Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

güne_bakan(Nazenin yavrusu)

http://blog.milliyet.com.tr/gunebakanlar

10 Haziran '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Umuttan insan yapmak

Umuttan insan yapmak
 

umutcocuk


Arayış Olacak Ömrün Diğer Adı..

Hep birşeyler ararız aslında..

Kimimiz rengini, kimimiz dengini, kimimiz ise kendini..

Ben rengimi biliyorum, insanım, çünkü her renk mevcut içimde , her rengi üretebilirim, özüm çamur, özüm su bütün renklerin kaynağı bende ..

Dengimi arama ile yoramadım kendimi, eş_siz yaratmış yaradan, bir tane daha yaratılmamış benden .

Kendimi arıyorum, umudumu, insan gibi insan olabilmeyi..

Benim derdim hep kendimle... Savaşlarım, barışlarım, kavgam öfkem hep kendimle, hep kendime..

Kırklı yılları geride bıraktığımda gördüğüm odur ki, yaşam; daima kadına çok acımasız ve kötü davranıyor.

İnsanoğlu başkalarının yaşadığı tecrübelerden ders almayı başarabilse belki yaşam daha kolaylaşabilirdi fakat kendi başımıza yaşamadan ders alamıyoruz başka yaşananlardan..

Bunları bilmeme rağmen yinede söylemek istedim tüm genç kızlara, genç kadınlara bilmelisiniz ki yaşamınızın en büyük gayesi ve önceliği "anne olmak " tır. Çünkü biyolojiniz, fiziğiniz, kimyanız, psikonuz tamamen buna programlanmış, bunu redettiğinizde, başaramadığınızda ne yazık ki hep yarım ve mutsuz oluyorsunuz..

Kariyerinizi nasıl planlamayı önceliğiniz görüyorsanız, " anne" olmayı aslında öncelikli görmelisiniz.

"Hedefi olmayan, gideceği limanı bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez" gerçeği yaşam anahtarınız olmalı.

Zira gün gelip en sevdiğinizi düşündükleriniz birer birer sizden gidecek..

Kariyerinizin doruğunda ve yapayalnız olma olasılığınızı iş işten geçmeden düşünmelisiniz..

Bu dünyaya asıl geliş amacınızı sürekli sorgulamalısınız.

Ne yazık ki henüz genç kız ya da genç kadınken düşünemiyoruz, farkında olamıyoruz 35 yaşından sonra anne olma olasılığının % 50 oranında birden bire yarıyarıya tükeniverdiğini ..

35 yaşında ve hala anne olamamışsanız bilinki yalnızca çok ama çok değerli 5 yılınız daha kalmış..

Acilen önlemlerinizi alma yıllarınız..Rüzgar gibi gelip geçecek ve siz geçip gittiğini rüya görür gibi farkında olamadan izleyeceğiniz kayıp yıllarınız olabilir nihayetinde..

Resmi ya da gayri resmi hiç önemli değil, acilen anne olmalısınız..

Zamanınız en değerli hazineniz, lütfen onu hırsızlara çaldırmamalısınız..

Kapkaççılardan malınızı mülkünüzü korumak için nasıl uğraş veriyorsanız, yüreğinizi ve zamanınızı sizi haketmeyen aciz ve korkak zaman hırsızlarından kesinlikle korumalı, kollamalısınız..

Laylaylom , yiyelim, içelim , eğlenelim, gezelim, akşam olunca yatalım, sevişelim, aman çocuktan sorumluluktan uzak geçelim mantalitesi ile yaşayanlardan köşe bucak uzak yaşamalısınız..

İyi gününüzde yanınızda olanlar, kötü günlerinizde, hasta olduğunuzda da yanınızda olamıyorsa, sizde ONLARLA KATA VE ASLA OLMAMALISINIZ..

Zira yaşadığınız her an çok değerli, yaşamdan anlar çalarak değil o anların sahibi olarak neşeyide acıyıda sevgiyide mutsuzluğuda sözün özü hayatınızı tam anlamıyla paylaşabileceğiniz gerçek biri olmalı yanınızda..

Başınızı her daim güvenle yaslayabileceğiniz, her daim sağlam olduğuna güvendiğiniz bir kaleniz olmalı..

Gölgelerle yaşamını tüketen donkişotlara dönmeyin sonrasında..

Unutmayın ! Siz çok özelsiniz.. Çünkü bu dünyaya bir yaşam sunabilme yetisi ile donatılmışsınız..

Sevgiyle umutlarınızdan insan yapabilmeyi başaranlardan olun duam..

Umuttan insan yapmak

Kuytularda büyüttüğün,
taşralı umutlarla beklediğin
bir şeydi sevmek.
dokunmak çift yönlüydü,
yetişme telaşının toyluğundan
bilmiyordun
altmışikiden tavşan yapmayı biliyordun da
umuttan insan yapmanın anahtarı
yoktu elinde
gökyüzüne bağırmak geliyordu içinden
her daim
söylemek istediklerini
hayatının deltasına
daha biriktirmemiştin üstelik
hasretlerini dulda yamaçlarda korudun
kötü rüzgarlardan sakınırcasına
gizli bir hayat zannederdin sevmeyi
kaçırırdın,
saklardın gün ışığından
solmasın diye
çifte kavrulmuş çorum leblebisi gibi bakardın da sevdiğine
belli etmek ayıp sayıldığından
geceleri yatağında
kutsardın onu
beyniyle seven
yüreği ile düşünen
bir insan olmamıştın daha
baharın ilk günlerinde
önüne alıp bir erik fidesini
dostuna ömrünün arka sokaklarını gösterir gibi
dertleşmemiştin daha
bir alın kırışıklığı kadar efkarlı
uzun
uzak yollarda beklediğin
nazlı
narin bir gül yaprağı
yoktu henüz
"ateş mekanım olsun" diye yeminler ederdin
"en büyük parçanı karıncalar taşısın"diye küfürler
asıl küfür
içindeki erkeği kendinden
sevdiğinden saklamakmış
çok sonraları öğrendin
domatesler güneşte kızarır deyip
acının,
yokluğun,
yoksulluğun üstüne giderdin
aç kursakların gölgesi vururken yaşadıklarına
sabahın çiyine karışırdı
fırın işçilerinin alın teri
günün ilk ekmeğini alırcasına
buğusu üzerinde korkular biriktirdin
güler yüzlü bir sevgi
sevgili yerine...
elindeki yap-bozun son parçasının
sevgi
sevgili olduğunun
sessiz
ve
yalnız gecelerde
evinin seni hiç terk etmeyen duvarına
ağlarken farkına vardın

kırmızıyı maviden
maviyi paylaşmaktan
paylaşmayı almaktan
hep üstün tuttun
yine de tutuyorsun
Arnavut kaldırımları ile bezeli sokaklarında
üzerinde iğreti durmayacak masalsı,
çocuksu
ve
kıkırdak sevgiler
bekliyor seni
bir mesai duyarlılığına ihanet etmekten
korkarcasına çıkıyorsun
sığınağım dediğin evinden...
her köşe başında küçücük şaşırtmacaların
seni beklediğine dair inancını
hiç kaybetmiyorsun

doğum gününde kendine aldığın şaşkın,
minik,
kırmızı karanfiller kadar
garip değil
bu beklentilerin!..
belki de hep eksik kalacak bir yanın
ve
arayış olacak ömrün diğer adı...

NEVZAT TEKİN

Ref.KAynakçalar:

http://www.centrum.com.tr/tup-bebek/kadinin-yasindan-ileri-gelen-problemler.html

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&Date=&ArticleID=946559&CategoryID=104

http://www.kucukinsan.com/article.asp?article_id=4242

 
Toplam blog
: 54
: 1026
Kayıt tarihi
: 05.10.06
 
 

Ata toprağı Karadeniz'den, terbiye ve eğitimi Trakya'dan, günebakan ve İstanbul sevdalısı eski bir m..