- Kategori
- Deneme
Uçuşan Tüyler
Kalktığında saat ondu.
Kendini herhangi bir sokakta bulduğunda güneş tam tepesindeydi.
Telefonda konuşurken seni o sahilde bulmuşlardı.
Anlattığın hikayenin tam ortasında kopan fırtınadan konuşuyordu çocuklar.
Yattığında saat ikiydi.
Hangi ikiyi sevdiğin üzerine birileri o gece kafa patlatıyordu ya da o yalan sana kadar gelmişti bir yaz öncesi.
Sevdiğin bir şehirden yağmurlar geçiyordu, törende yoktun.
Kaç yağmurum vardı, sordum, yanıt bekleniyor senden.
O rüyanın içinde yüzerken kalktım baktım saat beş!
Kara çizimler yapıyordum kendi denizimde.
O dağı babama bırakıp dönmüştüm, saat on iki idi, yok yok, on altılı bir çığlık.
Kimse olmadığı için, dedi Karam, içimi sana döküyorum, saat tam buçuk, buçuk işte dökülmüş uçuşan tüylerimi sevdiğim.
Saklandığımda saat durmuştu bir saatte.