Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '17

 
Kategori
Futbol
 

Umut tacirleri bile umudu kesti

Kabul edelim ki Fenerbahçe bu sezon hakemlerden yana şanslı değil. Hatta daha net konuşmak gerekir ise, bu kadar hatanın tesadüf olması mümkün değil. Bu maça kadar Fenerbahçe' ye karşı ciddi bir art niyet olduğuna emindim.

 

Bu maçta doğrusu hakemi art niyetli görmedim. Fenerbahçe lehine haklı penaltıyı verdi. Bursaspor' lu Jovic' i doğru karar ile attı. Maçı genelde iyi götürdü. 87'de Bursaspor lehine verdiği penaltı kararı ise kesinlikle hatalı. Bu dakikaya kadar iyi götürmüş olan hakem Halil Umut Meler, öyle kötü bir karar verdi ki, Türk hakemliği hakkındaki düşüncelerimizi iyice kesinleştirmiş oldu. Yabancı hakemler, video hakemler artık konuşulmaya başlanmalı. En azından yabancı hakem isteyen kulüpler, bu imkandan faydalandırılmalı.

 

Fenerbahçe bu karar ile 2 puandan ve muhtemel bir 2.'likten oldu gözüküyor. (Şampiyonluk hayali kuran var ise lütfen vaz geçsin).

 

Elbette hakem Fenerbahçe' yi yaktı tezi işin en kolayı. Fenerbahçe, rakibin 10 kişi kaldığı 43. Dakikadan itibaren sahada ne yaptı, neden 2-0' ı bulamadı sorusunu sormaya cesaret edebilenler ise gerçeği daha net görenlerdir. Gerçekçi ve mantıklı bir bakış açısı bunu gerektirir.

 

Fenerbahçe sezon başından beri kötü futbol oynuyor. Manchester ve Feyeenord maçları haricinde bu takımın bilimsel futbol temelleri dahilinde çok iyi olduğu maç yok. İyi olduğu, idare ettiği 2 maç daha sayabiliriz. Bu durum, Vitor Pereira döneminden bile kötü bir puan durumu ile zaten açıkça gözüküyor. Biz bir iddiada bulunuyoruz, ancak bu iddiamızı puan durumu ve istatistikler zaten açıkça destekliyor.

 

Romantik umut tacirlerine bakmayın. Onlar için gerçekleri konuşmak bazı kaygıları nedeniyle mümkün değil, olamaz. İçinde bulundukları camialarda başka türlü yer edinmeleri zor. Bazısı ise gerçekten saf, iyi niyetli, ancak futbol bilgileri gerçekten sandıkları kadar iyi değil.

 

Açıkça konuşalım. Kral çıplak diyelim. Cesur olalım.

 

Hakemler kötü kabul.

 

Fenerbahçe de bana göre vasat bir takım.

 

Modern futbola uygun bir kadro yapısı olmayan, yetenekleri kısıtlı bir takım. Alex Ferguson sonrası ahı gitmiş bir Manchester ve vasat altı bir Avrupa takımı olan Feyeenord' u yenmiş olması, Fenerbahçe' yi asla iyi takım yapmıyor. Fenerbahçe iyi takım tezini savunacaksanız, bu iki maçı örnek göstermeniz futbolun bilimselliği adına doğru değil.

 

Fenerbahçe için çok popüler bir savunma var. Kadro ve takım çok iyi, çok kaliteli ama maç seçiyorlar.

 

Beyler kusura bakmayın ama bu saçmalığın ta kendisi.

 

Fenerbahçe futbol ulemasının iddia ettiği gibi maç seçen bir takım değil. Sadece vasat bir takım.

 

Bu gerçeği kabullenmek neden zor. Bu takımı kuran, bu kadroyu oluşturanları her koşulda korumak için olabilir mi? Taraftara hoş gözükmek için olabilir mi?

 

Geçen kupa maçında Tosic atılmasa, rakip yarı alanı bile geçemeyecek bir takımdan bahsediyoruz. 10 kişilik Bursaspor' u bile 2-0 yenemeyen bir Fenerbahçe' den bahsediyoruz. Yani iki haftadır kendisinden 45 dakika bir kişi eksik oynayan takımları bile rahat rahat yenemeyen, sahada üstünlük kuramayan bir takımdan bahsediyoruz.

 

Üstelik bu takımın kadro kalitesi yetersiz bir takım olduğunu kendi hocası da defalarca ima etti. Hatta Kayseri' de açıkça söyledi. Bunu basın önünde yapmış olması kabul edilemez olsa bile, neticede bu tespiti yapan adam dünya futbolunda önemli bir adam. Futbolu cümlemizden iyi bilen bir adam!

 

Ama aramızda hala basında, tribünlerde, yöneticiler arasında bu yeteneği sınırlı takımdan bir mucize bekleyen, bu takımı üst düzey bir takım sanan, sorunu maç seçme olarak görenler var. Neymiş takımın mali değeri yüksekmiş. Josef, Alper, RvP ve Ozan' a o bonservislerin verilmiş olması, Sow' un 17milyon Euro' ya üçüncü sınıf bir futbol ülkesine satılmış olması, bu futbolcuları üst düzey mi yapar? Hangisi bugün, Avrupa' daki en önemli beş ligin, ilk beş sırada yer alan takımında forma giyebilir?

 

Hayır bu sadece Türkiye' den futbolcu yetişmemesinin, berbat transfer politikalarının bir sonucudur. Türk futbolundaki bir garabettir.

 

Avrupa' da hiç bir üst düzey takımda forma giyemeyecek futbolcular ile dolu bir takıma, iyi takım demek, o takıma gönül vermiş taraftarları kandırmak ve en hafif tabir ile umut tacirliğidir.

 

Alper ve Sow' un kaçırdığı gollere bir bakın. Röveşata vuruşları dışında gol atamayan bir Sow var ilk 11' de. Üst düzey hedefleri olan bir Fenerbahçe' nin forveti Sow' mu olmalı? Hücuma dönük orta saha tercihi Alper mi olmalıdır? Bu fundamental seviyesi ile mi ligde şampiyonluk, Avrupa' da turlar gelecek?

 

Bu takımda Lens dışında dikine gidebilen, adam eksiltebilen, futbol zekası yüksek kim var?

 

Daha net sorayım; o kızdığınız Advocaat, bu Lens' i getirmemiş olsa, Fenerbahçe şu an kaçıncı sırada olurdu?

 

Efsane basketbol koçu Phil Jackson der ki, "bir takımın gücü bireysel oyuncularının kalitesinden gelir. Bireysel olarak oyuncunun gücü ise, takımın gücü ile artar".

 

Hadi kötü adam olmayı göze alarak yazalım: Fenerbahçe, bana göre, iki stoperi ve Lens hariç orta seviye veya başka bir ifade ile vasat bir takımdır.

 

Sezon başından bu yana, sadece Manchester ve Feyeenord maçlarında üst düzey performans göstermiş bir takım ve o takımdan başarı gelmeyeceğini açıkça ifade etmiş bir teknik direktör ile nereye gidilebilir?

 

Hakemler, bu vasatlığa tuz biber olmuştur. Hakemlerin Fenerbahçe aleyhine hatalı kararları ne kadar korkunç ise, böyle bir kadro mühendisliği de o kadar korkunçtur.

 

Hakemleri eleştirirken, bu takımı bu hale getiren yöneticileri savunmak, kelimenin tam anlamı ile bir adaletsizliktir.

 

Teşhis doğru koyulmaz ise tedavi doğru olmaz. Cesur olup, objektif olup bu takım vasat diyebilirseniz, tespiti doğru yapabilirseniz, bu takımı kim kurdu sorusunu da peşinden sorabilirsiniz? Bu tedavi yolunda önemli bir adım olacaktır.

 

Advocaat' e gelince. Bu haftaya kadar söz söylemedim, savundum, destekledim. Son iki maçta resmen takımdan Onun da umudunu kestiğini görüyorum. Bu şekilde hocalık yapması takıma zarar verir. Var olan ikincilik, üçüncülük şansı da Advocaat ile kaçacak.

 

Kendi futbolcularını basın önünde kalitesizlikle suçlayan, yönetimine gider yapan, takımdan umudu kesmiş, maçları sadece seyreden bir hoca yerine, getirin Yılmaz Vural hocayı, bari bir mucize için umudunuz olsun.

 

Hakemlerden umudu çoktan kesmiştik. Artık bu hafta itibariyle "kronik romantik" umut tacirleri de bu takımdan umudu kesmiştir diye düşünüyorum. 



Twitter: @bertankayagol

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..