Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '06

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Ulu insan Aliye!

Ulu insan Aliye!
 

Bu sabah işe gelirken yolda tam arkamda iki adam bağıra bağıra konuşarak yürüyordu. Biraz Aliye'den bahsettikten sonra "Bu Aliye'nin de pek fanatikleri var." diye biri söylendi. Diğeri de, "onu izleyenler de aynı onun gibi, nolacak?" diye gür sesiyle kükredikten sonra bir yığın küfürü de beraberinde sıraladı. Ben de gördüm ki herkesin Aliye hakkında iyi-kötü söyleyecek bir şeyleri var, tabii ben de dahil.

Aliye dizisinin bu sezonki ilk bölümü Salı günü yayınlandı. Yayınlandığı ilk zamanlardan beri izliyorum, akşamları bir şeyler izlemiş olmak için. Yani çok tat aldığımdan falan değil de, artık karakterler öyle tanıdık oldu ki şu ne yaptı, bu nasıl diye merak ettiğimden izliyorum, yorgunluktan, yatmadan önce daha pasif yapabileceğim bir şey olmadığı için belki de... Bu süre içerisinde herkesin ne kadar farklı yorumlarda bulunduğuna şahit oldum, Aliyeciler var, Aliye’yi ahlaksız bulan Sinancılar, onun özgür-asi ruhuna aşık Denizciler, acıların çocuğu-mert insan Mücocular var...

Sanem Çelik’in yönetmen Kudret Sabancı’yla ‘çay bahçesi’ macerası sonrasında da iş yerindeki ‘Evli kadınlar olarak birleşelim, Aliye’yi izlemeyelim(!)’ uyarılarına da karşı gelerek izlemeyi sürdürmüştüm diziyi. Özel hayatla iş hayatı (film, dizi, müdürlük, memurluk..vs) arasında fark olduğunu anlayamayanları görerek, bir kez daha şaşırmıştım.

Dizi hakkında affınıza sığınarak kişisel düşüncelerimi paylaşmak isterim: Bu ‘Aliye Hanım’, niye hiç hata yapmaz, herkes tarafından nasıl bu kadar ulu bir kişilik olarak görülür? O ‘harika’ insana karşı herkes minnet ve suçluluk duygusu içindedir ve bu öyle çok abartılır ki kendisini ‘ulu manitu’ olarak falan mı görmemiz gerekiyor gibi düşüncelerimiz oluşur kafamızda. Sanem Çelik canlandırdığı bu buz kalıbı karakteriyle annelik rolüne ne kadar uygundur? Abla falan evet, ama anne?

Niye çocukları hayatlarındaki her şey için İkbal Hanım’ı suçluyor? Sinan’ın da Meriç’in de o hataları yaparken hiç mi kendi akılları, duyguları, fikirleri yoktu merak ediyorum. Aklıma takılan daha birçok soru var ama, dizidir, yalandır, bu kadar boş laf kafidir diye sormuyorum.

 
Toplam blog
: 132
: 3374
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Odtü mezunu; edebiyat ve sinema düşkünü biriyim. AFSAD’ta fotoğraf, Sinematek’te film yapımı üzer..