Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '12

 
Kategori
Güncel
 

Üniter devlet söylemi yanlış siyaset

Üniter devlet söylemi yanlış siyaset
 

Birlik ve beraberlik felsefesi hayatın zorluklarına daha kolay karşı koyma anlamında birlikten güç doğar, birimiz hepimiz hepimiz birimiz için, dayanışma ruhu, bir ülke halkının birlik ve bütünlük içinde olması gibi argümanlarla yüzyıllardır insanlara kabul ettirilmiş, beynimizde/ruhumuzda değiştirilmesi imkânsız bir yaşam biçimi haline getirilmiştir.

Doğrudur, sürü birlik içinde olursa kurda kuşa daha az zayiat verilir. Ama öte yandan asker kafasıyla aynı çayırlarda dolaşacağı için keçiler/koyunlar uzak dağların güneş renkli yaşam otlarına ulaşamazlar. Yani birlik ve bütünlük teorileri her insanın/ toplumun ayrı ayrı kendi değerlerini oluşturma ve yaşatma isteğini engeller. Bahçemizde emvai çeşit meyve sebze yetişiyor ama saçma sapan birlik ve bütünlük anlayışıyla biz sadece kabak ekiyoruz. Misakı milli ile sınırları çizmiş, içine insanları doldurup üstlerine bir bayrak dikmişiz. Türkiye vatanı, Türk milleti ve Türk bayrağı.

Bu yazımız insanların uzaya gittiği çağda geçmişe özlemle hala üç kıtada at koşturan alperen/Turan kafalılara göre “zırva” olarak nitelenecektir. Beş yüz yıl önceki Osmanlı fetih (kafa kesme) bayrağını kullananlardan beklenecek bir tepki bu. Üç hilalli bayrak bir vizyon bayrağı olamaz. Bu bayrakla ataların(Osmanlılar) aya gitmediler, Niğbolu’da kafa kestiler.

Bunların giyimlerine, konuşmalarına bakmayınız, hiçbiri yirmi birinci yüzyılda değil; beyinlerine kılıç kalkan anlayışı hakim. Halkımızın ülkesini ve milletini çok seviyor olması maalesef bunlara prim yaptırıyor. Bu arada böyle konuşmamdan cesaret alan vatan ve millet düşmanları, bölücü hainler kendilerine pay çıkarıp ümide kapılmasınlar. Bizler üç hilalli bayrağımızı saygıyla müzedeki yerine koyar (Çünkü 600 sene bu milletin sinesinde dalgalanmıştır) devrimlerimize devam ederiz. Bende milletinin değerlerini çöpe atacak göz var mı!

Türkiye denilen toprak parçasında yaşayan insanlar aynı çayırlarda otlayan koyunlar gibi tek tip mahkûm halinde yıllardır Enver Paşa kafalı çürümüş beyinlerin faşizm kokan üniter devlet safsatasına kurban edilmişlerdir. Kimliklerini ortaya koyamamışlar, inançlarını geliştirememişler; yeni değerler üretemeyip ilim ve teknoloji bakımından dünya pazarlarında medeniyet ve gelişmişlik stantları kuramamışlardır. Payitaht Ankara ülkenin her yanına ay yıldızlı Türk bayrakları dikmiş, bu hâkimiyet (Hâkim olan yalnız Allah’tır; siz kim oluyorsunuz?) nedeniyle Hekimhan’ın kurbağaları bile korkudan renklerini değiştirememişlerdir. Burada yine bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Bu yazılarımız yobazları yanıltmasın; Atatürk’ün ve kurduğu cumhuriyetin yanlışları olabilir ama biz yine de Anıtkabir’de yatarız. Onu doğruları kadar sevsek yine yeter.

Şimdi bir de insanlık âleminde yolunu şaşırmış hümanist, komünis, güvercin uçuran, altına kaçıran Mevlana’nın torunları “ Ne olursa olsun yeter ki insan olsun” cular var. Ulan oğlum insan değerleriyle insandır. Medenileştiğin zaman dün işgal ettiği Kocatepe’de sirtaki oynayan Yunan Adonis’ten gıcık kapmazsın. Senin derdin etnik kimlik değil geri kafalılık, cahillik. Başbakanın bile aynı dertten muzdarip olmalı ki “ Etnik kimlik üzerinden siyaset yaptırmam” diyor. Peki, ne üzerinden siyaset yapacağız? Başbakan Mevlana okuya okuya ama en çok da dizinin dibine oturduğu ümmetçi/şeriatçı yobaz şeyhlerin etkisiyle ırk/soy konularına gıcık kapıyor; yani solcular gibi insancıl olmuş.

Ama sanal cumhuriyetçiler, ümmetçiler ve hatta Barbaros’un torunları şaşkın hümanistlerin ve ithal düşüncelere bel bağlayan solcu/devrimci tayfalarının ürettiği “insan, insanlık, insancıllık” kimlikleri yok etme siyasetinde birleşerek Türkiye halkını bu konuda kandırmanın yolunu bulmuşlar. “Mozaik” diye bir kelime uydurmuşlar. Farklılıklar zenginliğimizdir diyorlar ve sorun çözülüyor. Tabi bizim saf halkımızda bu kandırmacıyı bir güzel yiyor. Tepende Türk bayrağı Şeyh Şamil oynuyorsan sen Kafkas değilsin. Hani Hazar’dan getirdiğin renkler? Anadolu bozkırlarında kimliğini kaybetmişsin; söyle sen kimsin? Benim için sen Kafkas olduğun zaman önemlisin. Korkudan, yalakalıktan ve belki menfaat için söyle öz benliğini, kimliğini kaça sattın?

Bu ülkenin sınırları olabilir ama aklımızın, duygularımızın, yaşam özlemlerimizin sınırı yoktur. Üniterciler sizleri Türkiye denilen hapishanede mahkûm gibi yaşatıyorlar. Türklüğüne laf edildiği zaman hopluyorsun. Türklüğüne laf söylüyorlar işte. Hangi milli değerden bahsediyorsun. Başbakanın 10 yıldır Türk kelimesini kullanmadı. Bu seni kabul etmediğini gösterir. Bu topraklarda 12 milyon Kürt ve belki sayıları 10 milyonu aşan diğer halklar yaşıyor. Ama nüfus sayımı yapılırken Türk halkı deniliyor. Üniterciler maşallah hepsini bir mozaik küpünün içine sokup hallettiler. Yumruğunu sıkıp Kandil’e doğru haykırırken devletinin yanlışlarını da düşüneceksin.

Üniter devlet siyaseti olmasa bugün belki PKK olmayacaktı. Çünkü Diyarbakır-Kandil hattında 30 yıldır oluşturulan ateş çemberinde Kürt halkının bir kısmından destek görmeseydi PKK bir gün bile yaşayamazdı. Kürt halkı PKK’ya niye destek veriyor? Çünkü sen Kürt halkını tanımıyorsun ama PKK tanıyor, hatta onun için savaştığını söylüyor. Senin içinse kendini sadece Kürt olarak tanımlayan insanlar var. Kusura bakma Sayın Ankara, bu yaklaşımlar artık miyadını doldurdu. AKP halk bana bu söylemlerim nedeniyle oy veriyor sanıyor. Öyle olsaydı MHP’nin tek başına iktidar olması gerekirdi. Sayın AKP sen Ermenek yokuşuna yaptığın kaldırımlar sayesinde oradasın. Tek bayrak, tek vatan, tek millet söylemi korkarım  öyle bir uçurumun kenarına getirecek ki çok güvendiğiniz Amerika bile bizi kurtaramayacak. Bahçeli bey Ötüken’nin albızlarını çağırır herhalde.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..