Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '10

 
Kategori
Spor
 

ultrAslan -3 (ultrAslan'ın vizyonu yok)

ultrAslan -3 (ultrAslan'ın vizyonu yok)
 

Galatasaraylı olmak mı, ultrAslanlı olmak mı?


İlk yazımızda ultrAslan'ın Özhan Başkan'a karşı iki yüzlülüklerini ve timsah gözyaşlarını somut örnekleriyle ortaya koymuş ve yazımızı bitirirken de "<ı>Bir sonraki yazımızda<ı> "tartışılamaz" dedikleri "olmayan" misyonları<ı>ndan başlayarak konumuza devam edeceğiz." demiştik.

Fakat Galatasaray taraftarı (!) olarak "geçinen" bu grubun Galatasaray-Diyarbakırspor maçında yaptığı "ihanet" neticesinde bu yazımızı ertelemek zorunda kalmıştık. Bu konu yerine, geçen yazımızda Arda Turan'a yapılan büyük haksızlığı yazmış ve kendi öz evlatları, altyapıdan yetişme, her platformda Galatasaray'a olan aşkını ifade eden, Galatasaray için milyon euroları reddeden, G.Saray'ın kaptanını, aynı Özhan Başkan'ı üzdükleri gibi acımasızca üzdüklerini ve yaraladıklarını yazmıştık.

Arda Turan'a yapılan; ultrAslan'ın en büyük ve duvara tosladığı hatasıdır. Bu hata; ultrAslan'ın kendisini kaybettiğini ve amacından saptığını gösteren en net ve sert örnektir. ultrAslan bu hatadan sonra ya hatasını kabul edip özür dileyecek ya da yok oluşa doğru yuvarlanacaktır.

ultrAslan'ın bir vizyonu ve misyonu yok

ultrAslan'ın -sadece haberleşmek ve sağa sola mesaj vermekten başka işe yaramayan- web sitesinde bir manifesto (bildiri) vardır. Bu bildiri ultrAslan'ın aslında hangi konularla uğraştığını açıklar. Görelim ve inceleyelim:

- Tüm lig maçları, tüm sezon boyunca aynı gün ve aynı zamanda oynanmalıdır. (Pratikte uygulanması mümkün olmayan bir amaç.)

- Tüketimin yaygınlaştırılması amacıyla yayıncı TV kuruluşlarının öngördüğü sistem değiştirilmeli ve eski günlerde olduğu gibi futbolun zevki ve heyecanı, sıradanlaştırılmadan en üst düzeyde keyifle yaşanmalıdır. (Ne istendiği belli değil.)

- Türkiye Kupası kuralarına ilk kademeden itibaren tüm takımlar katılmalıdır. Böylece, büyük takımlarla küçük takımlar eşleşebilecek ve futbol sevgisi, zevki ve heyecanı Türkiye'nin her yerine taşınabilecektir. (Maçlar iyiden iyiye denk olmayan kuvvetlerin karşılaşması şekline dönsün, seyirci pikniğe gider gibi maça gitsin, çekirdek üretimini artırsın diye. Hatta maça gitmesin diye. Ya da maçları müsabaka havasından çıkarıp yurt iç turizmi canlandırma amaçlı oynatalım diye.)

- Futbol takımı formalarının birer araba markası gibi reklamlaştırılması engellenmelidir. Her takımın kendi klasik forması korunmalı, her sezon abartılı "tasarım" gariplikleriyle semboller zedelenmemelidir. (Sen sadece kendi takımına bak, tüm takımların yönetimine ipotek koyma hakkını sana kim veriyor?)

- Takım formalarında, futbolcu isimlerinin yazılması uygulamasına son verilmelidir. Futbolu güzelleştiren en önemli unsur, bir takım oyunu olmasındadır. Taraftar açısından önemli olan, takımının formasının sahaya çıkmasıdır. İsimsiz forma, günümüz futbol endüstrisinin dayattığı ve pohpohladığı yıldız futbolcuların takımlarının önüne geçmelerine karşı duruşun sembolik anlatımıdır. (Çok önemliydi! bu madde. Halbuki isim yazılacak ki adam forma alsın, özensin, kendi adını yazdırsın vs.)

- Aynı şehrin takımları arasındaki maçlarda, ev sahibi takımlar, misafir takım seyircilerine tribünlerinin yarısını, hiç olmazsa tek bir kale arkası tribününü tahsis etmelidir. Stadyumlarda ve İstanbul derbilerinde, yıllarca varolan ve oynanan futbolun heyecanını, zevkini artıran bu uygulamaya geri dönülmelidir. (Katılıyorum. Ancak bu uygulamayı ilk yapan Galatasaray'dır. Ayrıca bu uygulamayı tek başına yazamazsın, bugünkü ortamda çatışmalar çıkar, bunun alt yapısını hazırlayacak isteklerin ve iyi niyet beyanların nerede?)

- Bilet fiyatları, Türkiye koşulları göz önüne alınarak saptanmalı, Açık tribün biletleri her zaman ucuz tutulmalıdır. Futbolun sadece varlıklı insanların seyredebileceği bir etkinliğe doğru sürükleyen pahalı bilet uygulamalarına son verilmeli ve bu sporun halkın tek eğlencesi olduğu unutulmamalıdır. (Türkiye koşulları göz önüne alınmadan bilet fiyatı tespit edebilecek bir kulüp var mı? Mümkün mü? Kulüpler ekonomiden anlamıyorlar mı? Arz talep dengesi nedir bilmiyorlar mı?)

- Stad giriş kapıları artırılmalıdır. Taraftarlara bir koyun sürüsü muamelesi yapılırcasına çok az sayıda kapıdan giriş ve çıkış yapılması engellenmeli, stad mimarileri buna uygun olarak hemen değiştirilmelidir. (Haklılar.)

- Stad içinde emniyet görevlisi olmamalıdır. Emniyet güçleri, görevlerini yaparken, taraftarların coşkusunu ve desteğini engellememelidir. (Bu da tek başına yazılamayacak bir maddedir, havada asılı kalmaktadır.)

- Kombine bilet uygulaması'nda taraftarların talepleri mutlaka göz önüne alınmalıdır. Farklı taraftar özellikleri dikkate alınmalı, taraftar gruplarıyla işbirliği yapılarak, farklı özelliklerin bir arada aynı tribünde yer alması engellenmelidir. Kombine Bilet ücretleri fahiş fiyatlarda tutulmamalı, mutlaka taksitlendirilmelidir. (Dikkatli okuyun bu maddeyi, sonra nasıl istiyorsanız öyle yorumlayın. Bakalım siz de benim kapıldığım hislere mi kapıldınız?)

- Kulüplerin bünyesinde "Taraftarlarla İlişkilerden ve Koordinasyondan sorumlu" bir yöneticinin idaresinde bir bölüm oluşturulmalıdır. Özellikle Tribün organizasyonlarının düzenlenmesi konusunda, stadyum içi dahil olmak üzere Taraftar Grupları ve Kulüp arasında resmi ve düzenli bir ilişki ağı oluşturulmalıdır. (Haklılar.)

İşte bu kadar.. Yani peşinden koştuları amaçları bunlar.

Nerede Galatasaray'ın menfaatleri? Nerede Galatasaray için taraftarlardan beklentiler ve istekler? Nerede sporun gelişimine katkı sağlayacak amaçlar? Nerede en centilmen takım taraftarı olabilmek iddiası? Nerede trübünlere tüm Galatasaraylılar'ı çekebilmek için hedefler? Nerede Galatasaray taraftarlarının takımlarını nasıl desteklemesi gerektiğine dair öncülük? Nerede Galatasaray'ı daha fazla insana anlatabilme amacı? Nerede küçük çocuklara Galatasaray'ı sevdirmek ve onları birer aslan yapabilmek için yapılması gerekenler? Nerede "sporun gelişmesi ve centilmenlik" adına bugüne kadar ortaya koydukların?

ultrAslan farklılığını ortaya koymalıdır! Bunu vizyonuna yansıtmalı ve takipçisi olmalıdır. Galatasaray'a sevdalı olmak, maçlara gidip lay lay lay bağırmak ve pankartlar hazırlamak mıdır? Bu mudur Galatasaraylılık vizyonu? Bu mudur koskoca ultrAslan'ın manifestosu?

Ayrıca, ben tekniğinden anlamam ancak, sadece bir kaç kişinin kendi kendine paslaştığı ve forma kaşkol sattığı bir yer görüntüsündeki web sitesini derhal daha kullanışlı, istifade edilir ve her Galatasaraylı tarafından hergün mutlaka okunma ihtiyacı duyulur bir hale getirilmelidir.

Bir sonraki yazımızda ultrAslan hakkındaki genel değerlendirme yazılarımıza "kısa bir mola" verecek, bu sitede yayınlanan son iki yazıyı yorumlayacağız.

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..