Ümit Özat alkışlarla

Sanırım futboldan ve fair play den çok şey öğrenmemiz gerekecek. Bunu hem yöneticilerin hemde biz taraftarların çok iyi öğrenmesi gerekiyor. İlk önce öğrenmemiz gereken futbolun bir oyun olduğu sanırım. Futbol bir oyundur. Kazananı ve kaybedeni olan bir oyun. Hatta beraberlik şansı bile tanır bilgisayar oyunlarının aksine.

Sahada neler oluyor diye şöyle bir gözümden geçirsem neler olmuyor ki!!! İlk aklıma gelen dünkü Galatasaray-Antalyaspor maçında kaleci Ömer'e edilen küfürler, Ankara'da Fenerbahçe kalecisi Volkan'ın yediği kırmızı kart ve itirazları, Uğur Boral'ın her maç ıslıklanması, yine ilk hafta Beşiktaş-Antalya maçında çıkan olaylar, Fatih Terim'in Belçika'lı antrenörü dövme isteği ve Osman Tamburacı'ya söylediği sözler. Bunlar en yakın zamanda olan olaylar fazla geriye gitmeye gerek yok yani.

Dün Almanya'da çok güzel bir maç vardı. Rhein Energie Stadyumunda Bayern Münih – Köln maçı. İkiside Almanya liginin köklü takımlarından. Münih geçen senenin şampiyonu. Köln geçen senenin bir üst lige çıkmayı başaran başarılı takımı. Ümit Özat'ın kaptanlığını yaptığı, kalesini Mondragon'un koruduğu, Teknik direktörü C.Daum olan Köln.

Maçı ilginç ve güzel kılan maç başlamadan önce yaşananlar oldu. Yaşadığı talihsizlikten sonra ilk kez taraftarının önüne çıkan Ümit büyük bir sevgi seli ile karşılaştı. Bu yoğun ilgi üzerine Ümit stadda bir konuşma yaptı. Konuşmasını Almanca olarak yapan Ümit şunları söyledi “Sevgili Köln taraftarları, bana verdiğiniz desteğe çok teşekkür ederim. Ben çok iyiyim. Sizler benim için dünyanın en iyi taraftarlarısınız.” şeklinde oldu. Konuşmasını yaparken tüm takım arkadaşları Ümit'in etrafında çember oluşturarak onu alkış yağmuruna tuttular. Münih taraftarlarıyla birlikte onbinlerce taraftar Ümit'i ayakta alkışladılar.

Bu arada iki kale arkası tribününe Almanca ve Türkçe olarak şu pankartlar açıldı.

“ Bizler senin yanındayız büyük kaptan.” “Ümit inşallah seni yakında sahada görürüz”

Alkışlar devam ederken Bayern Münih teknik direktörü Klinsmann ve kaptanı van Bomel, Ümit Özat'a tüm futbolcuların imzaladığı Bayern Münih forması hediye ettiler. Bu güzel seramoniden sonra maç başladı. Gerçekten ben bile bu olaya uzaktanda olsa çok duygulandım. Futbolcuya verilen değeri birkez daha anladım. Centilmenliği birkez daha öğrendim. Fair play'i Klinsmann'ın gözlerinde gördüm. Binlerce taraftar büyük kaptan diyerek stadı inletiyorlardı.

Oysa biz burdan Ümit'i öyle mi göndermiştik. Şu an her maçtan sonra ıslıkladığımız Uğur gibi ıslıklamamış mıydık kaptanımızı. Ya da hangi futbolcumuzu böyle yüceltmiştik. Bu tip takımlarda kaptanların ayrı önemi vardır. Oynasada oynamasada takım, taraftar ve yönetim ona sahip çıkar.

Peki neden bunlar Türkiye'de yok. Ümit Fenerbahçe'nin kaptanı değil miydi ? Neden sattık?

Tuncay'ı, Aurelio'yu, Rüştü'yü neden sattık. Paramız mı yoktu. Bülent Kormaz, Hakan Şükür yıllarca yaptıkları hizmetin karşılığını alabildiler mi takımlarından. Alamadılar, alamazlarda. Daha bunun gibi bir çok futbolcu sayabilirim, bunlar şu an aklıma gelenler. Biz futbolcu kıymeti nedir bilmiyoruz. Dün ben bunları gördüm Alman ligi Bundesliga'da.

Bizlerde sadece kazandıklarında değil her zaman desteklemeliyiz takımlarımızı, her zaman alkışlamalıyız futbolcularımızı.

Sevdiğim sözlerden : “Top yuvarlaktır ve oyun 90 dakika sürer, gerisi teorilerden ibarettir.”

Alman Menajer Seep Herberger.