Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '12

 
Kategori
Üniversiteler
 

Ülke imanla değil ancak eğitimle gelişir

Ülke imanla değil ancak eğitimle gelişir
 

BAZEN PARMAKLAR YETMEYETMEYEBİLİR.


Eğitim ise ancak uygun imkanlar sağlanırsa gelişir. Bu konu üzerinde birçok görüş öne sürmek mümkündür ama ben sadece iki kurum ve iki kişinin ilişkilerini anlatacağım. Reklam olmasın diye her ikisi de özel birer lise olan iki okuldan bahsedeceğim, biri Istanbul’da diğeri Ankara’da. Kişilerde biri ben, diğeri de bir öğrencim.

Seksenli yılların sonuna doğru yaklaşık 230 000 liraya YTÜ’de asistanlık yaparken askere gittiğimde askerliğin bitimine dört ay kala gazetede gördüğüm bir ilan üzerine gidip müracaat ettiğim Istanbul’daki sıradan bir özel lise bir milyon lira maaş teklif etmişti. Askerliğim henüz bitmediği için de dört ay da bedavadan maaş vermişti. Askerden sonra da o özel lisede fizik derslerini İngilizce olarak okutuyordum. Bunun yanı sıra okuldaki diğer öğretmenlerin eğitiminde ve bilgisayar kullanmasının yaygınlaştırılmasında  görevliydim.

Bu sırada elektronik devreleri lise öğrencilere sevdirmek için piyasaya çıkmaya hazırlanan bir kitabın çevirisini yapıyordum. Bu kitaptaki bazı basit deneylerle, üniversitedeyken yaptığımız bazı profesyonel deneyleri burada yapabilmek için Okul müdürüne fikrimi açtığımda ne tür malzeme lazımsa liste yapmamı söyledi. Ertesi gün yaptığım listedeki bütün malzemeler eksiksiz olarak elimdeydi.

Hemen bir etkinlik başlatıp, elektronik konularına ilgisi olan çocukları topladık. Derslerden sonra belli günlerde laboratuarda deneyler yapmaya başladık.

O yıllarda İngilizce eğitim veren liselerden seçilen iki çocuk yurtdışına gönderilirdi. Tüm ülkeden iki çocuk seçildiği için seçilecek çocukların notlarının hepsinin on olmasından başka diğer özelliklerine de bakılması gayet doğaldı. Bizim öğrencilerden biri olan çağrı, sözlü eleme sınavında okulda yaptığı devreleri gösterince ilk kişi olarak seçilmiş ve Amerika’ya gitmişti. Bir sene sonra geldiğinde elinde bir elektronik kitabı vardı; kendisi yazmış.

Devlette çalışan öğretmenlerin yaklaşık %8-10, bizim okulda çalışan öğretmenlerin %20-30 aralığında zam aldığı o zamanlarda ben hep % 100 zam ile çalışmıştım. Sıradan özel lise artık en başlarda yer almaya başlamıştı. Sonra yeni açılan bir okula gittim. Daha sonra da Istanbul’dan bıktığım için Ankara’ya gittim.

Ankara’nın en büyük (Öyle olduğunu söylemiştiler) aynı statüde bir liseye gidip başvurdum. Yaptığım işleri anlattım. Bana stajyer öğretmenlere verilen maaş teklif ettiklerinde “SİZİN VERECEĞİNİZ BU ÜCRETLE, HAFTADA BİR SABAH GELİP SELAM VER, SONRA GİT DESENİZ BİLE BU BANA UYMAZ” diye reddererek oradan ayrıldım.

Aradan epey zaman geçti ve günümüze geldik. Ben emekli oldum. Istanbul’daki özel lise özel üniversite oldu. Ankarada’ki derseniz hala sıradan bir lise ve devlet liselerinden tek farkı eğitimin paralı olması.

Dördüncü kişi olan lisedeki o elektronik meraklısı çocuğu merak ediyorsanız; en son İngiltere’de elektronik doktoru olduktan sonra onbeş yıl orada çalıştı ve Istanbul’a geri geldi. İş için başvurduğu firmalar, İngiltere’den doktoralı elektronik ve haberleşme mühendisi olmasına ve onca iş tecrübesine karşılık asgari ücretten az fazla ücret önerdiklerinde Türkiye’ye geri döndüğüne kızarak ve bin pişman olarak evinde çalışmayı tercih etti. Bilgisayar yüksek mühendisi olan kardeşiyle beraber kendi şirketlerini kurmaya çalışıyorlar. 

Bütün bunları göz önüne alınca çıkan sonuç; imkan varsa bilim gelişebilir, bilim gelişirse ülke gelişebilir. Bazılarının ileri sürdüğü gibi sadece müminlerin duası ile ülkeler gelişseydi bütün İslam ülkeleri en gelişmiş, dini bile olmayan Japonya, G.Kore hatta Çin gibi ülkeler ile Hıristiyan olan Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika gibi geri kalmış olurdu. 

 
Toplam blog
: 65
: 1039
Kayıt tarihi
: 26.11.11
 
 

Yüksek nükleer fizikçi ( İ.T.Ü.) En son Ankarada bir devlet üniversitesinde BİLGİSAYAR dersin..