Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '07

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Ulukaya şelalesi

Ulukaya şelalesi
 

Ulukaya şelalesi; Bartın’ ın Ulus İlçesine 17 km. uzaklıktadır. Şelale, yaklaşık 20 metre yükseklikten, 10 metre genişliğinde bir kaya oyuğu içinden çıkmaktadır. Uzunluğu 1 km olan bir kanyondan akarak ulus çayına karışmaktadır. Kanyonun yüksekliği 35 metredir.

Ulukaya şelalesine giden yolda, yolculuk, bir başka özeldir. Her yer göz alabildiğine yeşil, orman görüntüleri eşliğinde, yolun her iki tarafında yer yer yükselmiş Dişbudak ağaçlarının rehberliğinde rüya gibi bir yolculuğun tadını hissederek ilerliyoruz…

Ulus çayıyla, karışan şelalenin giriş kısmında, konaklamak amacıyla yapılmış herhangi bir tesise rastlamadık. Şelaleye gidiş yönünün sağında, ağaçlar arasında bulunan bir iki ev var. Bu evde kalanlar, ailece kendi kurdukları yerde, ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar. Kanyon paralelinde kurdukları bir kulübede, ailece, çalışarak gelenlere hizmet edip hemde bilgi veriyorlar...

Asıl ilgimizi çeken, ailenin çocukları oldu. Muhammed ve Saliha. Çocukları konakladığımız sürece yanımızdan hiç ayırmadık. O kadar neşelilerdi ki. Bildikleri sihirbazlık numaralarından gösterdiler bize. Hele Saliha devamlı gülüyordu. Kendine göre umutları vardı her ikisin inde. Annelerinin bize ikram ettiği yoğurtta, bir başka nefis tattı. Aynı zamanda, evin reisi, şimşir ağacından yapmış olduğu kaşık ve yemek kepçelerinide burada satışa sunmuş.

Şelalenin ilginç bir de mitolojik hikayesi var. Her türlü zorluğa karşın evlendiği eşi Hera’nın uzun süren rahatsızlığı sonunda, kendisini sevmediğini gören Selamnos, Ulukaya zirvesine çıkarak, Hera’nın adını haykırır ve kendini boşluğa atar. Aşk Tanrısı Eros, Selamnos’un bedeni yere değer değmez, onu şelaleye dönüştürerek suyu kutsar. Bu yüzden, “şelaleden su içen, mendil ıslatan ya da yüzünü yıkayanlar için, yaşadıkları aşk acısından arınırlar” derler.

Kanyon boyunca yürüdüğünüzde, şelalenin açığa çıkması ve geçit açmak için kullanılan dinamitler sonucunda kanyonu yer yer tıkayan, bazıları oyulmuş büyük kaya parçalarıyla karşılaşıyorsunuz.. Aşağıdaki kaya parçalarında ve kanyon duvarlarında, Selamnos’un yıllardır yaptığı, haykırışlardan olsa gerek; hiçbir keskin köşeli kaya kenarına rastlamıyorsunuz. Kanyon boyuna eşlik eden geçit yolun kayalıklarının, inadına keskin kenarlı oluşuda, Hera’nın Selamnos’a hissettirdiği istenmezlik duyguları olduğunu düşündürüyor insana. Şalalenin değişik açılardan görünüşü, alt tabanında yaratılan Selamnos’un haykırışları, kendisini ziyaret edenlerin öykü eşliğinde, kendi kurgularını yaşatıyordu.

Tanrı Eros’un ulukaya şelalesine gelen her kırık aşka hediyesi; şelaleye 50 metre kala kendiliğinden oluşmuş, yosunların açıktan, koyu yeşile doğru herhangi bir sıralanma ihtiyacı bile hissetmeyen, kaya çıkıntılarının güneşte parlamasına göre renk alan cennet manzarasının yanında, üstten bir yağmur gibi damlalar halinde akan Selamnos'un gözyaşlarının, yarattığı kırılgan aşk görüntüsü, şelalenin yanında görülmeye değer ikincil bir mitoloji karışımlı bir manzara sunuyordu, ziyaretçilerine

Bence herkes mutlaka ziyaret etmelidir, böylesine mitolojik bir öykü eşliğinde akıp giden şelaleyi ve oraya gelen ziyaretçilerin ihtiyaçlarını, kendi gayretleriyle gidermeye çalışan aileyi, özellikle Muhammed ile devamlı, Hera gibi gülümseyen Saliha’yı.

Foto: Salih Temel

 
Toplam blog
: 144
: 899
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

Gazete ve kitaplara hep tersten göz atar, daha sonra okumaya başlarım. Bu özelliğim devrik cümlel..