Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '07

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Umuda korkuyla atılan imza

Umuda korkuyla atılan imza
 

''Merhaba. Nasılsın ? '' soruma, birkaç saniye geçtikten sonra, ''doğrusunu söyleyeyim mi ?'' diyerek cevap verdi. Yorgun, üzgün, dalgın, konuşmakla konuşmamak arasında kararsız kalmış hali vardı sözlerinden anladığım kadarıyla. ''Tabii ki'' dedim. Rahatsız etmek, kendi derdiyle can sıkıntısına neden olmak istemediği her halinden belliydi. ''Her zaman kahkahalar, güzellikler olmaz. Arkadaşlar hüznü, zorlukları da paylaşmalı'' sözüme, ''haklısın'' diyerek karşılık verdi hafif tebessümle.

''Bugüne kadar çok önemli işlere imza attım, son sözü söyleyen oldum. Ama dün akşam öyle bir karara imza attım ki....Ne yapacağımı bilemez bir haldeyim doğru mu yanlış mı diye düşünürken. Dün akşam attığım imzanın sorumluluğu öyle büyük ki, olumsuzluk halinde ne yapacağımı, nasıl yaşayacağımı bilmiyorum'' derken içinde bulunduğu ruh halini anlamaya başlamıştım yavaş yavaş. Bir süredir rahatsız olan babasıyla ilgiliydi bu üzüntü ve attığı imzanın sorumluluğu omuzlarındaki manevi yükü ağırlaştırmıştı.

''Babamı kontrol için hastaneye götürdüğümde doktorları ile konuştum. Ameliyat şart, bu şekilde uzun süre yaşayamaz'' dediler. Bu akşam bütün kardeşler toplanıp, konuştık. Kararı sen ver ! diyerek, sorumluluğu bana bıraktılar. Şu an ki halinden daha iyi olması isteğiyle ameliyat olsun, dedim ama bunu yan odadaki babama söyleyemedim. Ameliyattan çıkamaz, ya da ameliyat çözüm olmazsa ben bu acıyla yaşayamam, ömür boyu vicdan azabı çekerim'' sözü herşeyi anlatıyordu hisleri ile ilgili olarak.

Karşımda olmadığı görmediğim halde, içinde bulunduğu ruh halinin karışıklığını anlıyor, birini söndürürken diğerini yaktığı sigaraların kısa sürede tükenip, paketlere dönüştüğünü hissedebiliyordum. Nezaketinden, rahatsızlık vermek istemediğinden ''kusura bakma, senin de kafanı şişiriyorum derdimle. Büyük ihtimalle, yarın sabah kendime kızacağım anlattığım için'' diyordu kısa aralıklı girişler yaparak ama asıl rahatsızlığın bu sözler olduğunu da biliyordu. Sevinci, hüznü paylaştığı dostu yoktu o akşam. ''Biraz rahatlar, açılırım'' düşüncesiyle evine kadar gittiği halde ''neşeli, canını sıkmayayım'' diyerek anlatmamıştı yüreğinde kopan fırtınaları.

İnce ruhlu arkadaşım...İçine atar, üzmek istemezdi sevdiklerini. Önemliydi ''gerçek dostlar'', değerliydi, ''dostluklar''. Öyle değerliydi ki, sıkıntısını bile paylaşmamıştı üzmemek için. Başkası yapsa kimbilir ne sitem ederdi, ''biz neyiz, dostlar ne içindir'' sözleriyle başlayan uzun cümlelere giriş yaparken.

Susuyordu zihnindeki soru işaretlerine umut olacak yanıtlar ararken. Labirentin içinde çıkış yolu umuduyla her seçeneği düşünüyor, uyguluyordu. Başka bir durum olsa bu kadar çok yorar mıydı zihninini, bu kadar üzer miydi onu başka sorunlar ? Net ve kısa olurdu sorulara yanıtı ama bu kez farklıydı. Babası içindi bu kadar derin düşünce. Geçmişi, geleceği, yarınlarıydı gözlerinin önünden film şeridi gibi geçen. Kolay mıydı, kendisini büyüten, yetiştiren, nasihatlar eden, hatta belki de örnek olan insanın sağlığıyla ilgili önemli bir konuda karar veren olmak. Verilen kararı söylemek, söyleyebilmek. Kolay mıydı, artılarla eksiler arasında defalarca değerlendirme yaptıktan sonra, yarının nelerle karşılaştıracağını bilemeden ''doğrusu bu''diyebilmek. Hiç kolay değildi o'nun için. Kimbilir neler geçiyordu aklından, gecenin sessizliğinde iç sesini dinlerken. Belki gün boyu kendinden ve çevresinden gizlediği sıkıntısı iki damla olarak yanaklarına süzülürken rahatlamaya çalışıyor, umut diliyordu ümitsiz olmama adına.

Yalnızdı...Gecenin sessizliğinde kendini dinlerken. Yalnızdı, yeni başlayan günün umut olmasını, güzellikler getirmesini dilerken... Yalnızdı, attığı imzanın sorumluluğunu omuzlarında, yüreğinde hissederken... Yalnızdı, bu gece hüznü yoğun olarak yaşarken... Yalnızdı, yeni günün onun için umutla, güzelliklerle gelmesini ve babası ile paylaşacağı günlerin uzun yıllara dayanmasını dilerken...Yalnızdı, ya da öyle sanıyordu...


resim kaynağı: http://thummada.com/php_upload2/SadMan.jpg
 
Toplam blog
: 126
: 2338
Kayıt tarihi
: 01.08.06
 
 

Kompozisyon derslerini biraz daha fazla önemsediğim, uzun cümleler kurmaya başladığımdan bu yana sev..