- Kategori
- Edebiyat
Umutsuz bir günden umutsuz bir sürgüne
Kendimi yapayalnız buldum gözlerinde ve şimdi seni severken gözlerinin önüne döküyorum bu satırları. Belki bir gün gözlerin dolar da yine bu satırlara dökersin gözyaşlarını diye yazıyorum. Olur ya kokumu özlersin, tenimi istersin diye yazıyorum...
Ben seni her gün başka bir yerde bekliyorum. Bazen elimde bir demet gülle, bazen de elimde sigaramla terk edilmiş bir meyhanede. Ben hep seni bekliyorum. Olur ya bir gün gelirsin, bana “seninim” dersin...
Seni her görüşte tekrar aşık oluyorum sana ve hiç bitmeyen bir rüyada buluyorum kendimi. Hayallerimi, umutlarımı, herşeyimi unutup bu rüyaya dalıyorum ama sana dokunamıyorum. Sonra kendimi hayatın kabusunda buluyorum. Bazen gözlerim dalıp gidiyor uzaklara. Bir gün seni unutacaklar diye çok korkuyorum.
O gün gözlerimi mühürleyip aşkına bir perde çekeceğim. Belki bitmeyen satırlarda ya da yeni bir sayfada unuturum seni diye.
Başlamadan biten aşkımız için ağlıyorum koyu eylül gecelerinde. Haziran geliyor ben yine seni bekliyorum. Mevsimler geçiyor, ben hep seni bekliyorum. Beklemekle geçiyor ömrüm ama şikayet etmiyorum. Belki bir gün elimi tutar da nefesim olursun diye bekliyorum. Umutsuz bir günden umutsuz bir sürgüne seni düşünüyorum...