Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Ulusal güvenlik

Türkiye’de ulusal nitelemesini hak eden kurumlar hangileridir? Bu sorunun cevabı verilmeden “ulusal güvenlik"ten ve bu kavrama ilişkin politikalardan bahsedilebilir mi? Bu ülkenin sıradan bir vatandaşı olarak bu soruyu kendime sorduğumda; gözlemlerime, herkese açık kaynaklardan edindiğim bilgilere dayanarak ve olabildiğince tarafsız kalmaya çalışarak şu cevabı verebiliyorum. Bu ülkenin kaderinde söz sahibi olan hiçbir kurum tamamen ulusal olma nitelemesini hak etmemektedir. Bu basit cevabı doğuran en somut olgu, ülke ekonomisinin dışa bağımlılık derecesinin yüksekliğidir. Bunu işaret eden pek çok göstergeden en basit olanı iç tasarrufların düzeyidir. Hiç rakamlara girmeden bu oranın bizi ilgilendiren dünyanın geri kalan ülkelerinin gerisinde kaldığı ve ülke kalkınmasına katkısının giderek azaldığı ortadadır. Bu göstergeye ek olarak cari açıktan, iç ve dış borçlanma oranına, stratejik sektörlerdeki yabancı sahipliğinin oranından, sanayideki ithal bağımlılığının niceliğine ve niteliğine kadar pek çok parametreden bahsedilebilir. Nihayetinde varmak istediğim nokta Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren verdiği kalkınma mücadelesinde yaşanan kırılmalarla gelinen son noktada büyük oranda bir zafiyetten söz edilebileceğidir. Bu duruma yol açan ekonomik ve siyasi politikaları izleyen siyasi iktidarların olduğu kadar, bunların tasarruflarının etkisi altındaki bütün kurumların ulusallığının derecesi de ne yazık ki tartışmalıdır.

Bunu ileri sürerken akla gelen bir karşıt soru da küreselleşen ve fiziki sınırların aşıldığı dünyada güvenliği sadece ulusal boyutta ele almanın doğru olup olmadığıdır. Genel anlamda ve teorik olarak bunun mümkün olmadığı söylenebilirse de, ABD’nin küresel egemenliğin liderliği yolundaki girişimleri dikkate alındığında ve Türkiye’nin bugüne kadar içinde yer aldığı ancak soğuk savaş sonrasında artık varlık nedeni ve anlamı değişen ittifakların güvenirliği açıkça şüpheli durumu, güvenliği öncelikle ve belki de sadece ulusal boyutta sağlama zorunluluğunu Türkiye’ye dayatmaktadır.

İşte bu koşullar altında, ulusal güvenlikten söz ederken bunun derecesi ister istemez akla geliyor. Daha da ileri giderek bugünkü koşullarda ulusal güvenliğin en temel unsuru olan Türk Ordusu’nun dahi tam bağımsızlığından ve tam ulusallığından söz edilebilir mi? Bu sorumun yanlış anlaşılmasına karşı şunun altını çizmeliyim. Burada ulusal duyguların samimiyetini sorgulamıyor ya da ordunun insan kaynağı anlamında zafiyetinden bahsetmiyorum. Sözünü ettiğim, Türk Ordusu’nun en üst düzeyde malzeme ve teçhizat açısından dışa bağımlılık derecesi ve sahip olunan gücün en üst derecede ulusal güvenlik boyutunda koordinasyonundaki zafiyettir. Bu saptamalara ilişkin kuşkuları doğuran pek çok gösterge var ortada. Bunlardan birisi, ülkemiz art arda kalleş pusular, baskınlar ve bombalamaların sonucu, asker ve sivil evlatlarını toprağa verirken, devletin en üst kademelerinde içe ve dışa karşı verilmek istenen birlik ve beraberlik görüntüsünün artık inandırıcılığını yitirmesidir. Bir diğer gösterge ise; ABD yönetiminin bölgeye yönelik ve artık mevcut haliyle başarısızlığı tescilli, ancak orta vadede yayılarak devamı öngörülen yeniden şekillendirme politikasının bir unsuru olarak rol almaya dönük, mevcut iktidarın kabul ve uyum politikasının, giderek Türkiye Cumhuriyetinin intiharına yol açtığı aşikârken, bunu yönetebilmeye ve aşabilmeye yönelik siyasi güç, irade ve liderliğin ortada görünmemesidir.

Bu yazımı girişte yapmaya çalıştığım çözümlemeden de hareketle şu sonuca bağlamak istiyorum; yaşam kaynağını bu topraklardan alan ülke insanının ulus olma vasfının sınanacağı ve önüne çıkma olasılığı giderek kuvvetlenen yol ayrımındaki bir seçenek, maddi-manevi tüm varlığını bu çukurdan çıkış ve yeniden var oluş için harcamak, diğeri ise şu sıralarda netleşen referandum sonucunu da dikkate alarak, bu toprakları zavallılara ve zavallılığa terk edip meçhule gitmektir.

 
Toplam blog
: 129
: 1104
Kayıt tarihi
: 12.06.06
 
 

Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F mezunuyum. Yüksek Lisans diplomalarımı G.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü'nd..