Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '12

 
Kategori
Futbol
 

UEFA sopası

Beşiktaş, Bursaspor ve Gaziantepspor’a bir sene Avrupa Kupaları’na katılamama cezası verilmesinin doğrudan UEFA’nın Finansal Fair Play (FFP) düzenlemeleri ile ilgili olduğunu düşünmek doğru değil zira bu kuralların bizim anladığımız anlamdaki değerlendirmeleri ilk olarak önümüzdeki sezon sonunda yapılacak.

Fakat FFP, UEFA’nın kulüplere lisans verirken değerlendirdiği tek kıstas değil; beş kriterden sadece biri.

Bize her ne kadar oldukça basit gelse de UEFA her sene, Avrupa Kupaları’na katılacak takımları aşağıdaki kıstaslar ışığında test ediyor:

  • sportif kıstas,
  • altyapı kıstası,
  • çalışanlar ve idare kıstası,
  • hukuki kıstas

 ve sadece bu gereklilikleri yerine getiren kulüplere Avrupa Kupaları’na katılma hakkı veriyor.

UEFA’nın konu ile ilgili resmi açıklaması şimdilik oldukça genel ve cezalar için neden olarak “kulüp lisanslama kuralları ve FFP düzenlemelerine aykırı harekette bulunma” gösteriliyor ancak dış basındaki diğer kaynaklara göre asıl neden Beşiktaş’ın kötü mali durumundan ziyade Fenrandes ve Ferrari gibi oyuncuların para alamadıkları için kulüplerinden şikayetçi olması,  Bursaspor’un da Mbesuba transferinden kaynaklanan ödemeyi geciktirdiği gibi bu konuda süre içerisinde UEFA’nın verdiği kararlara da karşı koyması gösteriliyor. Gaziantepspor için öne sürülen neden ise kulüp yönetiminin sahtecilik yapması.

Bu konu ile ilgili gözden kaçan iki nokta Beşiktaş’ın aslen iki sezon ceza almış fakat ikinci sezonun ötelenmiş olduğu ve bu sene Avrupa Kupaları’na gidemeyecek olan Gaziantepspor’un cezasını Avrupa Kupaları’na katılmayı elde ettiği ilk sezonda çekeceğidir.

Bugün ilgili takımların yöneticilerini ve başkanlarını suçlamak kolay fakat doğru değil. Kabahatin büyüğü, işler sarpa sararken olayın vahametini göremeyen ve ciddiyetini kavrayamayan çoğunlukta. Çünkü yanlışı yapan kadar, ona bu yaptığının yanlış olduğunu söylemeyenler de suçludur. Tabi söylemek derken sadece maçlarda slogan atmaktan değil, maçlara gitmemek, yürüyüşler düzenlemek veya kulüp ürünü satın almamak gibi ciddi eylemleri test ediyorum.   

Avrupa’dan men cezası almak bir kulüp için çok itibar kırıcı bir ceza. Ancak kulüplerimiz tek adamların güdümü altında olduğu sürece bu tür iniş çıkışları yaşamamız da gayet normal. Tıpkı şirketlerimiz veya siyasi partilerimiz gibi kulüplerimiz de kurumsallaşmadan son derece uzak ve kulüplerin kaderi sadece başkanlarının iki dudağı arasında. Hal böyle olunca iş şansın ötesine geçemiyor; başkanın iyiyse iyisin, kötüyse kötü.

Can.nizamoglu@gmail.com

Twitter: _acn_

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..