Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

26 Kasım '07

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Uçuşan Çiçekler

Uçuşan Çiçekler
 


Bahçede bir çiçek dolaşıyor. Geliyor, gidiyor, oradan oraya sessizce uçuyor... Sonra bir dalın üzerine nazikçe konuyor. Gerçekten de onun, rüzgarda hafif hafif sallanan dört taç yaprağıyla bir çiçekten farkı yok. Derken, yeniden uçuyor, şimdi de başka bir çiçeğin üzerine konuyor. Sahiden bir çiçek olabilir mi bu, yoksa hayvan mı?

O, tabiatın tıpkı bir çiçek gibi özene bezene, adeta sihirli bir elle yarattığı bir hayvan, o bir kelebek.

Onun bahçede dolaşması boşuna değil. Az evvel bir çiçeğin tacına konmuştu. Ne yapıyor orada? Oynayan başının altından, çiçeğin dibine, yumurtalığının tepeciğine bir hortum uzatıyor... Çiçekteki balözünü emiyor! Bu kelebek, arının hakkı olan o değerli sıvıyı aşırıyor! Kelebeğin kıştan korkusu, geleceği düşünmek ve ilerisi için besin yedeklemek gibi bir tasası yok! Yaşamı o kadar kısa ki! Belki bir dakika sonra bir kuşa yem olacak, kendini savunamaz çünkü. Belki de sert esen bir rüzgar, onu alıp yerden yere vuracak... Bu sebepledir ki tez elden hayatın tadını çıkarmaya bakmalı. Tıpkı üzerine konduğu, taç yaprakları neredeyse düşecek olan çiçek gibi, onun da ömrü ha bitti, ha bitecek.

Kanatları siyah benekli, kadife tenli beyaz kelebek, kocaman bir lahana yaprağının üzerine konuyor. Halbuki orada çiçek filan yok! Kanatlarını havaya dikiyor, birleştiriyor, bir an kımıldamadan kalıyor, sonra kalkıp başka bir lahana yaprağına sokuluyor. Hiçbir zarar vermiş değil... Zaten bir damla balözü emmekten başka bir işe yaramayan hortumuyla ne zarar verebilir ki? Lakin daha yakından izleyince, onun geçtiği yerlerde küçücük sarı lekeler bıraktığını görürüz. Hiç de zararlıya benzemeyen zerrelerden oluşmuş bu leke, kelebeğin yumurtalarıdır. Sakın ha, bu kadar güzel bir böceğin yumurtalarını yok etmeyelim!

Lakin ne yazık ki, böyle iyi niyetli davrandığımıza çok yakın zamanda pişman olacağız. Birkaç gün sonra, yeşilimsi, korkunç görünümlü tırtıllar, koca koca lahana yapraklarını kemirip didik didik edecekler ve her yaprağın üzerinde böyle kötü amaçlı misafirler bulunacağı için, lahana bahçesi kısa sürede mahvolacak.

Kelebek ne kadar güzelse, tırtılıda tersine, o kadar çirkindir. Vücudundaki 12 halkadan üçü birer çift ayağı (6 ayaklı olduğundan), 4 tanesi de çekmenleri taşır. İlk halkayı meydana getiren başında iri çeneler, duyargalar ve ipek bezleri bulunur. Tırtıl, ipek bezlerinin salgıladığı ipekten oluşan bir kozaya bürünür ve bu kozanın içerisinde krizalit haline geçer. Koza, ipek tellerle bitkiye bağlıdır. Esrarengiz bir başkalaşma sonunda, krizalitin çeneleri hortuma dönüşür, çekmenler kaybolur ve yerlerine, parlak renkli kanatlar çıkar. Bir masal perisi bile, bundan büyük bir mucize yaratamaz! Bu esrarengiz başkalaşmadan 3 hafta sonra, krizalit çatlar ve içerisinden, ömrü birkaç hafta sürecek, olgun bir kelebek çıkar.

Lahana kelebeği gibi, diğer kelebeklerde bu başkalaşma dönemini yaşarlar. Fakat türleri hiçbir zaman birbirine karışmaz. Renkleri birbirinden farklı ne kadar kelebek varsa, yapısı birbirinden farklı o kadar krizalit ve bunları beslemeye yarayacak o kadar çeşitli bitki vardır.

Kırlarımızda en çok rastlanan kelebek, mavi, sarı, siyah ve kırmızı renklerle bezenmiş kuyruklu kelebektir. "Papillio machaon" isimli bu kelebeğin tırtılı, özellikle havucu çok sever. Bir gündüz kelebeği olan bu hayvanın, diğer bütün gündüz kelebekleri gibi, dört açık kanadı vardır. Kelebek dinlenirken, bu kanatlar dikilerek birleşir.

Gece uçan kelebekler farklıdır... Bunlar dinlenme esnasında kanatlarını bir çatının iki eğimi gibi eğik tutarlar. En güzellerinden birisi, "gece- tavus" kelebeğidir.

Akşam vakti, alacakaranlıkta dinlenme halindeyken kanatları yatay duran kelebeklerin uçtukları görülür. Bunlardan birinin başında, kuru kafayı andıran bir işaret bulunur. Bu, kelebeklerin en güzellerinden biri olan "sfenks" kelebeğidir.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..