Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '09

 
Kategori
Futbol
 

UEFA Kupası’ndan nasıl elenilir?

UEFA Kupası’ndan nasıl elenilir?
 

uefa.com


Evet, Galatasaray ayağına kadar gelen fırsatı teperek, turu kendi elleriyle Alman temsilcisine hediye etti ve ders niteliğinde bir 90 dakikaya imza attı.

Dengeli başlamıştı maç. 0-0 yetiyordu Galatasaray’a. 1-0’la tur atlayabilecek Hamburg da 90 dakika 1 gol kovalamak adına 0-0’lık gidişattan memnun sayılırdı. İki tarafta risk almak istemiyordu.

Ev sahibi Galatasaray, ceza sahasının dışında başlayıp içinde biten bir faul pozisyonu neticesi kazandığı penaltıda, Kewell’ın Hamivari golüyle öne geçip, biraz daha rahatlıyordu.

Derken ikinci yarı da golle başladı. “Oley” lik paslarla hazırlanan mükemmel bir organizasyon, süper bir asist ve bir o kadar güzel Baroş golüyle neticelenirken fark 2’ye çıkıyor ve tur artık “geldim” diyordu.

Maç sanki ikinci Bordeaux maçını andırır bir hale geliyordu.

“Made in Turkey” adlı blogumuzda, kazanmamıza rağmen maçtaki büyük yanlışın altını çizmiş ve son dakika golünün felaketi engellediğini ifade emiştik.


http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=164861


O maçta skorun 3-1 olduğu anın aynısıydı. Derken aynı rehavet, aynı turu geçmişlik ve “geliyorum” diyen kâbus. Altına karbon kâğıdı konulmuş bir Bordeaux maçı oynuyorduk. Bir gol rakibi oldukça umutlandıracak ve peşinden ikincisini getirecekti. O maçta da söylemiştik. Aynısı oldu, peş peşe iki golle Galatasaray bir anda yere serildi.

Bütün temenniler sonunun da o maça bezemesiydi. Yine bir gole ihtiyaç vardı ve Galatasaray yine fütursuzca saldırıyordu. Sabri’nin çıkışı bu maçın sonunun Bordeaux maçına çok benzemeyeceğini gösteriyordu ama problem değildi, Sabri çoktu Galatasaray’da.

Bu arada Bülent Korkmaz’ın Hasan Şaş tutkusu yine takıma hasar verdi ve alındığı andan itibaren Galatasaray 10 kişi oynamaya başladı. Bu maç, o maç değildi Bülent Hoca. Hasan Şaş’ın maçı değildi bu maç, hazırlık maçı değil.

Maçın son dakikalarında risk alıp saldıran Galatasaray takımı 3 sol bek ve yetişmekte olan bir sağ bekten kurulu stopersiz defansı ile bu dakikalarda kontrolü iyice bıraktı. Ayakları ileriye çeken Kewell zaten çoktan kendini hissettiği yerdeydi, olması gereken de buydu gerçi.

2-2’den sonra kaçan birkaç pozisyonun ardından elin oğlu yakaladığı pozisyonu affetmedi ve Ali Sami Yen’i gerçek bir cehenneme çevirdi.

Hatırlayın, Euro 2008’de son dakika golleriyle dolu dizgin ilerleyen A Milli Takımımıza dur diyen Almanya olmuştu. Tarih tekerrür etti yine. Yine Almanlar “dur” dedi takımımıza. Yine elendik.

Tecrübe; yenilen kazıkların bileşkesiymiş. Umarız bu da bir tecrübe olur bize. Bu maçta hanemize yazdırabileceğimiz tek şey bu, maç hasılatını saymazsak…

Maçtan önce uçurulan “Arda oynayacak, oynamayacak” balonları da acemice uyulanmış bir taktikti. Martin Jol’ün de bu bolanu dikkate almayıp, tüm planlarını Arda’lı bir Galatasaray’a göre hazırladığını gördük. Arda da, fizik gücü tükeninceye kadar yine takımın en çalışkan ismiydi.

Kadıköy’de final hayali kısa sürdü. Galatasaray tek kulvarda “devam” dedi. Buraya kadar olan başarılı kısım için teşekkürler bundan sonrası için de başarılar diliyoruz.

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 795 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 290
: 2581
Kayıt tarihi
: 15.06.06
 
 

Kimya Yüksek Mühendisi. Sporsever ve edebiyat aşığı. Periyodik tablo, T cetvel..