Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '18

 
Kategori
Güncel
 

Uçtu Yar-gı!

Uçtu Yar-gı!
 

Devlet adil yargılamayı sağlamalıdır.

Bunun için ilk şart nedir?

Tarafsız ve bağımsız yargı.

Yargıç, sadece ve sadece hak, hukuk, hakkaniyet ve önündeki mevzuata kafa yormalıdır.

Kafası açık ve net olmalı, başka bir endişe taşımamalıdır.

Türkiye’de yargıçların kafası berrak mıdır acaba?..

Yani mesleklerini yaparken endişe taşımaktalar mıdır; yoksa vicdanen, fikren, aklen, kalben, olması gerektiği gibi tüm yönleriyle hür müdürler?

Bunun cevabını yanıtlamak için HSK’nın yapısına ve başkanının kim olduğuna bakmak yeter de artar.

Lakin konumuz bu değil.

Konumuz başka.

Yeni adli yıl, dün yapılan törenlerle başladı.

Bir de tam adli yılın başladığı gün olan dün, başka bir şey de başladı:

“Yargıda hedef süre”

Adalet Bakanlığı belli ki iyiniyetli ve esas kıstas olarak AİHS(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi)’de yer alan adil yargılanma hakkına ilişkin hükümleri baz alarak böyle bir çalışma yürüttü ve dün itibariyle de yürürlüğe soktu.

Hatta 1 Ocak’tan itibaren vatandaşa gidecek tebligatlarda davanın ne kadar sürede tamamlanabileceği hakkında bilgi de yer alacak.

Lakin…

Adalet Bakanlığı’nın bu çalışması; 20 Temmuz’dan 1 Eylül’e kadar yargısı tatilde olan bir ülkede tuhaf ve komik bir çelişki değil mi?

Nasıl hedef süre?..

Bugün dava açsanız davanın ilk duruşması 3-4 ay sonra başlıyor en iyi ihtimalle.

Davanın celse araları asgari iki ay.

Bilirkişiye gitti mi dosya bekle ki dönsün.

Ve yılın 42 günü resmen tatil olan yargıda bir de güz ve bahar kararnameleri ile hakim ve savcıların tayin olmaları nedeniyle otomatik ertelenen duruşmaları, izin dönemlerini, seminer ve eğitim gibi görevlendirmeleri ekleyin…

Pratikte nasıl “yargıda hedef süre”?

?

Cevabını bilen varsa Bakanlığın öngördüğü süreler ile fiiliyata baksın.

Eminiz bu uygulamaya en çok yargıçlar gülecektir ama alın işte hakimlerin başına bir “düşünecek ve endişelenecek unsur” daha.

Yargıda hedef süreyi tutturmak için hakim ve savcı dosyayı aynı titizlikle inceleyecek mi, yoksa aman süreye uyayım da karar bozulursa bozulsun endişesine mi girecek?

Savcılık soruşturma aşamasında tahkikatı genişletmesi gereken bir yerde ya kafasındaki o soru nedeniyle delilleri tam toplamadan dava açarsa ve dava yanlış sürüp giderse ve davada da süre bakımından yeterli ve gerekli inceleme yapılmazsa…

Hakim; bakanlığın “hedef süre” endişesini yaşarsa…

Nasıl yansıyacak bunun sonucu dosyalara?

Nasıl çıkacak kararlar?..

Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yargıyı hızlandırma yerine yavaşlattığı nazara alınırsa, UYAP sistemi ne kadar kolaylık sağlarsa sağlasın, “yargıda hedef süre” diye bir kavram 42 gün adli tatili olan bir ülke için lüks değil midir?..

Bu uygulama sadece bir “ideal” olabilir ve belki yargının fiziki ihtiyaçlarının giderildiği, hakim-savcı açığının olmadığı, mahkemelerin makul dosya sayısına sahip olduğu bir zaman diliminde fiiliyat ile birleşebilir.

Bu haliyle…

Yargımızın şimdiki görüntüsü ile…

Yeni hakim, aman ben ortalama süreyi tutturayım diye endişe içine girmeyecek midir, mesleğin getirdiği o ilk heyecanın yarattığı stres ile?..

*

Velhasıl gözümüz aydın!

“Yargıda hedef süre” uygulaması başladı.

Yargımızın tek eksiği buydu ve çok çok önemliydi!

“Yargıda doğru karar” hedef olmalıyken…

“Süre”yi aldı hedef yargı…

E artık sevinir ara sıra gündeme giren ve ünlenen “jet hakimler”…

Öyle diyor ya bazen basınımız…

“Jet hakim böyle karar verdi, bu kadar sürede karar verdi, bu kadar dosya çıkardı…”

“Lamborghini mübarek!”

“Yargıda hedef süre” başladı.. Artık, kim hızlı bitirirse!..

 

 
Toplam blog
: 130
: 93
Kayıt tarihi
: 07.02.18
 
 

1971 Balıkesir doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Balıkesir'de tamamladıktan sonra Ankara Ü..