Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Ulusal kuvva

Ulusal kuvva
 

Gerek dünya görüşleri, gerekse Türkiye’nin sorunlarına bakışları noktasında pencerelerinin dar olduğu dışında bu kesime fazla bir eleştiri getiremeyiz.

Bu akım belli konularla sınırlı olumsuzluklara karşı ortaya çıkmış ancak kendisi olumsuz olarak algılanmaktan kurtulamamıştır. Oysa savunduğu değerler savunulması gereken değerler. Atatürk’e değer vermeye, vatanına milletine bağlı olmaya, bayrağını sevmeye kim karşı olabilir ki?

Ulusal Kuvva’nın asıl sorunu bence vizyonlarının olmayışı ama sanki Türkiye için çok büyük düşünceleri varmış gibi siyasete ağırlığını koymak istemeleridir. Vatanı sevmek diye bir vizyon olamaz. Atatürk’e bağlılık tamamen duygusal bir durum olup siyasetin projesi değildir. Ülke için düşüncen nedir denildiğinde “Atatürk’ü seviyorum” diye cevap verilemez.

Tepki düşünce değildir; Kuvva tepkidir. Onlar belli olumsuzluklara karşı ülkeyi savunmak için ortaya çıkmış güçlerdir. Ağırlıklı olarak CHP, İşçi Partisi,  biraz MHP ve biraz da oradan buradan guruplar Ulusal Kuvva’yı oluşturur. Mustafa Sarıgül, Abdullatif Şener gibi siyasetçileri de Ulusal Kuvva’dan saymak yanlış olmaz. Devletçi yönetim anlayışları, yerel yönetim ve özel sektörü dışlayan merkeziyetçi milli ekonomi söylemleri çağımız gerçekleriyle bağdaşmıyor. Geçmişle ilgili düşünceleri arızalı olsa da varlık ve birliği savunma konusunda oldukça duyarlılar; ama ülkeyi nereye götürmek istedikleri belli değil. Aslında sanki yerinde dursun, hiçbir yere gitmesin diyorlar.

Düşünün yani, ülkeyi en çok savunan onlar; buna rağmen arkalarında fazlaca halk desteği yok. Çünkü halkımız Atatürk’ü sevmek için parti kurulmasını saçma buluyor. Bunlara göre Türkiye’nin dünyada dostu yok, herkes bize düşman. PKK’ya ölüm, Kürtler otursun oturduğu yerde. En büyük hatta tek düşman Amerika, bizi Amerika yönetiyor ve buna benzer marjinal söylemler.

Ulusalcılar öz itibarıyla iyi insanlar; lakin milli duyguların da etkisiyle belli kesimleri karşılarına alma hatta düşman görme hastalıkları var. Biraz ön yargılı, şartlanmış; biraz da kör anlayışları nedeniyle ucuz sloganlarla tepkili duygusal vatandaşları arkalarına takıyorlar. Ve bu görüntüleriyle bazı bilinçsiz ama vatansever halk kesimleri tarafından çözümmüş gibi algılanıyor, ne yazık ki Türkiye’nin zamanını boşa harcıyorlar.

Şüphesiz tepki gösterdikleri konularda haklılık payları var. Yani ülke 90 yıl önce olduğu gibi eli silahlı düşmanlarla sarılmış değil ama yine de içte ve dışta büyük oyunların oynandığı söylenebilir. Bu durumda halkın da duygularını kullanarak ülkeyi savunma siyaseti doğrultusunda sözde ulusal mücadele veriyorlar. Ama yaptıkları artık bu çağda çok eskimiş bir siyaset şekli. Bu nedenle doğal olarak sadece kendileri gibi kemikleşmiş ulusalcı-milliyetçi bir kesimi ikna edebiliyorlar.

Çağımız proje çağı, Kosova’ya sefere gitmiyoruz, vatan millet Sakarya edebiyatı ile bir yere varılamaz. Fakir bir Türkiye birlik ve beraberlik içinde olsa neye yarar.  Ulusal Kuvva’nın bu coşkulu duyarlılığı ülke sorunları konusunda halkı siyasi fit durumda tutmaya yardımcı oluyor. Ulusal Kuvva eski köhnemiş düzenlerin sorgulandığı, Kapitalizm, Komünizm ve Karma Ekonomi sistemlerinden sonra 4. yol olarak Ağaç Hareketi dünya düzeninin tartışılmaya başlandığı günümüzde Türkiye’de yavaş yavaş ortaya çıkmakta olan yapısal değişime ivme kazandırabilir. Ancak bunun için Ulusal Kuvva’nın Kerim Korkut ile birlikte ülkenin yeniden yapılanması hareketine katılması gerekir.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..