, gördüm, yendim” demiştir.

Hıristiyanlıkta 'Baba, Oğul, Kutsal Ruh' üçlemesi, Mısır’da mitolojisinde ise “İsis-Osiris-Horus” üçlemesi meşhurdur.

Yazılarımızda giriş, gelişme, sonuç olmak üzere üç bölüm vardır.
Hint inanışında Tanrı’nın, yaratıcı, koruyucu, yok edici olmak üzere üç özelliği vardır.

Bazı düşünürlere göre, insan nefsi, kötülüğü emreden, kendini suçlayan, huzur içinde olan olmak üzere üç derecelidir

Osmanlı bayrağı üç hilallidir. İslam dini üç kıtada yayılmıştır.

Bütün renkler, üç ana rengin birbiriyle çeşitli oranlarda karışmasından meydana gelmiştir. Çekirge bile, bir sıçrar, iki sıçrar üçüncüde yakalanır.

Eskimolar üçe kadar sayıları söylerler de üçten fazlası için sadece “çok” derlermiş.

Daha neleeer, nelere…

Yazımızı üçle ilgili bir fıkrayla bitirelim.

Bir baba, oğlunu okutmak istemiyormuş. “Okuyup da ne olacak, nasıl olsa benim dükkânda çalışacak. Bir, iki, üç diye saysın, üçe kadar saysın yeter demiş.

Arkadaşları:

-Olur mu canım sen çocuğu gene okut. Üçe kadar sayması yetmez. Hem sen komşu dükkana kadar gitsen, senin dükkana beş müşteri gelse, senin çocuk gelip bunu sana nasıl anlatır, demişler. Adam da:

-Gayet kolay demiş. Benim oğlan akıllıdır. Baba dükkâna üç kişi geldi yanlarında iki kişi daha var der olur biter, demiş.

Üç hakkında bildiklerim üç aşağı beş yukarı bu kadar işte, bu kadar.

 
Toplam blog
: 165
: 646
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

Recai Şahin: 1941 yılında Fethiye- İncirköy'de doğdum. İlkokul köyümde, ortaokulu Fethiye'de okud..