Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '17

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Ucuz Etin Yahnisi

Ucuz Etin Yahnisi
 

Resimde gördüğünüz "et"tir. Unuttuysanız!


Sırbistan’dan 5 milyon kilo sığır eti ithalatıyla Ülkemizin bir numaralı gündem maddesi haline gelen “ucuz et”e dair bir küçük analiz yapmanın yararlı olabileceğini düşündüm.

Vatandaşa “ucuz et” yedirebilme ihtiyacı etin pahalı olmasından kaynaklandı.

Etin pahalı olması geçmiş dönemlerde izlenen hatalı tarım ve hayvancılık politikalarının sonucuydu.

Hatalı tarım ve hayvancılık politikalarının kaynağı küresel dayatmalardı.

Bir küçük parantez açalım, “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” isimli bir kitap var. John Perkins yazmış. ABD’li. Dünya Bankası ve Amerikan Kalkınma Ajansında görev almış uzman. Dünyayı yöneten şirketlerin geri kalmış ülkeleri, ihtiyaçları olmayan büyük altyapı yatırım projeleri hediyeleriyle borçlandırarak nasıl kendilerine bağımlı hale getirip nasıl yönetti(rdi)klerini, bizzat görev aldığı operasyonlara ilişkin deneyimleriyle aktarıyor. Herkes okumalı.

Konumuza dönersek;

Türkiye’nin büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin geçmişten günümüze kadarki seyrine bir göz atalım.

1980’de nüfusumuz 40 milyon civarıydı. Büyükbaş hayvan sayısı da 16 milyon. Bu sayı 2010 yılına kadar devamlı azalarak 10 milyon seviyelerine düşmüş, bu tarihten itibaren biraz artış göstermiş. 2015 yılı itibariyle nüfusumuz oldu 80 milyon, büyükbaş hayvan sayımız 15 milyon düzeylerinde.[1]

Yani geçen 35 yıllık sürede et üretimi artmamış ve nüfusumuz da yaklaşık iki kat artmışsa, en basit düz mantıkla etin fiyatının 2 katına çıkmış olması tabii. Zaten de öyle.

Peki neden böyle olduğunu anımsıyor muyuz?

Şöyle denirdi.

“Ekonomi dışa kapalı. Dışarıda et ucuz, şeker ucuz, tütün ucuz, pamuk ucuz,… Bunlardan yararlanamıyoruz. Dışa açılalım, her şeyi daha ucuza getiririz.”

Öyle yaptık.

Dışarıdan daha ucuza getirdik.

Neyle getirdik?

Borçlanarak getirdik.

Bu yolla üreticiyi bitirdik. Hayvancılık, tarım… ithalle rekabet edemedi. Büyükbaş hayvan üreticiliği sona erdi. Şeker pancarı üretimi sona erdi. Tütün üretimi sona erdi. Pamuk üretimi sona erdi…

Bu alanların lokomotifleri KİT’lerini özelleştirdik, kapattık. Et ve Balık Kurumu da bunlardan biriydi…

Köyünde bu işlerle uğraşan nüfus büyük kentlere taşındı.

Kentlerin yol, köprü, viyadük, tünel, park, okul, enerji, kanalizasyon, … ihtiyaçları arttı. Bunları da borçlanarak yaptık.

1980 yılında dış borcumuz 16,2 milyar dolarken[2] bugün 400 milyar doları[3] aşmış.

Borç bedava değil. Faiz de ödüyoruz, başka bedeller de….

Konuyu dağıtmayalım.

Bu sebeplerle et pahalılandı, şimdi dışarıdan ucuz et getirip vatandaşı sevindiriyoruz.

Ne yapmış oluyoruz aslında?

Bugün etin fiyatının pahalı olmasına yol açan geçmişteki hatamızı tekrarlamış oluyoruz.

Yine hayvancılığa darbe vuruyoruz. Yine çiftçimize “sen büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapma” demiş oluyoruz.

Yani bu yaptığımızla aslında gelecekteki et fiyatlarını yükseltmeye devam etmiş oluyoruz.

Dışarıdan ucuza et ithal etmeyle biz aslında ucuz et filan yemiş olmuyoruz…

Yediğimizin ne olduğunu söylemeye de benim dilim varmıyor!

Kitabın adı; “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları”ydı…

 

Kenan IŞIK

 

Not; Bu yazım, özelleştirme hamlelerine karşı Anayasa Mahkemesinde açılan davaların dilekçelerinde bu olacakları John Perkins’den çok daha önce tüm açıklığıyla ortaya koymuş olan hocam Mümtaz SOYSAL’a saygı ve sevgilerimle ithaf olunur.

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..