Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Umut...

Umut...
 

 Sıkıntı var,

 boğuntu var,

 tedirginlik var,

 çirkinlik,

 yalan,

 her şey var

 Ama hep umut var her şeyin içinde...

                                                  Edip Cansever

 

 Bir zaman ki; çalkantılı, bir türlü durulmayan olayların yarattığı karamsarlık bir sinsi ağaç kurdu gibi kemiriyor iyi adına ne varsa düşünüzde. Gece boyu. Diğer taraftan bir umuttur yükleniyor ilk yaza, fısıldıyor; yeniden başla diye...

 Başlamak; kötü adına ne varsa savurup uzaklara, ama sonra bir yapışkan rüzgardır alıp getiren ve yapıştıran camlarınıza tüm aydınlıklarınızı karartan. Rahat vermez bir ikilem. İhanettir şimdi yaşanan paralel aynalarda.

 İhanet, bir büyük cihan imparatorluğunun uç boylarında tutuşturulan isyan ateşlerine kör, boğaz saraylarının deniz gören salonlarında Anadolu köylüsünü sömürme iştahıdır faülatün-mefaülün-faülün vezninde. Titrek su muhallebisidir gül şerbetli, bir samur kürktür yakalarda. Bir büyük vurdumduymazlıktır Kağıthane boyu lalezarlarda her renge açan. Haremin kadın kokulu odalarında dizginlenemez, kuvvet macunu destekli içe dönük bir şehvet. Bir kör iktidar hırsıdır karanlık saray dehlizlerinde oğulları ve kardeşleri boğan. Güya asil kanı akıtmayan bu anlayıştır, bitmek bilmez savaşlar dizisinde Anadolu köylüsünü anayurdundan uzakta toprağa düşüren.

 Umut, sonunda çekile çekile gelip sıkışılan Anadolu kıracında, "istiklali tam" bir hedefe isyanın adıdır başkaldıran buğday başaklarında emperyalist saldırıya. Bir yeniden doğuşa, bir yeni başlangıca... Kinden ve nefretten arınmış bir gök yırtılmasıdır Çankaya sırtlarındaki mütevazi bağ evinde; Cumhuriyettir... Şimdi yeni saraylarda sırt dönülen cumhuriyet. Bir kanadı kırık, yaralı bir güvercin iç çekmesidir şimdi barış, kin ve nefretin örselediği, hırstan yaralı.

 Ve acıdır geceyi uzatan. Camlarda karararan. Bu düşüncelerle aslında rahatsız bir gece geçirdim bile denebilir; uykuyla uyanıksızlık arasında. Son zamanlarda hep olduğu gibi. Belki de ülkenin içinden geçmekte olduğu yaralayıcı, umut kırıcı sürece bağlı olsa gerek. Ama içimde huzursuz bir gece geçirmeme karşın son zamanlarda yabancısı olduğum rahatlatıcı, huzur verici bir esinti var. Uzun süredir yaşamadığım. Kim bilir; gökyüzünde tek bir bulutun bile gölgelemediği pırıl pırıl evrensel bir toz mavi, şıkır şıkır telli duvaklı bir güneş ışığı, aşağıda uzanan ilk yazın dingin yeşil örtüsü ve sabaha inen baygın bir ıhlamur çiçeği kokusunun etkisidir belki. Aslında Cumhuriyet ve onun ilk ve ikinci kuşak öğretmenlerinin öğretisiyle şekillenmiş idealize bir kuşağın bir bireyi olarak, uzun sayılabilecek bir ömür içinde, umut ve umutsuzluk arsında gidip gelen ve duracağı yeri bir türlü seçemeyen, aslında seçmesine izin de verilmeyen gelgitinde, zaman zaman yaşadığım bir ikllem.

 İnanıyorum ki, kurşun işlemez iyiliğin kötülüğü, ışığın karanlığı yırtması gerçek olacak bir gün. Bağımsızlık savaşı vermiş bu ülke insanının onurunun, bozkırın ortasında yoksulluk kurağında açmasını sağladığı cumhuriyet çiçeğinin, şimdilerde boynunun bükük kalmasına neden olan bu susuzluğu gidereceğini umut ediyorum. İnsanlığın evrensel değerlerine inanan bir dünya vatandaşı olmanın bilinciyle, artık bu ülkenin iyi insanlarının içinde şimdilerde bezgin ve suskun olan iyilik ışığının, bu kahredici karanlığı yırtacağına olan inancımızı korumamızın adıdır umut.

 Şimdi ekmeğimizdir umut bizim, yemekle hiç bitiremediğimiz...

 Ve sabah umuttur!..

 

Akın Yazıcı

13 Hazirn 2016/İzmit

 

 

 

 
Toplam blog
: 190
: 391
Kayıt tarihi
: 07.05.14
 
 

1965 Ankara Üniversitesi Tıp fakültesinden asker hekim olarak mezun oldum. Gülhane Askeri Tıp Aka..