Üçü de sınıfta kalmışlardı 18. bölüm

- Almıyorum, almıyorum işte, sanki meraklı mıyım gelin gitmeye, defolsun cadı kendi gitsin deyip sesli sesli söylenirken, birden kendini Nehirlerin dükkanında bulmuş. Tam geri dönecekken onu dükkanın vitrininden gören Nehir - Solmaz, aa ne oluyor kız, buraya kadar gel, ama içeri girme! Sende bir haller var anlat, hadi içeriye der demez. Solmaz - Allah kahretsin, beni o manav Reşit amca ve oğlu iyice kafaya koymuş, ille de Solmaz gelinimiz olsun, evlendikten sonra onu oğlum çalıştırmaz zaten dükkan bizim, dükkanı genişletmek istiyoruz, köydeki mahsulumuz bol, ilgilenmem gerek, bulgur, nohut, mercimek fasulye, vs vs demiş. Nehir - Dur kızım ya, bir nefes al, hımm, demek bakliyat meyve derken, bunlar sebzeye de el atarlar diyerek göz kırptığında Solmaz - Ayy, birde dalga geçmiyor musun, buraya neden geldiysem deyip ayaklanınca. Nehir - Aşk olsun diyerek kızı sakinleştirmek için Yoncayı da çağırayım, acaba çalışıyor mu ki, belki de evdedir neyse bir telefon edeyim - Alo Yoncacığım nasılsın, Solmaz burada, selamı var neredesin, tamam, bekliyoruz.

 

Kısa konuşmadan sonra Yonca - Selam kızlar diyerek tuhafiye dükkanına neşe içerisinde girmiş ve. - Ne o, bu gününde demek dünden hiç bir farkı yok? Kızlar Yoncayı anlamaya çalışırken! Sözlerine devam ederek - Bunca gündür beni niye merak etmezsiniz, dünya bir Solmaz için mi dönüyor, ikinize de kırıldım. Nehir - En son dün telefonda konuşmadık mı, haksızlık yapma, hepimizin aile yapısı farklı, sen ailevi meselenizi pek ortaya dökmediğinde nereden bilebiliriz. Solmaz - Yonca, geçen hafta piknikten sonra sen beni aradın mı, hemde ben seni iki kez aradığım halde! Nehir - Kuzum, madem canın bu kadar sıkılıyordu da bu günü mü buldun, anlamadık ki! İki kız birbirlerine bakarak - İyi, anlat bakalım, seni dinliyoruz. Yonca - Ne diyorsunuz ya, ailevi meselemi anlatmazsam mış. Sanki biz birbirimizle yedi yabancı eliz, bildiğinizin haricinde bir olay var ki! Keşke o geceki teklifi kabul etmeseydim. Kızlar merakla - Anlat meraklandırma işte, ne oldu kız Yonca - Annemin ve babamın vır-vırı bir yandan, kız kardeşim Fulyanın bozuk psikolojisi öbür yandan, hayatımı renklendiren, bir sizlersiniz diğeri ise gönül verdiğim mankenlik mesleğim. Bunlar bilinen ama en kötüsü de benim başıma gelenler!

 

Hani geçenlerde çay bahçesinde bahsetmiştim, hatırladınız mı? Buluşup yemeğe çıktığım adam, nasıl içmişsek gözümü açtığımda saat akşama doğru beşi çoktan geçiyordu! Yani dün geceden kalma olduğumu anlamıştım Allah kahretsin, adamın koynunda sabahlamışım, başıma kaza getirmiş, Kızların ikisi birden - Eyvah, keşke içmeseydin Yonca - Keşke demekten artık bir vazgeçin ya, bilip bilmeden konuşmayın, şimdiye kadar içkiye düşkünlüğüm oldu mu? Bizim camia ortamlarında ikram edilir, ne zaman ortamda olsam, tek kadeh alıp onunla bir kaç saat oyalanırdım, o gece bana yurt dışında uluslar arası mankenlik yarışlarına girmemi istersem, onun arkadaşlarının bana yardımcı olacağını söylediğinde çocuklar gibi neşelenmiştim, ertesi günde olan olmuştu, yani rezalet ötesi, gözümü açtığımda bilmediğim bir dairede ve yalnızdım.

 

Ne annem ne de babam beni aramadılar. Nehir - Arasalardı ne diyecektin, tanımadığın bir adamın koynunda sabahladığını mı söyleyecektin, saçmalama. Solmaz - Ben ne demek istediğini anladım Yonca, ebeveynlerin seninle ilgilenmedikleri için bu denli agresifsin, istediğin sadece sevgi öyle değil mi? Kız yerinden kalkarak, Yoncaya sarıldı, bunu gören Nehir de duygulu bir şekilde diğer kızlara sarılıp - Yoncacım, olan olmuş, biten bitmiş ama şikayet et desem! Allah'ım ya, biz burada Solmazın problemine çözüm getirmeye çalışırken, sen bizim derdimizi adeta bastırdın be güzelim. Annen canının sıkıntısını anlamadı mı, halini hatırını sormadı mı?

 

Yonca - Aman, onların derdi sadece birbirlerini yemek diyordum ama,anladım ki, annemin babamdan ayrılmayışının sebebi, babamın sekreteriyle olan beraberliğiymiş. Nehir - Peki, ne zaman farkına vardın? Yonca - O gün, benim o geceye hazırlandığım gün. Kuaföre gittiğimde, orada genç bir kadının, başka bir hanım arkadaşınla olan, telefon konuşmalarından. Babamın iş yerinden bahsederken, oradan ayrıldığını patronunun ona küçük bir daire kiraladığından, babamın isminden bahsederken duydum. Solmaz - Demek ki annen babandan şüphelenmiş, anlayamadığım bir şey var Yonca, ayrılmak her zaman çözüm olmasa da, böyle bir beraberlikten daha sağlıklı değil mi be kuzum, kız kardeşin çok pısırık ve ürkek. Yazık o kıza vallahi, bazen konuşurken kekeliyor. Nehir - Erkek kardeşim Kaan, ona derslerinde yardımcı oluyor ama her zaman Kaan'ı nereden bulacak, kızın kendisiyle dahi güven sorunu var.