Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '10

 
Kategori
Futbol
 

Uefa temsilcisi değilim arkadaş

Uefa temsilcisi değilim arkadaş
 

Toplum olarak bir şeyi abartmakta üstümüze yok hani. Bayılıyoruz pireden deve türetmeye. Beşiktaş jimnastik kulübü hakkında gerek yazılı, gerekse görsel medyada yer alan haberlerden bahsediyorum tabi ki. Kabul; Quaresma ile Guti’yi transfer etmek alkışa şayan bir iş. Fakat bakıyorum da; yöneticisinden taraftarına, yazarlarından sporcularına bir anda kendilerini ülkenin aynalarına sığdıramaz oldular. Futbol terazileri tekrar ortaya çıktı, kefenin biri yine Alex’e aitti, diğer kefeyeyse kâh Guti oturtuldu, kah Quaresma. Bir Queresma ya da bir Guti’nin kaç Alex ettiği hesaplandı yine yüzsüzce, alışa gelmiş şekilde.

Fikstürde ilk derbinin 5’inci haftaya tekabül etmesiyle farklı bir heyecanla beklenmeye başlandı Beşiktaşlılar tarafından Fenerbahçe derbisi. Takımımızın ligdeki kötü performansı iştahlarını daha bir kabartmıştı. Bize kendi sahamızda tarihi fark atacaklarına o kadar eminlerdi ki; 1-0, 2-0 bile galip gelseler dişlerinin kovuğuna yetmeyecekti. Maç günü yaklaştıkça sokakta olsun, gazetelerde ve televizyon kanallarında olsun yapılan yorumlar hep bu yöndeydi. Fenerbahçe çok kötü futbol oynuyordu, dolayısıyla Beşiktaş bu sefer yüzde bir milyon favoriydi ve param parça edecekti onlara göre Fenerbahçe’yi kendi seyircisi önünde. Hatta bazı renktaşlarca da bu böyleydi…

Ve işte nihayet takvim yaprakları derbi tarihini fısıldamıştı meraklısına. Bu tarihin bende başka bir anlamı daha vardı. Galatasaraylı can dostum dünya evine girecekti. Konuyu dağıtmadan buradan ona ve Salı gecesi dünya evine giren kalecimiz Volkan’a bir ömür boyu mutluluklar diliyorum. Tüm çiftler gibi bu iki çiftimizde bir yastıkta kocarlar inşallah. Can dostun düğününden apar topar stada gitmek zorunda kalınca kıyafetimi değiştiremedim takdir edersiniz ki. Başta sayın Asbaşkanımız sevgili Ali Koç Ağabeyim olmak üzere, sırtımda forma yerine, beni takım elbiseyle tribünde görenler şaşkınlıklarını gizleyemediler doğrusu. Arkadaşlarımın; “Uefa temsilcisi misiniz beyefendi?” esprileri gülüşmelerimize neden oldu.

Maç, vefat eden eski Futbol Federasyonu Başkanlarından sayın Halim Çorbalı anısına 1 dakikalık saygı duruşuyla başlayacaktı. Tabi rakip seyirci buna izin verseydi. Saygı duruşu edebiyle devam ederken, bitime yarım dakika kala takımımız aleyhine ağza alınmayacak küfürler yankılanmaya başladı rakip tribünden. Bu edepsizlik yine etki-tepki olayını doğurdu ve bu kez de doğal olarak bizim tribünlerden protesto ıslıkları yükseldi. Anlayacağınız bir saygı duruşu daha saygısını yitirmiş oldu sahibine.

İlk 20 dakikayı mahkûm oynayan takımımız 20’nci dakikadan sonra ‘yıldızlar topluluğu, rüya takım Beşiktaş’a oyun üstünlüğünü iyiden iyiye kabul ettirdi. Yakaladığımız 4 net gol fırsatından yalnızca birini Niang’la değerlendirince devreyi 1-0 önde tamamladık. İkinci devrede Emre’nin sakatlanıp çıkması orta saha üstünlüğümüzü rakibe kaptırmamıza neden oldu. Nitekim yediğimiz baskılar sonucunda 86’ncı dakikada Guti’nin penaltı golüne engel olamayınca, ‘yıldızlar topluluğu, rüya takım Beşiktaş’ı elimizden kaçırmış olduk. Fark yememiz beklenen maçta puanlar paylaşıldı böylelikle. Her şeyin en iyisini bildiklerini iddia eden Türk futbol kamuoyuna Fenerbahçe’yle dalga geçilemeyeceğini bir kez daha göstermiş olduk.

Maçtan sonra yine bildik görüntüler hâkimdi rakip tribünlerde. Son anda imdatlarına yetişen penaltıyla beraberliği kurtarmalarına rağmen, sanki şampiyon olmuşçasına sevinç gösterilerinde bulundular. Her yıl oturdukları koltukları, ihtiyaçlarını giderdikleri büfeleri ve tuvaletleri kullanılamaz hale getirenler bu yıl aşmış olacaklar ki kendilerini, duvarlara işediler ve koridorlara pislediler. Fox TV’de yayınlanan bu görüntüleri izlerken ben insanlığımdan utandım inanın. Evet, yanlış okumadınız sevgili okur. Geçen yıl tribünlerdeki bayanlarımıza cinsel organlarını hiç çekinmeden göstermişlerdi, bu yılda hacetlerini olu orta yerde gidermekten yine çekinmediler. Her şeye rağmen stattan ayrılırken toplu olarak onları alkışlamamız çok manidardı açıkçası, tabi anlayabilene.

 
Toplam blog
: 130
: 740
Kayıt tarihi
: 05.12.07
 
 

İlk önce şunu belirteyim; yürüme engelliyim fakat hayata pamuk ipliği ile değil, LACİVERT YÜREĞİM..