Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '16

 
Kategori
Dünya
 

Ülkenin kurucusunu unutturan, cumhurbaşkanının sonu

Ülkenin kurucusunu unutturan, cumhurbaşkanının sonu
 

Zeynel Abidin Bin Ali


2003 yılında turistik bir gezi için Tunus’a gitmiştik. Başkent Tunus’un sokaklarında gezerken, dükkanların çoğunda  Tunus bayrağı önünde bir adamın fotoğrafı bulunan afişler vardı.  Bu kişinin kim olduğunu sorunca Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali olduğunu söylediler. O ülkeye giderken kurucusunun Habib Burgiba olduğunu biliyordum. Peki  ülkenin kurucusunun neden hiç fotoğrafı yok dediğimde, ülkede Habib Burgiba’ya ait sadece bir heykel ile isminin olduğu bir cadde olduğunu söylediler. Çünkü yeni Cumhurbaşkanı onu unutturmak için Burgiba’nın bütün izlerini silmiş.

Tunus’un kısaca tarihini incelediğimde ise aşağıdaki bilgilere ulaştım.

&&&&&&

1574 yılında Osmanlı’ların eyaleti olan Tunus 1881’de Fransa ile yapılan Bardo antlaşması ile Fransa’nın himayesine girmişti. 1934 yılında Habib Burgiba bağımsızlık mücadelesine önderlik edebileceğini düşündüğü bazı genç arkadaşlarıyla bir parti kurarak önce partinin genel sekreteri ardından da 1948 yılında bu partinin başkanı oldu.

 Örgütleyici özelliğiyle sivrilerek, parti örgütlerini kırsal kesime yaydı ve o güne kadar kentlerde seçkin bir tabakanın tekelinde olan ulusal hareketin halk kitleleriyle bütünleşmesini sağladı. Milliyetçilerin 1952-1954 arasında giderek artan şiddet hareketlerine yönelmeleri üzerine, önce baskıcı önlemlere başvuran Fransız yönetimi, yöntemlerinin etkisiz hale gelmesi üzerine Burgiba ile görüşmelere başladı. 20 Mart 1956'da Fransa başbakanı Guy Mollet ile Tunus'a bağımsızlık verilmesini öngören bir antlaşma imzaladı. 1957'de krallığın kaldırılmasından sonra cumhurbaşkanlığına seçildi.

Habib Burgiba cumhurbaşkanlığına seçildikten sonra bazı devrimler yaptı. 1959'da, İslam'ı devletin resmi dini olarak korumakla birlikte bir laikleştirme sürecine girildi. Çokeşliliği yasaklayan, evlilik ve boşanmada hukuki yöntemlerin izlenildiği, dini bağışların kontrol altına alındığı ve (1960) Ramazan ayında iş yaşamının aksamamasını sağlayan yeni bir anayasayı yürürlüğe koydu. Dış politikada tarafsızlık politikası izlenildi.

&&&&&&

Birkaç gün sonra meşhur Kartaca harabelerini gezerken, video çekimi yapıyordum.  Harabelerin hemen yanında önünde askerler olan bir binayı videoya alırken, bir rehber yanıma gelerek, “Aman abi orayı çekme. Orası başkanlık sarayı. Askerler fark ederlerse, makinayı alırlar” dedi.  Tabii rehbere o sarayın kaçak olup olmadığını sormak aklıma gelmedi. Ama  Kartaca gibi tarihi bir yerin yanında olduğuna göre büyük bir olasılıkla saray kaçak yapılmıştı.

18 Aralık 2010 tarihinde Arap Baharı adlandırılan olaylar zinciri Tunus’ta Muhammed Buazizi'nin kendini yakmasıyla başladı. Çünkü başta Tunus olmak üzere Arap dünyasında işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğü, usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları had safhaya ulaşmıştı.

Bu olaylar üzerine en son tatilini Temmuz 2010 yılında Bodrum’da yapan Tunus Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali 15 Ocak 2011 tarihinde ailesi ve karısının önceden transfer ettiği altınlarla birlikte Suudi Arabistan’a kaçtı.

Zeynel Abidin’in kaçışından sonra Tunus Hazine Bakanı Selim bin Humeydan, eski Devlet Başkanı Zeynel Abidin bin Ali ve ailesinin el konan mallarının 9 milyar dolar değerinde olduğunu belirtti. Bin Ali'nin ailesini ''mafya çetesi'' olarak nitelendiren Humeydan, ailenin şu ana kadar el konan mallarının değerinin 9 milyar doları bulunduğunu ifade etti.  Devrik lider ve ailesine ait ancak farklı isimler üzerine kayıtlı birçok şirket ve gayrimenkulün ortaya çıkarıldığını kaydeden Humeydan, ''Şu ana kadar Bin Ali ailesine ait toplam 1830 gayrimenkul ele geçirildi'' açıklamasında bulundu.

Peki bu kişi bu serveti nasıl elde ediyordu?  Onu da Dünya bankasının bu konuda yaptığı açıklamadan anlıyoruz.  Açıklanan metin şöyle:

Tunus'ta özel sektörde elde edilen kârın beşte birinden fazlası eski devlet başkanı Zeynel Abidin Bin Ali ve ailesinin kasasına giriyordu.

Yani özel sektörün yaptığı her işten kendisine bir pay çıkaran Cumhurbaşkanı, 23 yıllık iktidarı döneminde böyle büyük bir servet yapmıştı. Ama bunları yaparken,  iktisatçı Nucifora’nın şu sözlerine dikkat edelim:

İktisatçı Nucifora, Bin Ali ailesinin yasadışı hareket etmediğini, mevcut yasal düzenlemeleri kendi çıkarları için kullandıklarını belirtiyor: “Dar açıdan bakıldığında yasadışı değillerdi. Rakipleri sindirmek için mevcut düzenlemeleri kullandılar. Yasal düzenlemeler aslında tüketicileri ya da gelişmekte olan ülkelerde yeni oluşan bir sanayi dalını korumak içindir. Tunus’ta bu düzenlemeler tüketicileri koruma amaçlı diye satıldı, ama gerçekte sadece küçük bir elit bundan kâr etti.”

Örneğin 1993 yılında çıkarılan yatırım yasası ailenin çıkarlarıyla örtüşüyordu. Yeni şirketlere piyasaya girişi zorlaştıracak 25 kararname çıkarıldı ve bunlar kamuoyuna tüketici haklarını koruma önlemi diye lanse edildi.

Bir Cumhurbaşkanı nasıl bu kadar yıl iktidarda kalır? O da ayrı mesele…

Suudi Arabistan’a iltica ettikten sonra bir ara beyin kanaması geçirip, komada olduğu haberi çıkmıştı ama öldüğüne dair bir habere rastlamadım. Şimdi ülkesinden uzakta, paralarıyla birlikte hayatını yaşıyor olmalı. 

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..