Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '13

 
Kategori
Futbol
 

UEFA Kupasına son 180 dakika

UEFA Kupasına son 180 dakika
 

Şampiyonlar Liginde Sevilla ile oynanan maçlarından beri Avrupa' da bu kadar iyi bir Fenerbahçe izlemedik. O maçlardan beri bu kadar müthiş bir mücadele görmedik. Bu akşam Fenerbahçe kazanması bir yana, kaçan penaltı, direkten dönen 2 topu ve girdiği pozisyonlar ile rakibini adeta sahadan sildi. 

 

Benfica, UEFA Avrupa Ligi' nin bence en iyi takımı. Avrupa futbolunun önemli takımlarından bir tanesi. Tecrübesi ile, kadro zenginliği ile, UEFA Avrupa Liginde uzun süredir maç kaybetmemiş olmanın güveni ile Fenerbahçe' yi zorlayacağını tahmin ettiğimiz bir takımdı. Ancak, Aykut Kocaman rakibini iyi analiz etmiş. Sadece Benfica' ya değil, bizlere de sürpriz yaptı. Biz defansif ve kontrollü bir Fenerbahçe beklerken, maçı rakip sahaya yıkan, sağlı sollu hücum eden, rakibin tüm saha içi pas trafiğini bozan, rakibi 2' li 3' lü presler ile sıkıştıran, rakibin forvetlerini defans içinde eriten muazzam bir Fenerbahçe izledik. 

 

Fenerbahçe maçın son 20 dakikası hariç, maçı tamamen 2. ve 3. bölgede oynadı. Rakibe 1. ve 3. bölgede topla oynama fırsatı vermedi. Hatta direkten dönen top hariç ciddi bir pozisyon da vermedi. Benfica 2. bölgeye sıkıştıkça, top kaybı yaptı. Fenerbahçe kazandığı topları sürekli doğru adamlarla buluşturunca, rakip, sürekli defansif bir tutum ile ve çekinerek bekledi kendi yarı sahasında. Ne zamanki tempoyu artırdılar, Fenerbahçe karşılık verdi. Ne zaman tempo düştü, Fenerbahçe yükseltti. Bu tempo, Benfica' nın asla beklemediği bir tempoydu. 

 

Aykut Kocaman futbolcularını iyi motive etmiş. Şu bir gerçek ki, böyle bir Fenerbahçe, bu motivasyonu rövanşta da sergiler ve aynı konsantrasyonu sergilerse, finale uzanır. Ligi kaybetmiş olmanın, elde kalan en önemli kulvarı önemli kılması, futbolcuların öz motivasyonlarını da olumlu etkilemiş. 

 

Fenerbahçe bugün saha içi taktik disiplini, motivasyonu ve takım olarak yüksek koşu mesafesi ile kazandı. Sprint sayısı inanılmaz yüksekti. Bugün Cristian hariç tüm takım, sahaya tam kapasitesini yansıttı. Benfica bugün kötü oynamadı. 38 maçtır kaybetmeyen bir takımlar. Bugün de performanslarının altında kalmadılar. Ancak öyle bir Fenerbahçe vardı ki karşılarında, her zamanki performansları yetmedi.

 

Maçın ikinci yarısı Jesus' un müdahalesi ile Benfica defansını önde ve çizgi halinde kurdu. Bu hamle belki de 2. veya 3. golleri engelledi. Bu sayede Benfica 70' den sonra dengeyi kurdu. Jesus bu noktada risk almıştı ancak Fenerbahçe' de bu riski cezalandıracak hızda bir futbolcu olmadığından, Jesus' un kumarı Benfica' nın daha fazla gol yemesini engelledi. Fenerbahçe' nin, ikinci yarıda, son 20 dakikada ilk yarıdaki kadar atak olamamasının sebebi Jesus' un bu hamlesi oldu.  

 

Fenerbahçe' de Meireles, Webo, Yobo ve Egemen belki de geldikleri günden beri en iyi maçlarını oynadılar. Özellikle Webo sahanın her yerindeydi. Tüm hava toplarını almayı başardı. İleride top tuttu. Duvar oldu. Muhteşem bir performans sergiledi. Bence maçın en iyi oyuncusuydu. Kuyt ise Lazio, Plzen ve Bate maçlarındaki performansından farklı değildi. İyi işler yaptı. Üst düzey mücadele verdi. Gökhan ilk yarı dağınık, ikinci yarı müthiş dikkatli ve gayretliydi. Mehmet Topal, Ziegler ve Sow sezon ortalamalarına yakın oynadılar. Sow sakatlık öncesine göre biraz gerilemiş. Bu maçta Sow' u beğenmedim. Egemen son birkaç maçtır sürekli ve istekle ileride gol arıyordu, bu maçta aradığı golü buldu. Ayrıca, rakibin en önemli silahı Cardozo' yu müthiş marke etti. Zaten Egemen, markaj konusunda Türkiye 'nin en iyisi. 

 

Daha önce de yazdık, Fenerbahçe bir kupa takımı. Finallere, önemli virajlara konsantre olabilen bir takım. Bu maçta, ayrıca Aykut Kocaman' ın hücuma dönük sürpriz futbol felsefesi vardı. Benfica hocası Jesus Gençlerbirliği maçını izleyip, Aimar' ı tercih ederek fizik üstünlüğü rakibine bıraktı. Belli ki Fenerbahçe' nin son 3 maçı Jesus' u bir hayli yanıltmış. Jesus Fenerbahçe' yi iyi analiz edememiş.

 

Fenerbahçe bu gece 3 şeyi iyi yaparak kazandı: üst düzey mücadele, taktik disiplin ve saha içi yardımlaşma. Rövanşta, elbette daha kontrollü bir Fenerbahçe izleyeceğiz. Bir anlamda klasik Aykut Kocaman futbolunu izleyeceğiz. Ancak rövanşta en az bu maçtaki kadar üst düzey mücadele, taktik disiplin ve saha içi yardımlaşma gerekiyor. Webo ve Mehmet Topal' ın cezalı durumda olmaları takımın futbolunu kesinlikle olumsuz etkiler. Mehmet Topal' ın sarı kartı pozisyon icabı olsa da, Webo' nun ki, anlamsız oldu. Bu maçtaki müthiş Webo' yu umarım rövanşta aramayız. Portekiz' de forvette Sow, solda Caner ile oynamak mümkün ancak Mehmet Topal' ın yeri zor dolar. Selçuk belki de hayatının futbolunu oynamak zorunda kalacak. Umuyorum Meireles' in sakatlığı ciddi değildir, zira Fenerbahçe' nin rövanşta ona çok ihtiyacı var. 

 

Penaltı konusunda, penaltıyı formda olan Webo' nun atması gerektiğini düşünüyorum. Baroni, penaltıyı ürkek bir şekilde kullandı. Penaltıdan sonra da zaten o moral bozukluğu ile oyuna tutunamadı. Yine de futbolda penaltı kaçabiliyor. Baroni de bu talihsizliği yaşamış oldu. Çok üstüne gitmemek gerekiyor. Ancak Fenerbahçe sezon başından beri penaltılar konusunda bir sistem oturtamadı. Takımın penaltıcısının Cristian olması doğru değil. 

 

Rövanşta, şansa da çok ihtiyaç var. Bu kadar çok direkten dönen top inanılır gibi değil. Umarım rövanşta şans bizden yana olur. 1-0 rövanş için fena skor değil. 2-0' ı bulabilseydik, tur bizim diyebilirdik.  Ancak 1-0 'ın da 0-0' dan iyi olduğunu kabul etmek gerek. Ben skordan ziyade, üst düzey inanç ve konsantrasyondan dolayı umutluyum.

 

http://twitter.com/bertankaya

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..