Ünal Aysal, Fatih Terim’i göndermekle neyin “iflas”ını sağladı?

Yönetici seçilmek kolay, yönetici olmak zor/dur.

Başarı yoksa, “Geçti Bor’un pazarı...”nı söyleyecek ortam oluşmuşsa, yöneticiler, “laf yarışı”yla piyasa çıkarlar.

Yönetici, eski deyişle “idareci”...

Yani?

“İdare etmek”, asıl görevini yapamamanın sıkıntısını gizlemek için gürültü çıkartarak “hamaset edebiyatı”na sarılmak, önde gidene “çamur” atmak, birlikte çalıştıklarından “parlayan”a “kulp” takarak hedef saptırmak...

“Olan”ı gizlemek!..

O bakımdan bir yere seçilmiş olmak, “tam yönetici” olmayı gerektirmiyor. Hele o kimliği taşıyanlardan kimileri, aynı zamanda “biçimsel başkan”  oluyorlar.

*****

Ünal Aysal mı, Fatih Terim mi?

Fatih Terim’in “futbol arenası”nda, tartıda ağır çektiğini kimse yadsıyamaz. Kimi “kusurlar”ına karşın Fatih Terim adı Galatasaray adıyla birlikte hep anılacaktır.

Ya Ünal Aysal?

Kutlanmayı hak eden bir başkan o da!..

Niye ki?

Fatih Terim’in gönderilmesi, Aziz Yıldırım’a yönelik eleştirilerin başında gelen bir “söylem”in “iflası” oldu da...

Neydi o?

Önemli olan “tesis” değil, “sportif başarı”dır.

Fatih Terim’de “sportif başarı” var/dı, ama Fatih Terim, Galatasaray yok/tu!

Geride kalan 2 yıldaki “var”lar mı?

2 Spor Toto Süper Lig şampiyonluğu,
2 Süper Kupa,
Şampiyonlar Ligi’nde "çeyrek final"de oynamak.

İki sezonda Fenerbahçe’ye karşı elde edilen üstünlük.

“Sportif başarı”, her şeyin ilacıysa, Lig’in daha 5. haftasında, Fatih Terim niye gönderildi?

Bu soruyu kim/ler yanıtlayacaklar?

Aziz Yıldırım’a “inşaatçı” diyenler, onu önemsiz göstermeye çalışanlar, onun “3 sezon şampiyonluk sözü” vermesini dile dolayanlar..

“Tesis” değil, “sportif başarı” diye velvele yapanlar... mı?

Onlar ki...

Olmayan, hayal edilen şu “sportif başarı” hedefine bazen “sesli” bazen “sessiz” alkış tuttular:

“... bu yönetimin hedefi özellikle ülkenin öne çıkan branşları olan futbol, basketbol ve voleybolla her zaman Avrupa’da başarılı olan takımlar oluşturacağız. Takımlarımız her yıl Avrupa’da şampiyonlar ligi kategorilerinde her yıl çeyrek, en az yarı final oynayacak kapasitede olacak.”

Karşılaştırma yapacakların işe yarayacak, düşündürücü bir anımsatma:

“... genel kurulda alınan kararlara göre Orduspor, önümüzdeki üç yıl içinde süreçte UEFA, beş yıl içinde de Süper Lig şampiyonu olacak.” (Milliyet Busıness, Ordu eki, 28 Eylül 2012)

*****

Fatih Terim’i göndermekle iyi ettiğini düşünen Ünal Aysal, “sportif başarı”nın görevde kalmanın tek ölçütü olmadığını da gösterdi. Asıl gösterdiği ise, Aziz Yıldırım için dile dolanan, “tesis” mi, “sportif başarı” mı tartışmasının anlamsızlığını kanıtlamaktı.

Futboldan anlamadığını söyleyenlerin futbolu bilenlere yönelik eylemleri gün gelir, işlemez. Futboldan anlayan, anladığı düşünülenlerin, bütünleyenleri birbirinden kopararak ele almaları da “laf”tan öteye gitmez, sonuçta işe yaramaz.

Ya işe yarayan?

O da, başlığın yeline kapılarak, “son söz” olsun:

Ünal Aysal'ın, Fatih Terim’i göndermekle Aziz Yıldırım’a dolaylı destek çıkması...
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com