Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '15

 
Kategori
Deneme
 

Üçü de sınıfta kalmışlardı 5. bölüm

Üçü de sınıfta kalmışlardı 5. bölüm
 

Alıntı


Üniversite de gençleri, mavi boncuk dağıtarak birbirlerine düşüren genç kız, bazen kendine kızsa da ağabeyi Sedat'a, bu yanıyla ne çok da benziyordu. Ağabeylerinin mahallenin kızları hakkında konuşmalarına kulak misafiri olmuş, Vedat'a - Sedat abim kızlarla mı buluşmuş, bu ne hız ya, ya sen, seni çağırmadılar mı Vedat? Diye soran Nil'e - Ben önce ekmeğimizin savaşında olmayı yeğlerim, unutmadan, hafta sonunda sana sinema sözüm vardı, unutmadın inşallah? Kız - Unutmadım ama, Sedat abim kızlarla konuşmuş, bizleri pikniğe davet etmişler, oraya gidelim hep beraber olmaz mı?
 
Vedat  - Hmmm, tamam diyen genç bizim için de değişiklik olur, anneme yardımcı ol bari, o gün için alış veriş yapmak gerek. Kapı çalındığında açan kız -  Hoş geldin Sedat abi, bizde hafta sonunda ki pikniği konuşuyorduk, bizimde alış veriş yapmamız gerekmiş, Sedat - Ne alış verişi ya, Vedat onların yanına gelerek - Üç genç kız, evlerinden her ne getirecekse, bizlerinde götürmesi gerekmez mi birader?
 
Orada mangal mı yapacağız yoksa, evden yapıp mı götüreceğiz, kim ne getirecek, mesela annem sarmayı güzel sarar, ne bileyim, marketten; Meyve, tatlı, tuzlu kuru pasta, meşrubat, leblebi çekirdek, domates, salatalık. Sedat dalgasını geçerek - Tuz, çatal, kaşık bıçak, tabak, yatak, yorgan!
 
Vedat - Şu konuşmalarını biri duysa, ne yatağı ne yorganı yaa Sedat - Oğlum, şakadan da mı anlamıyorsun? Kızların yerinde olsam inan ki, seni anında bozardım. Kızları görsen diyen Sedat'ı, Vedat bozarak - Merak etme, göreceğim, Nil'in yanında hareketlerine lütfen dikkat et. Garanti kızların telefon numaralarını da almışsındır. Abisi - Tabi ki aldım oğlum, benden kaçar mı? Vedat - İyi, ara ve konuş, cuma pazarından da meyve alabilirler, hatta Nil'i ve annemi de götürsünler, hem muhitin pazarına da alışıp öğrenirler.
 
Nil, oturdukları bu muhitten pek hoşlanmamış, burayı Ankara'nın semtlerinden daha ilkel bulmuştu, çevre dedikoducu insan kaynıyor, her sokakta bir kahvehane olduğundan dem vuruyordu, rahatlıkla modern giysiler giyemediğini söylediğinde, abileri - Sende muhitteki kızlar nasıl giyiniyorsa uyum sağla diyorlardı, bunu duyan Nil - Yok ya, kimse kimsenin tekelinde değil, canımın istediğini giyerim diyor ve ağabeylerini kızdırıyor, feminist yanıyla da Solmazı korumadan duramıyordu.
 
 Nil -. O kızlardan en çok da Solmaza üzülüyorum, o üvey anasına iyi davrandıkça, cadı kadın sanki inadına yapıyormuş, Vedat - Allah, Allah nereden duydun kız dediğinde Nil - Karşı dairede ki kızla merdivenlerden inerken, o söylemişti, Sedat abi Solmazın telefon numarasını bari bana ver de, ben arayayım, kızın annesi malum, sen ararsan kızı babasına şikayet edip huzursuzluk yarata bilir.
 
Vedat'a bakan Sedat, onunda baş sallamasıyla - Tamam demişti. Kızlarda birbirlerini arayarak, o gün ne tür bir hazırlık yapacaklarının telaşına girmişlerdi. Solmaz, annesinin üvey olmasından dolayı ondan her hangi bir yemek yapmasını isteyemezdi. Esra da, ablasının hafta sonu mahalleye yeni taşınan gençleriyle pikniğe gideceklerini biliyordu. Bunu annesine söyleyen kız, annesinin - Tamam, sende onlarla beraber git, Solmaz cadısını sıkıştır, yoksa annem seni göndermez  falan filan, de tamam mı kız? 
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..