Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Umut

Umut
 

Ben de her insan gibi hayatımda zaman zaman buhranlar, gel-git ler yaşasam da; madem ki iki tane çocuğum var, madem ki onları dünyaya getirdim güçlü olmalıyım ve sevmeyi, saymayı, ezilmemeyi, değer vermekten yorulmamayı, hayattan zevk almayı, sorumluluklardan kaçmamayı yaşayarak öğretmeliyim onlara diye düşünürüm.

İnsan umutsuz olmamalı, umut beklemekten vazgeçmemeli. Az bir umut bile besler yüreklerimizi. Çocuk sahibi olduktan sonra sorumluluklarınız daha da artıyor ve vazgeçiyorsunuz karamsarlıklardan. Mesela alıp başınızı gidemiyorsunuz canınız sıkıldığında, hayat ne kadar ağır gelirse gelsin, ölmek mi- ölmemek mi arasında kararsız kaldığınızda, herşeyden yorulduğunuzu, bıktığınızı hissettiğiniz anlarda bile "Geçecek, bu günler de geçecek" deyip kendi kendinize sabretmeye devam ediyorsunuz.

Hayat sanki değirmene benziyor, hep aynı şeyler, benzer sıkıntılar.. Bıkıyorsunuz mücadele etmekten. Bir süre sonra hayatın hiç de toz pembe olmadığını öğreniyorsunuz... Hele hep galip gelmek hiç değilmiş, yenilmeyi de öğreniyorsunuz zamanla. Sonra sorumluluklarınız aklınıza geliyor ve susmanın zenginliğini yaşıyorsunuz gönlünüzde.

Polyannacılık oynuyorum zaman zaman. Siz de oynayın. Çünkü yorgun yüreğinize iyimser davranmak ilaç gibi geliyor çoğu zaman. Hiç bir zaman duygularımla hareket etmedim, edemedim. Karar anında hep mantığım galip geldi. İnsan biraz da duygularıyla hareket etmeyi öğrenmeli.

Umutsuz kırgın bakan gözlerle uzun uzun baktınız mı hiç aynaya? Boşa geçen bir hayatın son çırpınışlarıdır o bakışlar, sizi derinliğine çeker istemesenizde. Öyle zamanlarda yapılması gereken en doğru hareket şöyle bir silkelenip, arkanıza bakıp, katettiğiniz yolları düşünmektir veya görmektir.. İyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, güzellikleriyle buralara kadar gelindiyse, daha da ileri daha da umutlu ve mutlu gidilebilir bence. Benim hala umudum var diyebilirsiniz yani.

"Kadınlar otuzundan sonra mutsuzlaşır, " diye bir yazı okumuştum bir dergide ve hiç hoşuma gitmemişti bu cümle. Çok sıradan basit bir genelleme bu. Oysa ki ben, aynaya baktığımda kendini ve hayatı ancak tanımış, sınırları ancak öğrenmiş, kendini keşfetmekten memnun olan , kendini seven bir kadın görüyorum. Bu yaşlarda nefes alabilmek çok değerli. Zaman da o kadar çabuk geçiyor ki, 30'lu yaşlarda su gibi akıp gidecek. Keşke en az yirmi yıl otuzlu yaşlarda kalabilsem.

İçinizdeki umudu hiç kaybetmeyin, umutsuz yaşamayın, her batan güneşin ardından yenisi mutlaka doğar, güneş yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin yeter ki.

Bol güneşli günlere... Sevgiler...


Resim: Mustafa AYAZ
 
Toplam blog
: 184
: 2109
Kayıt tarihi
: 11.03.07
 
 

1974 Bremen doğumluyum. Hayatın Med-Cezir'lerle dolu olduğuna inanırdım; yaşaya yaşaya anladım ki ö..