Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '07

 
Kategori
Haber
 

Uçtu uçtu F - 16 uçtu

Uçtu uçtu F - 16 uçtu
 

Bu gün çok önemli iki konu var gündemde…

Birincisi ABD F–16 uçaklarının sınır ihlali ile ilgili hükümetin tutumu, ikincisi ise Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın akıllara zarar bir çıkışış.

Önce birinci konuyu ele alacağız. Yani ABD uçaklarının 4 dakika süren sınır ihlalleri ve Dışişleri Bakanlığının davranışı…

Olayı yineleyelim.

ABD’ye ait iki savaş uçağı, üzerlerinde silah ile veya silahsız, Türk Hava Sahasını 24 Mayıs 2007 tarihinde 4 dakika süre ile ihlal etmişler.

Daha önceden bilgi verilmeden yapılan bu uçuşta Türk Tava Sahası ihlal ediliyorsa, bunun uluslar arası hukukta adı, egemenlik haklarınıza saldırı anlamı taşır. Bu nedenle de devletler, bu gibi durumlarda, hesabını “İhlal eden” tarafa sorarlar. İhlal eden taraf ise, bu konuda anlamlı ve geçerli bir özür ortaya koymak ve “Özür” dilemek durumundadır. Aksi halde ise yapılacak işlem, alınacak tavır ortadadır. Muhatap devlet çok ağır şekilde uyarılır ve “Düşman” sıfatı ile tanımlanır, gereği de yapılmak üzere bir kenara yazılır.

Biz ne yapmışız “Hükümet” olarak?

Olayı 4 gün boyunca kamuoyundan saklamışız ve muhatap devlete, yani ABD’ye karşı her hangi bir girişimde bulunmamışız. Geçen dört günün sonunda olay, TSK internet sayfasında yerini almış. Bunun üzerine sorulmuş Dışişleri Bakanına, cevaben “Henüz bize bilgi gelmedi” yanıtı alınmış. Sonra anlaşılmış ki, olaydan tam 4 saat sonra tüm bilgiler en detaylı bir şekilde Dışişleri Bakanlığına ve dolayısıyla da Hükümete bildirilmiş.

Ortaya çıkan durum bu…

Olay bu boyutta ortaya çıkınca, hükümet de alelacele ABD büyükelçisini değil, Askeri Ataşesini çağırmış ve notayı (!) dayamış…

Bu olayın hem dış ilişkiler açısından hem de siyaset açısından o kadar çok okunacak tarafı var ki, yazsak sayfalara sığmaz.

Ama iki konuyu kısaca açıklayıp geri kalan yorumu da okuyanlarımızın anlayışına bırakalım…

Birincisi, ABD karşısında bağımsızlığını ve egemenliğini koruyamayan bir hükümetin varlığı var. Nereden çıkardık bu sonucu? İki şeyden. Birincisi, anında “Nota” gereken olayı geciktirdik. Bu konuda hükümetin tavrını daha önceden biliyoruz. Nota denilince “Müzik notası mı veriyorsun, bu kadar kolay mı” diye sorarlar kendileri…

İkinci gerekçe ise bundan daha vahim bir şey. Genelkurmay Başkanı’nın konuşmalarını değerlendiren Başbakan, TSK’nin “Kendi emrinde” olduğunu vurguluyor. Genelkurmay, kuzey Irak’a girmenin faydalı olacağı düşüncesini alenen ortaya koyuyor. O günlerde yine şehit cenazeleri ardı ardına gelmeye başlıyor. Vatandaş tepkili iken bu kez Başbakan “Asker isterse yetki veririz” gibi gayri ciddi bir çıkış yapıyor.

Ve o zaman TSK sitesinde dört gün sonra yayınlanan bu haberi biz şöyle yorumluyoruz:

“Biz buradayız, eğer siyasi irade olarak siz karar verirseniz, biz gereğini yaparız. Siz hükümet olarak size bildirdiğimiz ve en kolayından “Anında nota” vermeniz gereken işlemi bile yapamazken neden bahsediyorsun” diyor ve ekliyor “Bırakın milleti kandırmayı da işinizi yapın”

30 MAYIS 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..