Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '07

 
Kategori
Deneme
 

Üçü bir arada. İki çağrı ve Ala Geyik

Üçü bir arada. İki çağrı ve Ala Geyik
 

Bloguma ne başlık yazayım diye epey düşündüm. Bir taşla üç kuş vurmak, bana uymaz, kıyamam ne kuşlara ne de bir başkasına. Bir koyup üç almak, onu da denedik, hatta Körfez savaşları için değerli büyüklerimiz de söylemişti ama elimizdekini de kaybettik, üçün biri hesabı. Üçü bir arada. Olabilir, zararsız. O zaman o olsun blogumun başlığı. Üçü bir arada.

Blog yazacağım, iki çağrı ve bir de şiir olacak içinde. Söz vermiştim Sayın Serap İnce’ye, son yazısına yazdığım yorumumda; Ala geyik şiirini ilk blogumda yazacağım diye, umarım sizler de beğenirsiniz. İzmirli blog yazarları ile tanışma heyecanımız sürüyor. Ancak bu çağrım herkes için geçerlidir. Gelmek isteyene kapımız açık. Yeter ki gelmek isteyin. Çok önceden duyuracağım toplantı yerini. Sonuncusu da yine bir çağrı. Sayın Ezgi Umut bir blog yazmıştı bu konuda, bloguna yorum yazmak ya da kendisine mesaj iletmektense ben de katkıda bulunayım dedim ama başka bir yolla.Üçü bir arada, bir blog içinde.

İzmirli blog yazarlarına ve gelmek isteyenlere çağrıdır. Bazı aksaklıklar, özellikle de son anda toplantı yerini ve saatini bildirmekte gecikti(m)k. Bu kez önceden duyuruyorum(z).
21 Haziran Perşembe Saat: 19.00 – Konak Pier – Mandolin Cafe.

21 Haziran önemli bir tarih. Kuzey yarı kürede yaz mevsimi başlıyor. Solstis (gün dönümü) imiş. 21 Haziran’da Türkiye’de saat 12.00 de cisimlerin yıl içerisindeki en kısa gölgeleri oluşurmuş. Önemli bir gün. Bizim için de öyle olacak.

İkinci çağrım ise 22-23-24 Haziran günlerinde Selçuk/Pamucak sahilinde gerçekleştirilecek hem de ücretsiz etkinliklerle ilgili. Yerel ve yabancı rock, blues, jazz, meta, folk grupları katılacakmış. Sevgili Ezgi Umut’un yazdığı blogun adresini vereceğim ama kısaca değinmek isterim ki “Ben Cumartesi günü öğleden sonra orada olacağım. Ne zamana kadar oradasınız derseniz, bilemem. Belli olmaz. Gelmek isteyenler varsa mesaj iletebilir, telefonum numarasını veririm, telefonumu asla, görüşürüz. Yok kimse gelmezse ben gene gideceğim. Haber vereyim, Böylece eve de haber vermiş oluyorum.Çünkü bloglarımı okuyorlar. Neyse iç mesele :) fazla kucalamayalım. Ezgi Umut'un yazısı ile ilgili bilgiler:

Blog başlığı : Savaşa birebir;küresel ısınmaya iyi gelir.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=46755#

Gelelim şiire. Şiirin yazarı, özellikle milliyetçilik ve Türkçülük üzerine ünlenen, yazar, Türkolog, siyasetçi Ziya Gökalp’ın. Önceleri bir masal, bir tekerleme gibi (bana göre) başlayan dizeler sonunda farklı bir şekilde bitiyor.Yazarımızın (1876 - 1924) yaşadığı dönemi ve ülkemizin o günkü vaziyetini hatırlamakta fayda var.

ALA GEYİK

Çocuktum, ufacıktım, Top oynadım, acıktım.Buldum yerde bir erik, Kaptı bir Ala Geyik.

Geyik kaçtı ormana, Bindim bir ak doğana. Doğan, yolu şaşırdı, Kaf Dağından aşırdı.

Attı beni bir göle; Gölden çıktım bir çöle, Çölde buldum izini, Koştum, tuttum dizini.

Geyik beni görünce, Düştü büyük sevince. Verdi bana bir elma, Dedi, dinlenme, durma.

Dağdan yürü, kırdan git, Altın Köşke çabuk yet. Seni bekler ezeli, Orda dünya güzeli.

Bin yıllık çile doldu! Bunu dedi, kayboldu. Yedim sırlı elmayı, Gördüm gizli dünyayı.

Gündüz oldu, geceler; Ak sakallı cüceler, Korkunç devler hortladı, Cinler, cirit oynadı.

Kesik başlar yürürdü, Saçlarını sürürdü. Bir de baktım, melekler, Başlarında çiçekler.

Devlere el bağlıyor, Gizli gizli ağlıyor. Kılıcımı çıkardım, Perileri kurtardım.

Kurtardığım periler, Adım adım geriler, Kanadını açardı, Selam verir, kaçardı.

Az, uz gittim, dolaştım, Altın Köşke ulaştım. Bir kapısı açıktı, Öteki kapanıktı.

Kapalıyı açarak, Açığa vurdum kapak. At önünde et vardı, İt, ot yemez ağlardı;

Otu ata yedirdim, Eti ite yedirdim. Açtım bir elmas oda; Dev şahı uykuda

Gördüm, kestim başını, Dedim, Ey dev nerede? Nerede Dünya Güzeli? Dedi, Elinde eli!

Döndüm, baktım. Bir Kırgız, Elbiseli güzel kız. Durmuş, bakar yanımda, Şimşek çaktı canımda.

Güldü, dedi, Türk Beyi! Tanıdın mı geyiği? Kimse, beni bu devden alamazdı. Ancak sen,

Kaya deldin, dağ yardın, Geldin, beni kurtardın. Ah o imiş anladım, Sevincimden ağladım,

Dedim, Turan Meleği! Türkün yüce dileği! Yüz milyon Türk bu anda Seni bekler Turanda.

Haydi, çabuk varalım, Karanlığı yaralım; Sönük ocak canlansın, Yoksul ülke şanlansın

İndik, iti okşadık, At sırtına atladık. Geçtik nice dağ, kaya, Geldik Demirkapıya.

Kapanması, çok yıldı, Açıl! dedim, açıldı. Yol verince gizli yurt, Aldı bizi Bozkurt,

Kaf Dağından geçirdi, Türk Eline getirdi.

Ziya Gökalp

resim : lavinya.net ten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 240
: 2494
Kayıt tarihi
: 13.04.07
 
 

6 Mayıs, bir Hıdırellez günü "Merhaba dünya" demişim. Geçen elli küsur yıl. Bir şarkı vardır Osma..