Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Uğurlama

Gidiyordu.

Kapıdan girip, dünyanın en mühim meselelerini bile, yumuşak gülüşüyle çözüyor gibi gözüken yüzünü gördüğüm anda, o çoktan bavulunu toplamış, hesaplarını kapatmış ve ardına geçtiği yolların tozunu bırakıp, kervana gönüllü katılmıştı bile. Bana yine umutlar büyüttüğüm bir kapının gözümün önünde mühürlendiğine şahit olmak kalmıştı. Avuçlarımın içinden tüm zamanların kum taneleri kayıp gidiyordu. Elimi tuttu, içine kırık vedalar koyup kapadı avuçlarımı.

Gidiyorum dediğinde denizler şahlanıp, gökyüzündeki tüm yıldızlar içime gömüldü. Dağların yırtıldığı yerden yüzyıllar önce atılmış çığlıklar fışkırdı. Bütün masallar, bütün masum prenseslerin cenazesini taşıdı bir sonbahara. Ben tahtından edilmiş bir hakan, ormanında vurulan bir ceylan, ben bir daha hiç çalınmayacak bir kemandım.

Adım, sonsuzluktan ölüme kaydı. Biri gökten yıldızımı çalmıştı. Yine de biliyordum, dur denmezdi gidene.

Kapıdan çıktım. Kendimi kalabalığa bıraktım.

Güzel masallar mutlu sonlarla biter, anlatıldığı yerde unutulurdu. Büyülü masallar vurgunlarda biter, anlatanın diline, dinleyenin kalbine saplanır kalırdı. Bıçak yarası gibi, yenilgilerin masallarını hiç unutmayacaktık, biliyordum. Ama yine de içim acıyordu vurgun yemiş masalların ardından.

ve o gitti.

İçme doğru uzandı yolları. Cisme değil, ruha ait bir inci tanesi gibi uzun yılların, uzun masalların ardından kendi kabuğuna çekildi.

Kalan bendim. Sürgün yiyen de, aşkı toprağından süren de, serüvenlere tutsak bir ömrü düşleyen de bendim.

O değildi.

ÇİĞDEM

 
Toplam blog
: 19
: 897
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

"Neden?" sorusu kafamı kurclayıp durmakta. Yarın ne kadar sürer, hayaller nerede biter, gerçek nered..