Ulusal bayramlar ve ölümcül kazalar

Ulusal bayram kutlamalarından önce, o bayramı genel bir sevinç dalgası içinde ulusca kutlamamıza engel olan bir felaket yaşanıyor son zamanlarda. İllerde törenler, kutlamalar; başkentte resepsiyonlar iptal ediliyor. Cumhuriyet bayramı öncesi yaşanan, iç burkan kazalar, kayıplar, ölümler...

Her öküzün altında bir buzağı aramaya endekslendiğimiz için mi, yoksa "Gerekirse Suriye'ye dört adam gönderirim. Türkiye'ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah Türbesine de saldırtırız" şeklinde fikir üretebilen, titri kendinden büyük şahısların varlığına muttali olduğumuz için mi bilinmez, bu maden kazasının zamanlamasını fazlasıyla "manidar" buluyorum.

Malum, yönetim kadrosunda yer işgal eden şahıslar, "Cumhuriyet" sözcüğünden ve onun kazanımlarından hiç de hazzetmiyorlar; mümkünse "karnım ağrıdı", "parmağım kapıya sıkıştı" türünden sağlık bahaneleri ile nazik bedenlerini ulusal bayram kutlamalardan uzak tutmaya çalışıyorlar.

Ezcümle, Ermenek maden kazasının sadece bir "kaza" olmadığına dair ciddi kuşkular içindeyim.

Elbette ben yanılıyor olmalıyım.