Üçü de sınıfta kalmışlardı 7. Bölüm

Kızlar birbirlerine hafta sonu söz verdikleri gibi hazırlıklarını yapmış ve pazar sabahı buluşmuş ve yola çıkmak için Sedat ve kardeşlerini bekliyorlardı. Sedat bir minibüs ayarlayıp kızları mahalleden hepsini bekledikleri yerden almış piknik yeri için belirledikleri yere doğru yola çıkmışlardı. Neşe içerisinde mesire yerine geldiklerinde, kendilerine tepeden güzel manzaralı bir masa ayarlayıp önce piknik tüpünü yakıp güzel bir çay sefası yapmak istediklerinde karar kılmışlar ve tanışma safhasını geliştirmek için konuşmaya başlamışlardı.

 

Sedat - Nihayet kızlar, güzel güneşi bir yaz sabahı, temiz hava, nefis doğal tabiat harikası bir ortam. İyi ki buluşup gelmişiz ancak bu piknik fikrinin kimden çıktığını merak etmiyor da değilim dediğinde, kızlar birbirlerine bakarak; Solmaz demişlerdi, Solmaz ise, yok aslında Nehir söylemişti, Nehir, Yonca ısrarla söyleyince! Sedat sırıtarak; Ha, anladım yani hepiniz. Yonca dayanamayıp - Ana fikir benden çıktı, ne yani bir piknik yapalım yeni komşularımızla değişik bir tanışma faslı dedik, hata mı ettik? Nil -  Tabi ya, böyle çok iyi oldu buluşmamız, kızlar, bol bol fotoğraf çekeriz artık. Vedat ortalığı daha da yumuşatmak için - Ya kimse kim, Sedat, bir haftadır piknik yapmamıza daha bir hafta var deyip kafamı şişiren sen değil misin birader, bu neyin tribi? Ha onlar ha biz, ne yani, atla deve mi, alt tarafı piknik! Hadi bakalım, mangalın kömürünü yakmak için ne bekliyorsun, bende etleri ve közlenecek domates, biberleri ayarlayayım. Kızların her biri, bir işle meşgul olmuş, neşe içerisinde bir saat sonra masa düzenini kurmuşlardı.

 

Sıra en keyifli konuşmalara, tanışmaya gelmişti. Kızlar, söz birliği etmişcesine; Önce siz başlayın, hangi şehirden, ve neden İstanbul'a geldiniz? Genç kardeşler birbirlerine bakışırken, Nil - Ankara da ki üniversiteyi dondurup İstanbul'a geldik, malum benim kız yurtlarında kalmamı istemediklerinden, bizde soluğu İstanbul da aldık. Kızlar - Bir kız kardeşinizin okulu için miydi tası tarağı toplayıp buralara yerleşmeniz? Sizin işleriniz sekteye uğramadı mı? Vedat - Uğramaz mı hiç! Hadi annem ev hanımı, babam emekli, onlar için yurdun her yeri, doğdukları olmasa da doydukları yer, iş bulmamızın İstanbul gibi bir metropolde kolay olacağını sanıyorduk ama, üç ayda başvurmadığım yer kalmadı, hatta alakasız işleri bile yapmaya hazırım. Sedat - Oto tamirhanesinde iş bulmuştum ama, patron kıl çıktı, bu ne ya, sanki tamirhaneyi üzerime zimmetleyecek, soru üzerine soru, neden buraya taşınmışız Ankara'nın suyu mu çıkmış, abuk subuk konuşma tarzını beğenmediğimden çıkmıştım. Başka bir tamircide iş buldum o da az ücret ve bir müddet sigortasız çalıştırırım dediğinde, çalışmaya biraz ara vermek istedim, kafamı biraz boşaltmam lazım, bakalım ne zaman çalışacağım.