- Kategori
- Güncel
Ülkemiz hepimizin...
Mesele bence şu.
Herkes, her parti, her topluluk, her ülke aynı fikirde olmayabilir. Zaten normal olan da budur. Ülkemiz açısından durum şu anda bu zaten.
Mecliste 4 parti (toplumda belki bu 4 partiden daha fazla görüş var) farklı görüşleri ifade etmekte. En başta buna kimsenin itirazının olmaması gerekiyor. (Ülkenin birliğini bütünlüğünü bozmaya çabalamadığı sürece)
Demokrasinin, çoğulculuğun, fikir özgürlüğünün v.s. gereği de bu.
Sorun bundan sonra başlıyor.
Olması gereken, herkes fikirlerini ortaya koyar, taraflar bir masa etrafında oturur, birbirlerini ikna etmeye çalışır. Medenice, konuşarak, tartışarak...(tartışma fikirlerin tartışması şeklinde)
Sorun burada dedim ya, bizde öncelikle taraflar benim dediğim tek doğru seninki yanlış formatında. Birlikte oturup konuşma, medenice fikirleri söyleme, gerekçeleri ortaya koyma, birbirlerini iknaya çalışma, konuyla ilgili ileri gelenleri (akademisyenler, stk'lar, mesleği icra edenler v.s.) dinleme, fikirlerini alma olmuyor veya yeterince olmuyor. Durum bu olunca eylem de buna uygun oluyor. Sonuç ısırmalar, tırmalamalar, boğaz sıkmalar, burun kırmalar, biz yaparızlar, siz kimsinizler v.s.
Kim kimi daha çok döverse onun dediği olur mantığı!
Sonuç daha çok ayrışan meclis. (doğal sonuç toplum)
Şu anda, her kesim olarak en son isteyeceğimiz şey ama maalesef böyle yaparak oy devşiren, saflarını sıklaştıran partiler var. Bu şekilde yaparak toplumun altına dinamit yerleştirdiklerinin farkında değiller veya işlerine gelmiyor.
Doğruyu bulmak çok da zor değildir. Konuşarak, dinleyerek ve tartışarak (hepsi medenice) doğru kolaylıkla bulunabilir.
Yapamazsak hep birlikte kaybediyoruz ve kaybetmeye devam edeceğiz.