Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Ümit Meriç Hanımefendi'ye yanıt...

Ümit Meriç Hanımefendi'ye yanıt...
 

Anadolu Rûhu Uyanıyor...


Dünyâ gezegeninin boynunda sırlı bir mücevher gibi duran bu altın coğrafya, klasik müfredâtın ezberimize yer etmiş tümcelerinden çok daha kıymetli; “öz”e özel!

Ve “bilen”in bildiği bir hakîkat; “dünyânın vazîfelisi Anadolu rûhu”nun, mağdur edilip incitilmiş tüm mâsum gönüllerin ebedî bir şefkat eli olduğu! Dahası, etnik, dînî, mezhebî köşeleri, “Hz. İnsan”a namzet o muhteşem yapıya gölge düşüren kirli kodları yok bu koca yüreğin! Târih boyu da olmadı…

Hakîkat-i İstanbul”u baştâcı edip muhkem gövdesiyle her dâim zâlime siper olmuş “Hakîkat-i Anadolu”, şeytânî zihinlerin Reyhanlı üzerinden çift mesâi yaptığı şu harâretli günlerde, iyice zıvanadan çıkan Deccâliyet'in yeni etnik ve mezhebî salvolarıyla başbaşa olsa da; sahne her dâim onun! “Oku”yana, idrâk edene, görene…

“Medeniyetler Çatışması”, “Armagedon”, “Büyük Ortadoğu Projesi”, “Ahir Zaman”, “Foton Kuşağı”, “Beyin Yılı”, “Altın Çağ”, “2012”derken tüm fay hatları yavaş yavaş yerinden oynuyor, tüm dengeler süratle “Değişim!” diyor!

Gizli bir katalizör etkisiyle hızlanan bu özel süreçte gidişat bir yere kadar beklendik ancak “ego merkezli düşük bilinç”le programlanmış tüm devlet, kurum ve yapılar kendi gizli ajandalarının dışında da sallanmaya, evdeki hesâbın çarşıya uymadığı kaygan bir mecrâya doğru akmaya başlıyor!

Ve mevsim normallerinin bir hayli üzerinde seyreden bu hassas süreçte Anadolu; çok fıtrî, sahte akılları dumûra uğratan türlü sürpriz çıkışlarla “keskin bir joker” olup, gerektiğinde de sükûnetle göz kırpıyor, tanıdık bildik devekuşlarının üzerine düşen o kem gölgesine!

Türkiye’yi “ucuz kahraman”, “bedâva maşa” niyetine kullanıp kullanıp kirli diplomatik tebessümlerle pışpışlamaya pek alışmış o antik bilince “Dolduruşa gelmem, dolmuşa binmem!” deyip; nicedir onun bunun elinde oyuncak olmuş kendi öz haritasının tozunu alıyor, hakkını veriyor.

Bay ABD Başkanı’na kravat hediye eden Bayan Başbakan’ın yakaladığı büyük yakınlaşmayla tatmin bulan, bir devlet başkanı Başbakan ile tam 5 dakîka 55 sâniye 32 sâlise görüştü diye havalara uçan içler acısı Türkiye’yi, yeniden orijinâl ayarlarına taşıyor; ciddî bir kuantum sıçrayışla “derin aşağılık kompleksi”nden “katalizör ülke”ye giden o çok önemli yolu açıyor…

Hâlbuki dev cüsseli ve cüzdanlı çoğu küresel aktöre göre oldukça ufak tefek sayılabilecek bu büyük cevher, “Atatürk adı verilen yenileyici bilinç”in târihi sulara gömülmesinin hemen ardından kabuğuna çekilip; dedeleri ehl-i ilim, karizmatik ama mahçup, güçlü ama kendine güvensiz, şaşkın mı şaşkın bir delikanlı”ya dönüşmemiş miydi..!

İlâhî takvim gereği, kararlı ve istikrarlı ekonomik açılımlarla dümeni oldukça serî toplayıp, “şer odaklı etnik ve mezhebî virüs programları”nı kökten bertâraf edecek detay çalışmalara da “Vira Bismillâh!” diyen bu önemli lokomotif; yakın gelecekte yüksek vazîfesi gereği yine çok ciddî riskleri omuzlamak durumunda kalacak olsa da, ne yaptığını gâyet iyi biliyor. 

Tabî tüm bunları yapan Adâlet ve Kalkınma Partisi ya da boş bıraktıkları kaleyle iktidâra en büyük desteği veren “çakma muhalefet” falan değil! On yılı aşkın bir süredir “Ak Parti” adı verilen yapı üzerinden Anadolu’yu yeni bir kıyâfetle donatıp, onu bilinç skalasında üç beş vites yukarılara taşıyarak bu özel yapıyı iyiden iyiye update eden, “bugün Türkiye Cumhûriyeti adıyla anılan zaman ve mekân üstü devlet”i o aslî misyonuna hazırlayan adres başka!

Okumayı çözmüş üst-bilinçler bilirler bu açık adresi! Ne de olsa devir, açık istihbârat, açık okuma dönemi…

Uzun lâfın kısası zorlama kurgular bunlar! Aksakallı pir koca, düşmez buluğa ermemiş üç beş çocuğun ardına! Burası Anadolu! Gafletin değil, “ÖZ”ün öz yurdu…

Ve budur işte senin “Türk” dediğinin tanımı; çevirip durma artık sağını solunu! “Hakk’kı bâtıldan ayıran Târık Yıldızı’nın şahs-ı mânevîsi; din, milliyet, ırk ve mezhep ötesi o tevhîdî bilinç”tir aradığın; aslî rotaya döndür yönünü! Yeni dönemin o ebedî, o eşsiz bilincine…

Son söz,“Bu ülkenin sınırlarını, haritadaki dikdörtgenle bitiyor mu sanıyorsunuz?” diyen Ümit Meriç Hoca’ya yanıt olsun; “Sanmıyoruz hocam! O bâtınî sınırlardan doğan sınırsızlığı hamd ile ‘okuyoruz’...

...

 
Toplam blog
: 27
: 1562
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

İsmim Ayten Çalış. Tanıyanlar soyadımla müsemmâ olduğumu söylerler, bilmiyorum! Ama "Sen kendini ..