Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '17

 
Kategori
Güncel
 

Üç yanlış, bir doğruyu...Bir beyaz insan, dört siyah insanı götürür mü?

Üç yanlış, bir doğruyu...Bir beyaz insan, dört siyah insanı götürür mü?
 

Görsel internetten alınmıştır.


Günümüzden sadece 62 yıl önceydi...

1 Aralık 1955 günü siyahi Amerikalı bayan Rosa Parks, diğer üç siyahi yolcu ile birlikte belediye otobüsünün en ön koltuklarından birinde oturuyordu. O zamanın Alabama Eyaleti kanunlarına göre Afrika kökenli Amerikalılar belediye otobüslerinin sadece arka koltuklarında oturabiliyorlardı. Eğer öndeki koltuklar doluysa, arkada da olsa yerlerini beyazlara vermek zorundaydılar.

Otobüs bir kaç durak sonra durdu ve beyaz bir yolcu bindi. Otobüsün şoförü önde oturan siyah yolcuları uyararak kalkmalarını istedi. Rosa'nın yanında oturan diğer üç yolcu kısa bir tereddütten sonra kalkıp arkaya geçtiler. Rosa, artık ne olacaka olsun diyerek, aşağılanmaya, insan yerine konulmamaya daha fazla dayanamayarak yerinden kalkmayı kabul etmedi. Planladığı bir şey değildi fakat tek farkının derisinin rengi olmasından dolayı uygulanan bu insan onurunu ayaklar altına alan uygulamaya her şeyi göze alarak karşı geldi. Rosa'nın bu hareketi karşısında şaşıran şoför tekrar ve sert bir şekilde uyardı:

''Yerinizden kalkın,yoksa sizi polise şikayet edeceğim.''

Rosa dişlerini kırarcasına sıktı,o siyah gözlerinde yaşlar boncuk boncuk oldu ve cevap verdi:

''İstediğinizi yapabilirsiniz, kalkmıyorum.''

Ardından Rosa Parks tutuklandı. Rosa büyük bir bombanın fitilini ateşlemişti. Yaşanan bu olay siyah vatandaşların ve insan hakları savunucularının harekete geçmesine neden oldu. Daha sonradan efsaneleşecek olan 26 yaşındaki genç Martin Luther King liderliğinde otobüs boykotu başlattılar. Boykot yaklaşık bir yıl sürdü. Siyahlar ya yürüdü, ya da şahsi arabalarını paylaşarak kullandılar. Otobüse binmediler. Bir çokları için çok zor olsada.

Yaşananlar büyük etki gösterdi. Anayasa mahkemesi kamu taşımacılığında ayrımcılık yapılmasının yasalara aykırı olduğu kanısına vardı. Otobüslerdeki insan onurunu hiçe sayan uygulama iptal edildi.

İlk ''normal'' seferin yapıldığı otobüsün içinde sürpriz bir isim vardı...Rosa Parks.

Rosa;

1994'te Stockholm'de Rosa Parks barış ödülünü,

1996'da Başkanlık Hürriyet Madalyasını,

1999'da Bill Clinton'un elinden kongre altın madalyasını aldı.

Güney Afrika'nın efsane lideri Nelson Mandela'yı 28 yıllık hapis cezası sonrası ilk karşılayanlardan oldu.Gözyaşları içerisinde birbirlerine sarıldılar ve Mandela kulağına şöyle fısıldadı:

''Hapiste olduğum yıllar boyunca benim ilham kaynağım oldun.''

Time dergisi tarafından 20.yüzyılın insan hakları savunucusu seçildi.

Hayatını kaybettiğinde,naaşı meclis binasında ziyarete açıldı. Halbuki sadece A.B.D. başkanlarına özgü bir ugulamaydı. Bir ilk yaşanmıştı.

Evet, kendi halinde bir vatandaş olarak çaktığı kıvılcım, domino etkisi yaratmış ve Amerika'daki ırk ayrımcılığını ortadan kaldıran özgürlük ve medeni haklar mücadelelerini başlatmıştı.

O Amerika,  Dünya ülkeleri üzerinde kurduğu ekonomik, teknolojik, siyasi ve askeri baskı ile özellikle Ortadoğu'da ve özellikle müslüman halklara Rosa Parks'tan tam 62 yıl sonra kan kusturmaya devam ediyor. Ve maalesef devam edecek gibi görünüyor.

Saygı ve Sevgi ile... 17 Ocak 2017-Denizli / Özkan SARI

 
Toplam blog
: 102
: 4394
Kayıt tarihi
: 05.09.15
 
 

Kalın Sağlıcakla... ..