Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

Uludere’nin sorumlusu bulundu!...

Uludere’nin sorumlusu bulundu!...
 

Bilirsiniz yirmi yaş altı gençlerde çoğunlukla mahallede bir kabadayı vardır. Mahallenin kızlarından birine başka mahalleden biri yan mı baktı? Biri mahalleden birkaç kez geçip dikkat mi çekti? Veya başka bir şey. Yapılacak eylemi o organize eder, delikanlıları yönetir. Delikanlılardan biri yanlış bir olay sonucu yakalansa genelde liderin ismini vermez. Çünkü oradan çıktığında liderin hışmı büyük olur. Yok eğer ismi verilmiş ve kabadayı sorguya alınmışsa, kabadayılığından eser kalmaz, yemin billah kendinin masum olduğunu anlatır, ağlar, yalvarır durur.

Bilindiği üzere Uludere’de bombalama sonucu 34 T.C. vatandaşı öldü. Bizde maalesef insanın değeri olmadığı için ölümler birkaç gün içinde unutulur gider. Ama bu olay unutulmadı. Onca askerimiz, polisimiz, korucumuz PKK çakallarının pusuları ile öldü gitti. Olaydan onbeş gün sonra kimse hatırlamadı bile. Oysa bu olay bir türlü unutulmadı. Birileri sanki kaşıdı da kaşıdı.

Önceleri burnundan kıl aldırmayan badem bıyıklılar koalisyonu, giderek bu kaşınmadan nasibini almaya, orasını burasını kaşımaya başladı. Hadi ölenlerin ailelerine tazminat verip olayı kapatalım dediler ama o hınzır kaşıyıcılar bir türlü vaz geçmedi.

Birileri istihbarat vermiş ve emir komuta zinciri içinde uçaklarımız o kişileri bombalamıştı. Öncelikle bu istihbaratı kim vermişti? Bir ara bizim heronlarımız verdi, dediler. Sonra Heron’lardan alınan istihbaratın çok da milli olmadığı söylendi. Bu sefer ABD den anında istihbarat alıyoruz demeye başladılar. Her halde koskoca Türk devletinin istihbaratını yabancılara yaptırdığı sonucu ortaya çıktı. İstihbaratını bile yapamayan bir devletin, haysiyetinin , itibarının, güvenilirliğinin, yaptırım gücünün ne kadar olacağının muhasebesini siz okurlara bırakıyorum.

İstihbarat işi, karambola gitti. Birde vur emrini kim verdi sorusu var. İşte bu soruya verilen yanıtlar badem bıyıklılar koalisyonunda bir çatlamanın hemde derin bir çatlamanın olduğunu gösteriyor.

Orduda her şey hiyerarşik düzen içinde yapılır. Hele komik nedenlerle onca paşa, yüksek rutbeli subay iktidarın kurduğu özel mahkemelerce tutuklanmışsa,  bir üst makamdan emir almadan hiçkimsenin bir karar vermeyeceği, hele hele insanları bombalama kararını veremeyeceği kesindir. Bu emrin kimin tarafından verildiği yolculuğuna çıkarsak, ilk durak Genel Kurmay Başkanlığıdır. O makamın haberi olmadan bu emri kimsenin veremeyeceğine inanabiliriz.

Ama yolculuk orada bitmiyor. Zira Özel paşa o göreve başbakanlığın bir memuru olduğunu kabul ederek getirildi. Zaten kabul etmediği düşünülenlerin hepsi silivride. Bu itibarla emir makamının başında başbakan bulunmaktadır. Problem yokken bu makamı gururla taşıyan başbakan, birkaç gün önceki demecinde Özel paşa benden habersiz onay vermiş deyiverdi. Yani işler sıkışınca “ben yapmadım vallahi masumum” durumları ortaya çıkıverdi. Eh, bu da Özel paşanın emekli olur olmaz silivriye gidebileceğini gösteriyor.

Tabii başbakan işin içinden böyle sıyrıldı ama aşağıdaki koalisyondakiler didişmeye başladılar. Hemde alen, halkın önünde. İdris Naim Şahin AKP nin en eskilerindendir. Başbakanın çok takdir ettiği bir kişidir. Ona değer vermese içişleri bakanı yapmazdı. Yani koalisyonun başbakan tarafındaki sağlam kalelerindendir. Başkan yardımcısı Çelik’in ise artık rengini bilmeyen kalmadı.  Bu kanadın yayın  organlarından Zaman gazetesinin içişleri bakanına neler dediğini okuyunca duyduğumuz çatırtıların nereden geldiğini anlamaya başladık.

Koalisyonun başbakan karşıtı tarafında konuşlanmaya başlayan Taraf gazetesi ise iç işleri bakanının konuşmasına odun resmi koyarak savaşın boyutlarının nerelerde olduğunu gösteriyor.

Yıllardır AKP ye koşulsuz destek veren liboş takımı, birer ikişer gemiyi terketmeye başladı. Yetmez ama evetçiler, ikinci cumhuriyetçiler birer birer karşıt yazılar yazmaya, eleştirmeye başladılar. Bu neye işaret acaba?

İzmir 2012

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..