Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '10

 
Kategori
Mizah
 

Ucuz Etin Yahnisi...

Ucuz Etin Yahnisi...
 

Merhaba sevgili okuyucular,

Alemin en çakal adamı sayılmam ama isterim ki kısa yoldan para kazanayım, normalde pahalı olan şeyleri ucuza alayım, pazarlık yapayım, 3 yerine 1'e alayım (3'ün 1'i değil ama). Bunların hepsi damarlarımda azcık akan Kayserililik kanıyla alakalı olabilir. Ya da tembel ve pinti bi adam olabilirim emin değilim. Yine de Half Blood Kayseri daha bi kulağa hoş geliyor sanırım.

Neyse sevgili okuyucu, nerden çıktı şimdi bu half blood’lık diyorsunuzdur. Şurdan çıktı, hemen izah edeyim. Demin de bahsettiğim üzere (parasızlığın gözü kör olsun işte n'aparsınız) varoş insan;

-Kaliteli hizmet

-Beleşe yakın olmak suretiyle düşük fiyat

bekliyor hizmet sektöründen.

Oluyor mu?

-Olmuyor tabiki diyordum, bir arkadaşım bahsetti.

"Kuru temizlemede parça başına 3 TL’ye temizleyen bir firma var, gelip senden alıyorlar ve en kötü 2-3 güne getiriyorlar" dedi.

Amanın sevgili okuyucu, ben bir takım elbiseyi veriyorum 20 TL’ye, bu şekilde 3 takım oluyor 18 TL.

“Nasıl, güzel temizliyorlar mı?” dedim,

”Abi hiç bi fark yok” dedi arkadaş.

Eee gazı almış durur mu bu Anadolu çocugu. Hemen telefona sarıldım. Ertesi gün 3 takımı getirdim çalıştığım kuruma, geldiler ve aldılar. Keyifler ben de keyka.

”Yalnız” dedim, “Ne zaman getirirsiniz?”,

"Salıya yetiştirmeye çalışırız" dedi gelen arkadaş.

Acelem de yok zaten, olur dedim. Bu bahsi geçen diyaloglar geçen hafta oluyor. Bugün öğlene doğru işgillendim, ne arayan var ne soran. Cep telefonumu da biliyorlar (hani masamda olmadığımda ulaşamasalar ararlar cepten diyorum) Aradım utana sıkıla (ucuz iş yaptırıyorum ya, onun bi gerginliği var üzerimde) Diyalog aşağıdaki gibi;

-İyi günler hanımefendi. İsmim Mübal Ağa. Ben geçen hafta 3 takım elbisemi vermiştim, salıya getiririz demişlerdi, ben bugün de arayan olmayınca rahatsız ediyim dedim… (Bak bak nezakete bak)

-Merhaba Mübal Bey. Bildiğiniz üzere geçen hafta yaşanan sağanak yağmur teslimatlarımızı kötü yönde etkiledi efendim.

-Hı anladım… (Burda ben şey zannediyorum esasında “hıı” diyerek. Hani yazık lan yolları hep su bastı bunların kamyonette geçemedi o sulardan falan)

-Efendim şimdi bizim yerimi biliyorsunuz, orayı da su basınca bütün makinalar su altında kaldı…

Ya böyle şey olur mu sevgili okuyucu. Gökten dam (evlerin damı olur) yağsa, benim kafama pencere düşer misali bu nedir ya. Makinalar su altında kalmış, sigorta şirketini bekliyorlarmış yapılması için önüüzdeki salıya kadar da teslim etmeye çalışacaklarmış takım elbiseyi. Neyse bahtsızlık felaket, olur olmasına da, kadın tam kapatırken;

“Siz yine de haftaya pazartesi arayın takım elbiseleriniz hakkında son bir bilgi alırsınız” dedi.

Ben bi kıllandım. Son bilgi? Takım elbise hakkında? Pazartesi? Acaba diyorum, bu zat-ı muhteremlerin makinalar su altında kaldığında, benim takım elbiseler de bu makinaların içinde …?

Hağğğğyııırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr…

Sevgiler&Saygılar...
 
Toplam blog
: 15
: 420
Kayıt tarihi
: 07.06.10
 
 

Sürekli farklı şeyler yapmak, Farklı alanlarda farklı başarılar kazanmaktı amacım... Farklı olmak..