Üçüncü kuşak cep telefonları

Bizim cep telefonu dediğimiz taşınabilir telefonlar hayatımıza gireli yıllar geçti. Bu teknoloji o denli yaygınlaştı ki, küçücük çocukların elinde bile cep telefonu görür olduk. İlk başlarda çoğumuz için lüks sayılan bu aletler, zaman içerisinde hepimizin vazgeçilmez bir parçası oluverdi. Kısa süre önce Vodafone şirketinin Telsim’i satın almasıyla birlikte Türkiye’de mobil telefon iletişiminde rekabet de birden hızlandı. Bu ise, fiyatlara ve hizmet kalitesine olumlu biçimde yansımaya başladı. Her operatör, abonelerini elinde tutabilmek için en yeni teknolojiyi en uygun fiyatla sunma yarışına girdiler. Yakında, numara taşınabilirliği, yani telefon numarasını değiştirmeden operatör değiştirebilme olanağı da gerçekleşirse savaşın şiddeti daha da artacak.

Mobil telefonlar yakın zamana dek yalnızca ses ve kısa mesaj iletiminde kullanılmaktaydı. Çünkü teknolojik altyapısı ve hızları buna uygundu. WAP, GPRS ve EDGE teknolojileri cep telefonundan internete erişimi olanaklı hale getirdi. Ancak, bunlardan en yenisi ve hızlısı olan EDGE teknolojisinde bile en fazla 384 kbps düzeyinde bir aktarım hızı sunulabilmektedir.

Mobil iletişim dünyasında devrim niteliğindeki gelişmelerden birisi 3G teknolojisi olmuştur. İlk olarak yaklaşık on yıl önce Japonya’da ortaya çıkan bu teknoloji, günümüzde gelişmiş bütün ülkelerde kullanılır durumdadır.

3G nin özgün adı UMTS (Universal Mobile Telecommunications System) Evrensel Mobil Telekomunikasyon Sistemidir. Kısaca üçüncü kuşak anlamına gelen 3G (3. generation) olarak bilinen bu son teknolojide veri iletim hızları 2 mbps düzeylerine erişiyor. Yani EDGE teknolojisinin en az 5 katı kadar artıyor. Bu da, cep telefonları ile internette daha kolay dolaşmak, hatta video ve TV izlemek anlamına geliyor.

3G’nin zayıf yanlarından birisi, cep telefonunu kullanan kişinin hareket hızı saatte 40 kilometrenin üzerine çıktığı taktirde 386 kbit'e gerilemesi, 360 kilometrenin üzerine çıkıldığında da iletişimin neredeyse kopmasıdır. 3G teknolojisinin uygulama güçlüklerinden birisi de kapsama alanının, şu anda kullanmakta olduğumuz GSM (2G) teknolojisine göre dokuz kata kadar daralmasıdır. Bu da, kullanıcılara sürekli bir kapsama alanı yaratabilmek için çok daha fazla baz istasyonu kurmak anlamına gelmektedir.

Bütün bu yeniliklerden yararlanabilmek isteyenlerin cep telefonlarını değiştirmesi, 3G uyumlu yeni telefonlar satın alması gerekecek. Ancak bu, herkesin 3G telefonlara sahip olmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Bu teknoloji, şu anda yaygın olan 2G yani GSM ile yüzde yüz uyumludur. 3G olanaklarından yararlanmayı düşünmeyenler sahip oldukları telefonlarını kullanmayı sürdürebilirler.

Bizler daha yeni 3G teknolojisine geçerken bilim adamları ve araştırmacılar çoktan beri 100 mpbs hızları destekleyen 4G teknolojisi üzerindeki çalışmalarını sürdürüyorlar.