Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '15

 
Kategori
Deneme
 

Üçü de sınıfta kalmışlardı 4. bölüm

Üçü de sınıfta kalmışlardı 4. bölüm
 

Alıntı


Nil nasıl olduysa annesine yardım ederek sofrayı kurmuş, hep beraber akşam yemeğini yedikten sonra da masayı toplayarak, tabakları mutfağa götürmüştü. Daha sonra odaya geçip baba ve kız TV izlemeye koyulmuşlardı. 
 
Gençler ise beraber kullandıkları odalarına çekilmişlerdi. Vedat eline gazeteyi alıp, iş ilanlarına bakıp bakmadığını sormuş, aldığı cevap - Geleli ne oldu birader? Gol bir, dakika bir, ertesi günü tamircide iş bulmadım mı? Vedat - Doğru canım, üç ayda 3 hafta çalışmaya ben çalışma mı derim! - Sen kendine bak Vedat efendi dediğinde genç - Tercüme bürolarını, hatta ilgim olmasa da muhasebe bürolarını dahi gezdim, ben işi eve getiriyor, oda da çalışıyorum, ama sen ne anlarsın, masanın üzerine dikkatle bakmış olsaydın, dışarıdan iş getirdiğimi fevkalade anlardın ya! Nerede o akıl, sen ancak karı, kız kovala böyle,
 
Sedat - Bak dinle, mevzuyu sen açtın deyip sırıtmış ve kafa ütülemeye başlamıştı. Sedat, sabah kızlarla buluştuğundan bu yana, geçirdikleri günün tahlilini, saati, saatine ballandırarak  anlatmış, Vedat'ın uykusuna kan doğramıştı, uyumak ne kelime derken, geçte olsa kız muhabbetinden gına gelerek uykuya dalmıştı.
 
Sedatın hovarda tutumunu Vedat hiç haz etmez ve bunu da abisine, her defasında  - Yahu senin de kız kardeşin var, Ankara'dan apar topar neden İstanbul'a taşındık, akrabalarımız yeri yurdu ayarlamasalardı, ne yapardık? Cıvıklığın ne lüzumu var, şıpsevdi kişiliğin bir gün ya anamın ya da babamın yüreğine inecek, bak demedi deme! Ankara'da mamuru mest ettik, sıra İstabulda ki bu mahalleye mi geldi? Duruyorsan ağabey gibi dur, kapı komşumuzun kızına ettiklerini hiç birimiz unutmadık, kızı öp sev mıncıkla, adını çıkar, ee, sonuç? İstanbul'a dehleyip kaç, nerede oğlum bu yoğurdun bolluğu? Burada arayıp bizi bulmazlarsa namerdim! Sedat - Ya kes oğlum be, amma kafa ütüledin, sevdim sanmışken, meğer sevmemişim, ne yaptım ya? Irzına mı geçtim!
 
Vedat - Hepimizin yüzünü yere getirdin ya, ne diyeyim, Allah seni ıslah etsin, Nil bile senden akıllı dediğinde Sedat - Ulan oğlum, kızı başıma dokuz yaşında edip çıkardın, kız üniversiteli, haloo! Vedat - Böyle argo kouşmalarınla beni alt edeceğini sanıyorsan yanılıyorsun, ama Nil senden çok yüz alıyor bilesin, seni kendine örnek alıp, hatalar silsilesine düşerse o zaman görüşürüz. Unutma, o senin okumuş versiyonun, bu işler okumuşa cahile bakmıyor, boşluktan faydalanıp başına kaza gelirse, bizimkiler vallahi kahrından ölürler!
 
Odada bu kadar sesli konuşan abi kardeşe ne anası ne de babası ses çıkarmamışlar, belki de ne halleri varsa görsünler demişler, ya da kapıları kapalı olduğundan konuşmaları sadece güncel gazete haberlerini tartışıyor sanmışlardı. Ebeveynleri kendi hallerinde, ekmeğinin peşinde olduklarından, öyle pek etliye sütlüye karışan insanlar değillerdi. Annesi ilk okula dahi gitmemiş, ama çocuklarının okumasını hep desteklemiş,  - Okuyun, ananız gibi kara cahil kalmayın, ekmeğinizi elinize alın da, nasıl alırsanız alın deyip duruyordu. Nil Ankara da ki üniversiteyi dondurmuş, belki puanı yüksek olan başka üniversiteye geçerim derdindeydi, bir anlamda da kızın ekmeğine yağ sürülmüştü. 
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..