Üniversite Mezunu Olmayan 9 Başarılı Girişimci

Günümüzde üniversite eğitiminin önemi ve değeri ile ilgili ulusal alanda pek çok tartışma olmakta. Fakat bu yazıyı okumanızın ardından ‘başarılı olmak için üniversite mezunu olmak şart’ gibi düşüncelerinizi tekrar sorgulamak isteyebilirsiniz.

 

Üniversite masrafları ve sonunda geri ödenmesi gereken bursları düşününce sizce bu o kadar da önemli mi? Bu eğitim olmadan da kazanmak mümkün müdür?

 

Pek çok kişi belkide 15 yıl içerisinde yürürlükten kalkacak olan bu eğitim sisteminin hala verimli olduğunu savunmaktadır.

 

Peki, bundan daha iyi bir seçenek var mı?

Pek çok insan beceri ve sorun çözümleme eğilimlerini geliştirecek olan eğitim programlarının diğerlerinden daha etkili olduğunu savunur ve öğrenciler, işlerine yaramayacak olan bu derslerden zorunlu olmaktan her zaman rahatsızdır. Bu eğitim süreçleri sırasında azimli ve hayallerinin peşinden gitmeye hazır olan insanlardan bazıları okulu bırakmaya karar verir. Aşağıda da göreceğiniz gibi, bu insanlardan pek çoğu en sonunda başarılı girişimciler ve iş adamları olmuşlardır. İşte bu başarılı girişimciler:

 

1. Richard Branson

 

“Lise terk olan Branson, sonunda bir sanayi devine dönüşmüştür.”

 

Sir Richard Branson, okuma ve anlama güçlüğü olarak adlandırılan disleksi rahatsızlığından ötürü okul hayatında sıkıntı çekmiştir. O dönemde de onun mevcut eğitim sistemine uyum sağlamasında destek alabileceği pek fazla yer bulunmamaktaydı.

 

Brandson 16 yaşında liseden ayrıldı ve bir kilise bodrumunda hazırladığı “The Student” dergisini yayınladı. Ardından posta yoluyla plak işine adım attı. İki iş de iyi gitmekteydi. Hatta 70lerin başlarında o zamanların ünlü müzisyenleriyle röportaj yapma fırsatını bile yakaladı. Bu noktadan başlayan Branson sonrasında müzik mağazası zincirleri açmış ve sonrasında da 400’den fazla şirketin holdingleşmesiyle oluşan Virgin Group’u kurmuştur. Günümüzde Branson’ın mal varlığı 5 milyar dolara yakındır.

 

2. Mark Zuckerberg

 

“Multi milyarder şirketin ilk temelleri bir üniversite yurdunda atılmıştı.”

 

Lise zamanlarından beri bir bilgisayar dehası olan Facebook kurucusu Mark Zuckerberg siteyi ilk kurduğunda 2004 yılında Harvard Üniversitesi’nde okumaktaydı.

 

Zuckerberg ikinci yılını bile bitirmeden Harvard Üniversitesin’den ayrıldı ve ortağıyla Kaliforniya’ya taşınarak şirketi kurdu. Şimdiyse Facebook dünyadaki en popüler ve en büyük sosyal medya sitesi. Zuckerberg de 36 milyar dolar servetiyle dünya zenginlerinden biri. Şirket CEO’su olarak elde ettiği yıllık gelir ise 1 milyon dolar değerinde.

 

3. Steve Jobs

 

“Okul zamanlarında önemli derecede davranış sorunları olan Jobs sonunda unutulmayan bir figür haline gelmiştir.”

 

Steve Jobs, zekâ eksikliğinden değil davranışları sebebiyle okul hayatında zor zamanlar geçirmiştir. Suriyeli bir yüksek lisans öğrencisi ve Amerikan üniversitesinde profesör olan ailesi doğumdan sonra Jobs’u evlatlık olarak vermiştir ve Jobs da Kaliforniya’da büyümüştür. Steve Jobs her zaman asi ve isyankâr bir tutuma sahipti.

 

Reed Üniversitesi’ne katıldıktan kısa bir sıra sonra okulu bıraktı ve Budizm üzerinde çalışmak için Hindistan’a gitti. Geri döndüğünde eski dostlarından Steve Wozniack ile bir araya gelerek Wozniack’ın geliştirdiği bilgisayarları satışa sunmak için Apple’ı kurmuştur. Şirket bu seviyeden başlayarak günümüzdeki haline gelmiş ve pek çok yatırımcının ilgisini çekmiştir. Jobs da bu şirketin CEO’su olmuştur.

 

1985’te şirket içerisinde rütbeler üzerine çıkan bir grevden sonra Jobs işten çıkarıldı ve şirket iflasın eşiğine geldi. 1997’de Jobs Apple’a geri getirildi ve sonrasında ise şirket günümüzde bulunduğu yere geldi. iMac OS, iTunes, iPod, iPhone ve iPad gibi yenilikleri için Jobs’a hepimiz büyük bir teşekkür borçluyuz. Jobs’un ölümünden sonra bile Apple’ın başarısını sürdürmesi bile şirketin temellerinin ne kadar sağlam olduğunun bir kanıtıdır.

 

4. Larry Ellison

 

“Gayrimeşru bir yetim olan Ellison şöhrete ve servete ulaşmıştır.”

 

Listedeki bir diğer yetim de Oracle’ın kurucusu Larry Ellison’dur. Evlilik dışı bir birliktelikten doğan Ellison Şikago’da teyzesi ve amcası tarafından yetiştirilmiştir. Illinois Üniversite’sine girdikten 2 yıl sonra son döneminin finallerine bile girmeden okulu bırakmıştır. Ayrıca bir dönemliğine Şikago Üniversitesi’ne de katılmıştır. Sonrasında Kaliforniya’ya giden Ellison programlama üzerine çalışmış ve CIA için veri tabanı geliştirdiği Ampex’te çalışmaya başlamıştır. Sonrasında kendi veri tabanı sunucusunu oluşturduğu Oracle Şirketi’ni kurmak için bu işi bırakmıştır.

 

İlk yıllarında iniş çıkışları olsa da Oracle küçük ve orta ölçekli şirketler için önemli bir veri tabanı sunucusu olmuştur. 2010’da Oracle, Sun Microsystems’i satın almıştır.

 

Şimdilerde ise Ellison 56,2 milyar dolar serveti ile Gates ve Bufett’ten sonra dünyanın üçüncü zenginidir.

 

2014’te Oracle’ın CEO’luğundan ayrılan Ellison emekliliğini pasifik okyanusundaki bir adadan aldığı evde geçirmektedir. Sahip olduğu servetin %50’sini de hayır kurumlarında yardım amaçlı olarak kullanmıştır.

 

5. John Mackey

 

“Sağlıklı yaşama konusundaki azmi Mackey’in başarılı bir şirkete adım atmasını sağlamıştır.”

 

Sağlıklı yiyecek takıntısının bir insanı multi-milyoner yapacağını kim bilebilirdi ki? John Mackey, Teksas ve Trinity Üniversite’sinde okuduğu zamanlarda doğal besinler ile ilgilenmeye başladı. Mackey ve kız arkadaşı 70lerde “SaferWay” şirketini kurmak için okulu bıraktı. Sonrasında şirket diğer doğal besin mağazalarıyla birleşti ve 4 ortak şirket adını “Whole Foods Market” olarak değiştirdi. 

Günümüzde ise Whole Foods’un Amerika ve Kanada’da pek çok şubesi bulunmaktadır.

 

Macker ise 100 milyon dolarlık servetiyle emekli olmuştur ve artık gelir elde etmektense kaliteli bir yaşam sürdürmek istediğini belirtmiştir. Mackey bir vegandır ve hayvan haklarını savunmaktadır.

 

6. Michael Dell

 

“Öğrenme merakı ve isteği= Başarı”

 

Michael Dell daha genç yaşlarında bile borsaya yatırım yapmaktaydı. Ayrıca kendisine Apple marka bilgisayar atarak bu bilgisayarların işleyişini anlamaya çalışmıştır.

 

Teksas Üniversitesi’nde tıp öğrencisiyken Dell bilgisayar geliştirici araçlar geliştirmekte ve satmaktaydı. Hatta geliştirdiği bu ürünler için devlet sözleşmesi bile alarak o zamanların büyük şirketlerini aratmamıştır.

 

Üniversite’yi bıraktıktan sonra Dell Computers’ı kurmuştur ve 1992’de de Forbes dergisinin en iyi 500 şirketi arasındaki en genç girişimci olmuştur. O zamanlar Dell 27 yaşındaydı. Şu anda Dell’in serveti yaklaşık olarak 19,1 milyar dolardır.

 

7. Ty Warner

 

“Doldurulmuş yaratıkların fenomen oluşu…”

 

Ty Beanie bebekleri doldurulmuş oyuncaklardır ve Amerika’da da oldukça ün kazanmışlardır. Bu yumuşak yaratıklar şirket kurucusu Ty Warner’a 2,6 milyar dolar kazandırmıştır.

 

Kalamazoo Üniversitesi’nden oyunculuk kariyerine adım atmak için ayrılan Warner, bu alanda başarıya ulaşamadı. Şikago’da evine geri dönen Warner bir oyuncak satıcısı olarak çalışmaya başlamıştır fakat kendi ev yapımı oyuncaklarını sattığı için kovulmuştur.

 

Warner 1986’da Ty Inc.’i kurmuştur ve Beanie bebekleri de kısa sürede büyük bir başarıya ulaşmıştır. 1999’da da Warner yumuşak pelüş oyuncak üretimine devam etmiştir fakat artık çok büyük bir kar elde edememeye başlamıştır.

 

Warner sonraki dönemlerini hayır kurumlarında özellikle de ihtiyaç halindeki çocuklara yardım ederek geçirmiştir. Ayrıca otel ve restoran işlerine de adım atmıştır.

 

8. Theodore Waitt

 

Theodore Waitt büyüdüğü otlaklardan 1985’te Gateaway Computers’ı kurma noktasına gelene kadar çok yol kat etmiştir. Waitt Lowa Üniversitesi’ndeki eğitimini tamamlamamıştır çünkü bilgisayarlara olan ilgili geriye kalan her şeyi onun için ilgisiz kalmaktaydı. 2005’e kadar şirketin CEO’su olarak kaldı ve sonunda da şirket büyük bilgisayar şirketlerinden biri olan Acer tarafından satın alındı. Waitt zekice yatırımları sayesinde hala 1,4 milyar dolarlık bir servete sahiptir.

 

9. Ingvar Kamprad

 

Ingvar Kamprad dediğimizde çoğumuza bir şey ifade etmeyecektir. Fakat size IKEA dersek kimden bahsedildiğini az çok anlayacaksınız. Ingvar Kamprad posta yoluyla eşya satışına 1943 yılında İsveç’te amcasının mutfak masasında başlamıştır.

 

Kamprad küçüklüğünden beri girişimci niteliklerine sahipti. Üniversite’ye hiç gitmedi ve sonrasında ise bu küçük ölçekli işi küresel bir mağazalar zinciri haline getirmeyi başardı. 2013 yılında 89 yaşına basan Kamprad şirketi oğullarına devretti. Şimdilerde 45,2 milyar dolar serveti ile dünyanın en zengin girişimcileri arasındaki yerini korumaktadır.

 

Evet, eğitimin önemi yadırganacak bir şey değildir fakat bu adımı atlayarak farklı kariyer edinen ve başarıya ulaşan insanlar da her zaman olacaktır. Eğer içinizde bunu başarmak için gereken enerji ve azim var ise siz de bunu başarabilirsiniz. Ama okul içerisinde ise öğrenmeyi ve kendinizi geliştirmeyi asla unutmayın.

 

Üniversite’den mezun olmayan bu girişimciler hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Eğitim, girişimcilikte sizce önemli midir? Yorumlarınızı aşağıya bırakabilirsiniz.