Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '12

 
Kategori
Siyaset
 

Üniversitelerde Kürt öğrenci avı mı?

Üniversitelerde Kürt öğrenci avı mı?
 

Son birkaç gündür Erzurum Atatürk Üniversitesinde Ülkücü ve milliyetçi öğrenciler ile onları dışarıdan destekleyen birtakım odaklarca Kürt öğrencilere karşı başlatılan linç kampanyası halı-ı hazırda gündemin ana maddesini teşkil eden “dokunulmazlık” hengamesi içinde önemsiz bir detaymış gibi algılansa da aslında bu mevzu BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasından çok daha endişe
verici ve çok daha tehlikeli bir boyuta ulaşmış durumda.

Türkiye kamuoyunun hiç te yabancısı olmadığı, bilindik tehlikeli ve korkunç bir senaryonun tekrar sahneye konmak istendiğini tıpkı 6-7 eylül 1955 yılında İstanbul’da başta Ermeni ve Rumlar olmak üzere orada doğmuş ve orada büyümüş azınlıklara karşı başlatılan linç olaylarını ve sonrasında Maraş’ta alevilere, Sivas’ta aydınlara ve tüm onlardan önce Dersim’de Kürtlere karşı yapılmak istenenin aynısının şimdilerde Üniversitelerde okuyan Kürt öğrencilere karşı yapılmak istendiğini akıllara getiriyor.

En son 12 Mayıs 2010 tarihinde Muğla Üniversitesinde yaşanan çatışmada polis kurşunu ile yaşamını yitiren Batman’lı Kürt öğrenci Şerzan Kurt olayı böylesi bir gündem için oldukça önemli ve acı bir örnek olarak ise hala tazeliğini koruyor.
Sözüm ona Üniversitelerde bölücü ve yıkıcı faaliyetlerin önüne geçmek ve vatansever (!) hislerle PKK İle ilişkilendirdikleri Kürt öğrencileri Üniversitelerden atmak amaçlı bu olaylar ; her yurttaşın anayasal hakkı olarak güvence altına alınmış “eğitim haklarını “ ortadan kaldırmak, kendileri gibi düşünmeyenleri sindirmeye yönelik olup demokrasiden yana düşünebilen herkesin tüm bu yaşananlara bakıp şunu kendine sorması gerekiyor: “devletin emniyet güçleri böylesi bir duruma müdahale etmekten acizmidir ki; Üniversitelerde asayiş ve kontrolün sağlanmasını eli sopalı, taşlı ve gözü dönmüş insanlara bırakıyor, öylesi bir durum olmasa nasıl bir cesaretle polisin gözünün içine baka baka elindeki yaralayıcı ve öldürücü aletlerle meydan okuyabiliyorlar?

Aslında Atatürk Üniversitesinde yaşanan son olayları iyi analiz edebilmek için resmin tümüne sağlıklı ve sağduyulu bir şekilde bakıp analiz etmek gerekir, daha birkaç hafta önce Bursa’da Kürtlere karşı yapılmak istene linç kampanyası hala hafızalarda canlılığını koruyor, bu tehlikeli tırmanışın tam tersi de olabilir, yani Kürt nüfusun yoğun olduğu kentlerde batıdan gelen öğrencilere de karşı yapılabilir,
böylesi eylem ve olaylar ülke bütünlüğüne zarar vermekle kalmayıp toplumsal ayrışmaya doğru koşar adım gitmekten öteye geçmez.

Sokakları provoke edip, bir elinde bayrak, bir elinde balta ile kendisi gibi düşünmeyen insanların canına kast etmek vatanseverlik değil, olsa olsa bölücülüğün ta kendisidir.

Burada birkaç gündür yaşanan bu olaylardan sonra MHP genel başkanı lütfedip kendi cenahından olan gözü dönmüş bu insanlara “itidal(!)” çağrısı yapınca insan şunu ister istemez kendine soruyor, “acaba ortada bir emir – komuta zinciri mi var?” Bir talimatla herkes hücresine çekilebiliyor?

Öte yandan dün cezaevlerinde Öcalan’ın açlık grevleri bitsin yönündeki demecini yerden yere vuranlar Bahçeli’nin bu çıkışını aynı eksene koyabilecekler mi acaba ?
Türkiye’nin hem dışarıda ve hem de içeride yaşanan “Kürt sorunu” karşısında böylesi ciddi bir kuşatılmışlık içinde olduğu bir dönemde bu ülkede yaşayan herkesin çok dikkatli hareket etmesi ve çok hassas olması kuşkusuz her zamankinden çok daha önemlidir.

 
Toplam blog
: 166
: 540
Kayıt tarihi
: 02.09.09
 
 

Batmanın Beşiri ilçesinde doğdum, Mersinde yaşıyorum, edebiyata ilgi duyuyorum, yerel ve ulusal d..