Umuda yolculuk çağrısı

Yazılı ve görsel medyayı olabildiğince geniş açıdan mercek altına alıp izliyorum. Gündemi belirleyen hakim güç merkezleri, adına "halk" dediğimiz sade ve sessiz, tepkisiz toplumu bir güzel meşgul edip, oyalamayı ustalıkla beceriyorlar. İç politika kavgaları, gösteri yürüyüşleri, miting ve diğer etkisiz tepkiler onların gündem koyup, değiştirme oyununu etkilemiyor! Bu konudaki maharetlerine diyecek yok doğrusu!

İşin, oyununun, kuralını bilen kişi, kurum ve kuruluşların önemli bir bölümü "üç maymunları" oynamayı tercih ediyor; diğer kesim ise seslerini, tavırlarını, mesajlarını yeterince duyuramıyor; kefedeki ağırlıkları "hafif" kalıyor, sonuç "ağır" çekenin sözü geçiyor! Bu perspektiften hareketle şu soruyu soralım; medyanın gücü mü, güçlünün medyası mı? El cevap; güç kiminse, medyadaki hakimiyet de onların!

Kanun, hak, hukuk bir şekilde kitabına uydurulup böylece defterler dürülüyor.

Hayatımızın önemli bir bölümü de dürülen defterleri izlemekle geçti ne yazık ki!Acaba insanlarımızı ve umutlarını hızla öğüten bu çarkları, kanıksanmış kısır döngüyü masum insanların lehine çevirmek için daha etkin olumlu çareler bulamaz mıyız? Bence bu hayati sorunu ve soruyu enine boyuna derin derin düşünüp irdelemeli; makul, uygulanabilir ortak bir çıkış yolu bulabilmeliyiz. Suni gündemler, tepemizde kısır çekişmelerden artık bıktık usandık! Usanmazlara pes doğrusu!

Ümit ediyor ve inanıyorum ki gerekli çabayı gösterir, bedel ödemekten kaçınmazsak aydınlık bir yol bulabiliriz...

Hatta yol kesenler bile yollarını değiştirebilirler...Neden olmasın?
Umutlar asla tükenmez inanmakla, bedel ödenerek kazanılır başarılar...

Medyadaki olumlu çaba içinde emek veren kesimi bu eleştiriden tenzih ederim!
Sevgi ve saygılarımla...