Ülke İtibarının Önemi

5 yıl önce, Amerikalı bir firma ile çalışmaya başlayacaktık. Siparişi geçtik, ödemeyi yapacaktım. Ödeme yapmadığım için de malzemeyi oradan aldırmamıştım. Firma bana mail gönderip malzemenin alınmadığını söyledi. Ben de ödeme yapamadığımı, ancak 5 gün içinde ödemenin gerçekleşeceğini ve ürünleri sonrasında aldıracağımızı söyledim. Onlar da ödemeyi 1 ay içinde yapabileceğimi ve zaman kaybetmeyip bir an önce malzemeleri teslim alarak satışa başlamamı söylediler.

Bu firmayla ticaretimiz, alış miktarlarımız artarak 5 yıl boyunca devam etti. Ben mal çıkışı ile birlikte paramı ödüyor, malzemeleri Türkiye’ye getiriyordum. Bir yandan da bu ürünleri Türkiye’de yaptırabilirmiyim diye araştırıyordum.

2017 başında kendilerinden tekrar sipariş vermem gerekti. Siparişimi geçip, malzemeler hazır olduğu zaman proforma faturamı kesip göndermelerini ve ödemeyi yapacağımı söyledim.

Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan dolayı ödeme gelmeden ürünlerimizi hazırlayamacaklarını bildiren bir mail geldi karşı taraftan. Bize özel bir ürün üretme gibi bir durum da yoktu ortada. Hazır ürünler paketlenip gönderiliyordu.

5 yıl önce benimle sadece telefonda konuşup, parayı almadan malzeme göndermeye razı gelen firma, 5 yıl sonra ödeme yapılmadan ürünleri hazırlamayı bile kabul etmemişti.

Ne kadar büyük firma olursak olalım, her ne kadar geçmişte ticari ilişkilerimiz olursa olsun, prestijimizin bulunduğumuz ülkenin prestijinden fazla olamadığını anladım.

Güçlü ve istikrarlı bir ülkenin şemsiyesi altında olamadıktan sonra güvenilir, büyük bir firma olma şansımızın pek de mümkün görünmediğini anladım.