- Kategori
- Kültürler
Uluslararası muhabbet!
Dünyamız
Dünya ülkeleri bir araya gelmiş, atalarının derin iz bırakan sözleri ile karşılıklı sohbet ederler; bize ise kulak vermek düşer. :)
Afrikalılar: Kümes ne kadar kalabalık olursa olsun, yumurtlayacak tavuk, yumurtlamak için yer bulur.
Almanlar: Zenginliğini kaybeden hiçbir şey kaybetmez; sıhhatini kaybeden bir şeyler kaybeder, ama karakterini kaybeden her şeyini kaybeder. Tavuğun gözünde solucan her zaman haksızdır.
Amerikalılar: Bir çürük elma, bir çuval elmayı berbat eder. Solucan yok diye, tavuk eşelemekten vazgeçmez.
Arap ülkeleri: Sahibinin kim olduğunu öğrenmeden köpeği kovma.
Belçikalılar: Duvarda ki hiçbir taş yalnız düşmez.
Çinliler: Sıkıntılarımızın çoğu, küçük şikâyetlerimizdir; insanları düşüren, dağ değil, dağ yolundaki taşlardır.
Danimarkalılar: Pek çoklarının elinde iyi kartlar vardır, ama kullanmayı bilmezler. Merdivende yükseleceksen en alttan başlayacaksın.
Fransalılar: Yumurta üzerinde yürüyen dikkatli olmalı. Yumurta kırılmadan omlet yapılmaz. Yalayan, ısırırda.
Gürcistanlılar: Tavuğunu çalan tilkiyi affedersen, koyununu da götürür.
Hindistanlılar: Suda yaşamaya mecbur kalan, timsahı kendine düşman yapmaz. Kaplanın nasıl bir hayvan olduğunu öğrenmek istersen, kediye bak.
İngiltereliler: Aşkın ince olduğu yerlerde, hatalar kalındır. Yaşlanan köpeğe yeni cambazlık öğretilmez.
İranlılar: Ben üç şeyi görmedim: karıncanın gözünü, yılanın ayağını, mollanın iyiliğini.
İrlandalılar: Yeni süpürge iyi süpürür, ama köşeleri bilen de eskisidir. Çabuk olgunlaşan, çabuk çürür.
İskoçyalılar: Eğer şeytan ölü olsaydı, insanlar Allah uğruna çok az şeyler yapardı. Meyveyi yemek isteyen, ağaca tırmansın.
İspanyalılar: Çamurlu yola, arabanın tekerleklerini yağla öyle çık. Hakikat sindirilir ama boğazlanamaz.
İsrailliler: Koyunlar kırpılırken kuzular titreşir. Önce öğren, sonra fikir sahibi ol. Çöplük sinekleri, fırtınalı havadan hoşlanır.
İtalyalılar: Diken eken, yalınayak gezmez. Kendisini kumru yapanı, şahin yer. Tecrübeden geçmeyen bir dost, kırılmamış ceviz gibidir. Roma’da oturup papaya karşı çıkmak olmaz.
Malayalılar: Sakin su da timsah olmaz diye düşünme. Kaplanın sırtında başlayan yolculuk, kaplanın karnında biter.
Norveçliler: Oltası gümüşten olanın balığı çok olur. Yola çıkmayan tepeyi bilemez.
Rusyalılar: Boğanın önünde isen kork, eşeğin ardında isen kork, papazın neresinde isen kork.
Japonyalılar: Kurumuş nehirde su akmaz. Sis, yelpaze ile dağıtılmaz.
Türkler: Ateş olmayan yerden duman çıkmaz! Bir musibet bin nasihatten iyidir.
Sanki tüm bu söylenenler, MB için derlenmiş gibi geldi bana; burası da ayrı bir dünya değil mi? :)
M.Talip Girgin