Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '08

 
Kategori
Spor
 

Uefa kupası hedef olmamalı

Uefa kupası hedef olmamalı
 

Fenerbahçe’mizin aylık resmi dergisi her ay rutin olarak girer evime. Yazarlardan sevgili Bahar Aydemir “12. Adam” isimli köşesinde, renklerimize gönül verenlere ses kaydedicisini uzatır ve takımımız hakkındaki görüşlerine yer verir.

Her ay ilgiyle takip ederim bu köşeyi. Ve inanılmaz bilinçli taraftar profilleriyle karşılaşırım. Bu da bana keyif ve gurur verir.

Bahar Aydemir’in bu ay renktaşlara sorduğu bir soruyu cımbızla çektim adeta. “Önümüzdeki 10 yıl içinde takımımızı nerede hayal ederdiniz?” gibi çok yerinde bir soru sormuştu Sevgili Bahar.

Takımımızdan Avrupa’da bir kupa kaldırma beklentileri hakimdi verilen cevaplarda. Bunu isme dökersek ortaya Uefa kupası çıkıyor. Ve 3-4 kere bu kupayı kazanma hayali yatıyor renktaşlarımızın gönüllerinde.

Temennilere; “İnşallah” demek ne derece doğru bilemiyorum. Çünkü bahsi geçen kupa organizasyonuna katılabilmek için, ligi zirve yerine üçüncü, ya da ülke puanına göre daha alt sıralarda bitirmek gerekiyor. Başka seçenek ise ligi şampiyon tamamlayıp, şampiyonlar liginden hemen ilk gruptayken elenmek gerek. Ancak böyle durumlarda Uefa kupası organizasyonuna giriliyor.

Açıkçası takımımız her yıl zirveye oynayarak, katıldığı şampiyonlar liginde harikalar yaratıp, dünyaya adını duyururken, uefa kupası hayalini kurmak ne kadar mantıklı, varın yorumu siz yapın.

Takım sezon sonu itibariyle ligi planlanan yerde, yani zirvede bitiremez ise, (en yakın tahtaya vurun) işte o zaman uefa kupası hedef konabilir.

Sizlerle paylaşmak istediğim başka bir konu ise hakemlerimiz ve saha içindeki vücut dilleri. Bir hakemin futbolcuya kart gösterme şekli çekti mi hiç dikkatinizi? Kartın rengi ne olursa olsun hiç fark etmez. Dikkat edin son haftalarda ki yayın dahilinde ki maçların hakemlerine. Kartı çıkarıp, gösterdikleri futbolcu her kimse hışımla koşuyorlar üzerine. Futbolcu korkuyor doğal olarak. 1, 90’lık adamların üzerinize deli gibi koştuğunu görseniz ne yapardınız?

Hakem sahanın tek hakimidir. Futbolcu psikolojisinden iyi anlamalıdır. Kartı döver gibi çıkartmak yerine daha sakin bir biçimde gösterebilir. Hem bu durumda maça daha iyi hakim olur. Aksi halde caydırıcılık arz etsin diye sahada agresif tavırlar sergilerse, bırakın caydırıcılığı, saygınlığını yitirir. Oyundaki hakimiyetini kaybeder.

Son paragrafı Aziz Başkanımıza ayırmak istiyorum. Hani görevdeki 10 yılında takımımıza çağ atlatan büyük başkanımıza. Ve hani bu 10 yılı üniversitelere ders konusu olan efsane başkanımıza. Yakın zamana kadar takımımızla birlikte gittiği deplasmanlarda, rakip seyircilerce ağza alınmayacak küfürlere maruz kalıyordu. Üstelik küfre savaş açmışken. Rakip takımların başkanları küfür eden seyircilerine müdahale edecekleri yerde; “Bize niye küfür edilmiyor” tarzında abuk sabuk açıklamalar yapıyorlardı ülke basınına.

Yöneticilerinin başkanımızı kulüpler birliğinin başına getirmeleri, başkanımıza küfrü statlarında eksik etmeyen seyircilerine atmış oldukları bir şamardır bence.

 
Toplam blog
: 130
: 740
Kayıt tarihi
: 05.12.07
 
 

İlk önce şunu belirteyim; yürüme engelliyim fakat hayata pamuk ipliği ile değil, LACİVERT YÜREĞİM..