Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '15

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Uludağ'a karşı İftar ve konaklama deneyimi

Uludağ'a karşı İftar ve konaklama deneyimi
 

Dün mübarek Ramazan ayı dolayısıyla hazırladıkları özel iftar menülerini tatmak için, kestane şekeri, İskender ve Uludağ denildiğinde akla ilk gelen şehrimiz Bursa'nın, en kaliteli ve prestijli oteli Hilton'daydım. 


Taaa üniversite yıllarımda, Bursalı bir kız arkadaşımın bayramı ailesiyle beraber Bursa'da geçirme davetini kabul ettiğimde, dönüş yolu trafiği ve feribot sırası derken 10 saate yakın yollarda geçirmemizi hatırlarım... Dün aynı yolu Yalova'ya kadar feribotla, sonrasını araçla, toplamda sadece1,5 saatte aldığımızı görünce valla gözlerime inanamadım. Anladım ki Bursa da artık, "Hafta sonu gidilecek İstanbul'a yakın yerler" başlığı altında, çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanan makale ve listelerde olmayı kesinlikle hak ediyor. Hele de şehrin hemen girişinde sizi tüm endamıyla karşılayan Hilton Bursa Convention Center&Spa gibi bir otel varsa... 
 

 

 

 

 


Otelin kuruluş hikayesi gerçekten enteresan. "Hilton Hotelleri" denilince, herkes tarafından otele ismini veren ailenin, medyatik yüzü Paris Hilton ve ailesinin, halen bu zincirin sahibi olduğunu düşünülüyor. Hatta öyle bir hava hakim ki, zamanında otelin açılışı için şehre Paris Hilton'un geleceği yönünde bir beklenti ve heyecan bile oluşmuş. Oysa otel, şehrin önde gelen sanayici ailelerinden Durmaz Ailesi'nin rahmetli babaları Ali Durmaz'in hayali üzerine, evlatları tarafından Bursa'ya 3 yıl önce kazandırılmış. 

19 katlı otelde 12'si süit ve 1'i Kral Dairesi olmak üzere toplamda 187 oda mevcut. Bina üçgen şekliyle, Bursa'nın modern mimari anlamında sembollerinden biri olmaya aday. Lobi ve asansör gibi bölümlerde duvarlar ipek kumaşlarla kaplı. 

 


Bizim kaldığımız oda, Executive Süit olarak geçiyor. Yüksek tavanlı ve özel dekorasyonlu olması yanında, bu süitlerin diğer odalardan bence en büyük farkı, Executive Lounge'a giriş ayrıcalığı olması... Tüm heybetiyle Uludağ ve alabildiğine bir şehir manzarası adeta odanın içerisinde birbiriyle raks ediyor. Gerçi bizim geldiğimizi haber alan Uludağ, biraz naz yaptı ve gül yüzünü bizden akşam üstüne kadar esirgedi sağolsun. Bulutlar dağı öyle bir kaplamıştı ki, güneş çıkınca hem şehir hem de dağ manzarası tekrar inanılmaz bir hale büründü. 
 

 

 

Otel misafirleri tarafından doldurulan anketlerden çıkan sonuçla, Avrupa'daki Hiltonlar arasında üst üste iki kere "Hilton Award of Exellence" adıyla verilen mükemmellik ödünü kazanan otel, aynı zamanda son 2 yıldır "Bursa'nin en iyi şehir oteli" seçilerek Quality Management ödülü de almış. Zaten Tripadvisor ve Booking.com gibi sitelerde aldıkları çok yüksek puanlar da bu başarının bir kanıtı.
 


Bu kalite ve başarının bir sonucu olarak, şehre gelen bütün devlet büyükleri, sanatçılar ve ünlüler, doğal olarak Hilton'u tercih eder olmuş. 
 

 


Bursa cemiyet hayatı için, düğün ve organizasyonlarını Hilton'un 800 kişilik büyük balo salonunda yapmak, bir prestij sembolü haline gelmiş. Şu merdivende kimler kimler poz vermemiş ki... :)

Saymakla bitmez ama, Recep Tayyip Erdoğan dahil, 25 ülkenin cumhurbaşkanları, Cem Yılmaz, Tarkan ve Sertab Erener, kral dairesini şereflendirenlerden ilk akla gelen isimler... Onlar gelir de ben geri kalır mıyım? Hihihi. İşte size kral dairesi...

 


Geçenlerde "Kocan Kadar Konuş" filminin galası için Ezgi Mola ve Murat Yıldırım da geldiklerinde Hilton'u tercih etmişler. Bursalı ünlü modacılarımızdan Atıl Kutoğlu da son koleksiyonunun lansmanı için yine bu oteli seçenlerden...
 

Durmaz Ailesi'nin sanata verdiği değer, otelin her köşesinde hissediliyor. Kendi koleksiyonları yanında, değerli Türk ressam ve heykeltaşlarına özel olarak yaptırılan eserlerin de sergilenmesiyle, otel adeta bir sanat müzesine dönüşmüş. Hilton'a yaraşır sade ve şık dekorasyon anlayışı, bu kıymetli eserlere ilaveten bir de otelin genelinde göze çarpan ve Çek Cumhuriyeti'nden getirilen çok özel cam işçiliğiyle hazırlanmış aydınlatma ve tasarım objeleriyle taçlandırılmış. Otelin girişindeki kozadan çıkan kelebek heykeli, Bursa'nın dünya tekstil sektöründeki öncü konumuna atıf niteliğinde... 
 

 

 

 


Hilton Bursa'nın 16 ve17. katında yer alan havuz, spor salonu ve Aneta SPA, bulundukları yükseklik itibariyle belki de türünün tek örneği. Düşünsenize... Koşu bandındasınız ve karşınızda Uludağ var. Sanki Uludağ'a tırmanıyormuş hissiyle, insan bu koşu bandında spora daha bi' motive olur valla. Havuz ve saunadan hem Yalova Yolu'nu, hem dağ manzarasını, hem de akşamları tüm ışıltısıyla şehri izlemek çok keyifli.
 

 
 

Bu da jakuzzinin manzarası:)
 


Sıcak taş koltuklar da tam keyif yapmalık:)
 

 


Hotelde farklı duyarlılıklara da hayran kaldığımı belirtmeliyim. Çevre bilinci anlamında kojenarasyonla kendi elektriğini üreten otel, aynı zamanda özel bahçesinde organik tarım uygulamaları da yapıyormuş. Şu çileklerin güzelliğine bir bakar mısınız Allah aşkına? :) 
 


Bunun yanında sosyal sorumluluk projelerine verdikleri değeri de gerçekleştirdikleri kimsesiz veya ihtiyaç sahibi çocuklara yönelik renkli interaktif aktiveler ve Yaşlılar Haftası'nda Huzurevi sankinlerini yemekte misafir etmeleriyle gösteriyorlar.

Otelin en çok hoşumuza giden ve içimizdeki çocuğu ortaya çıkaran özelliği, en üst katında yer alan "Speed City" adlı eğlence ve oyun merkezi oldu. Aynı zamanda doğum günü ve dans partileri de organize edilen ve dev ekranda maç gösterimleri de sağlanan bu bölüm, birebir araçlarla yapılan simülasyon araba yarışlarıyla da hız tutkunlarının göz bebeği olmuş.

 

 

 


Bu gıcır gıcır Kırmızı Formula aracını görür görmez hemen direksiyona geçtim ve içimdeki M. Schumacher ruhu gün yüzüne çıktı. İstanbul Park'a çıkıp, kendi en hızlı tur zamanımı egale ettim. Ramazan süresi boyunca 40 kişi ve üzeri grupların oteldeki iftar rezervasyonlarında, bu eğlenceyi yaşamanın ücretsiz olduğunun müjdesini de sizlerle unutmadan paylaşayım:)
 


Konaklamamızın akşamında, otelin ilk gününden beri mutfağını emanet ettiği, Bolu Mengen'li Executive Chef'i Hüseyin Yılmaz'ın Ramazan için hazırladığı özel menüsünü ilk tatma fırsatı bulan şanslı kişilerden biri olduk.
 


Hilton'un 18.katındaki Skylight Restaurant'da, Ramazan ayı boyunca, canlı tasavvuf ve fasıl müziği ile birlikte haftanın 7 günü, 7 ayrı iftar menüsü sunuluyor. 
 

 

 


Klasik İftariye tabağının yıldızı, bence içinde incir, kayısı, muz, bal ve kaymak bulunan "Sultan Macunu"ydu. 
 


Ramazan'a özel çorbalar, Kirazlı Yayla Çorbası, Kesme Aşı Çorbası ve Mercimek Çorbası gibi alternatifler arasından benim favorim kuzu eti, buğday ve yoğurtla hazırlanan Kirazlı Yayla Çorbası oldu. 
 


Karpuz, şıra, limon suyu ve taze zencefille ortaya çıkarılan "Ramazan Karışımı", oruç açanlar için ferahlatıcı bir lezzet. 

Paçanga Böreği çıtır çıtır ve Patlıcanlı Gül Böreği de yumuşacıktı. İkisi de birbirinden lezzetli olunca, hangisini yiyeceğime karar veremeyip, ikisini de sildim süpürdüm:) 

 


Mantı, İslim Kebabı ve Dana Tandır gibi Türk mutfağının klasik lezzetleri yanında, bonfile ile hazırlanan ve yanında 3 sosla sunumuyla bana Fajita'yı çağrıştıran Uludağ Kebap da güzel bir alternatif. 
 


Kaymaklı Kabak Tatlısı ve Türk Tatlı Tabağı ile yaptığımız iftar menüsü tadım yolculuğumuz, en sevdiğim Ramazan lezzeti olan Fıstıklı Cevizli enfes bir Güllaç'la mutlu sona erdi. 
 

 

 


Ertesi sabah yemyeşil Bursa'da güneşin doğumuna şahit olmak harikaydı.
 


Açık büfe sabah kahvaltısı giriş katındaki "Brasserie" isimli restaurantta verilen otelin, havalar hazır güzelleşmişken, ister iç, ister bahçe kısmını kullanmak mümkün.
 

 

 

 

 

 

Gelelim bu seyahatimde yaşadığım en duygu yüklü olaya...

Sosyal medyada yaptığım paylaşımlarla şehirlerine geldiğimi duyan okuyucularımdan gelen sımsıcak "Bursamıza Hoş Geldiniz" mesajları ardından, benim için günün en büyük sürprizi, henüz otelden ayrılmadan, benimle yüzyüze tanışmaya gelen ve el yapımı çok özel hediyelerle beni birazcık da şımartan melek yüzlü, melek kalpli takipçim Damla'yla buluşmak ve yıllardır tanışıyormuşuz gibi sevgiyle kucaklaşıp, tatlı tatlı sohbet etmek oldu.

 


Bu kadar güzel anılar biriktirdiğim bir konaklama deneyimini, objektif otel tavsiyesi arayanlar için faydalı olabilmek adına, bir an önce sizlerle paylaşabilmek için Executive Lounge'da oturup, haldır haldır çalışmam sonucu, şu an bu satırları bu kadar hızlıca okuyabildiğinizi de belirteyim de, kimmiş "üşengeç" görsünler.:))
 

 


Bu arada unutmadan... Bloguma kolayca hemen üye olmak için buraya tıklamanız yeterli:) Tüm sosyal medya mecralarında takibe alabilmeniz için hesabım: @UsengecSef. Sevgilerimle!

 
Toplam blog
: 230
: 5958
Kayıt tarihi
: 03.04.13
 
 

Öncelikle "Üşengeç Şef"e olan ilginiz için sizlere teşekkür ederim. "Şef" denilince aklınıza heme..