Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '10

 
Kategori
Üniversiteler
 

Üniversitelere getirilecek affın kapsamı...

Üniversitelere getirilecek affın kapsamı...
 

Evet, seçim yaklaşırken AKP ve yarattığı yandaş kurumların işbirliği ile her konuda af getiriyorlar. Getirilen affın ne olduğundan ziyade kapsamı çok önemli!

Seçim sath-ı mahaline girilince öncelikle bir torba icat ettiler. Biliyorsunuz pazar torbaları vardır, içine her aldığınızı koyar, toplu olarak gideceğiniz yere kadar taşırsınız. İşte icat edilen torba da böyle bir şey! Torbanın adı “Torba Yasası!” Yani içine ne koyarsan alıyor. Bu bana fazla veya eksik gibi her hangi bir itiraz söz konusu değil!

Bildiğiniz gibi her af öncesinde böyle bir daha af olmayacak, bu af son af, herkes ona göre ayağını denk almalı gibi tehditkâr sözler ortalığa yayılır. Bazı konularda hassas olan vatandaşlar, hemen gereğini yapar. Borçluysa borcunu öder, cezalıysa cezasını çeker…

Bu aflar aslında iktidarların beceriksizliğini örtmek ve seçime giderken yaratılacak kaynakları bonkörce(!) harcamak için çıkartılır. Eğer bir ülkede kanunlar varsa, bu kanunlara uymayanlar cezasını çekmeli! Kanuni uygulamalarda yaratılan bu çifte standart, bir yandan toplumun belli bölümünü ötekileştirirken, öbür yandan da yapılan kanunsuzluklar görmezden gelinerek, belli kesimlere kaynak aktarılmış oluyor.

Bu neye benziyor biliyor musunuz? Büyük bir hızla çıkartılan AB uyum yasalarına kimsenin uymaması gibi bir şey… Bildiğiniz gibi bir sürü uyum yasası çıktı. Ancak hepsi kâğıt üzerinde kaldı. Örneğin ülkeyi bölmek için her türlü eylem ve söylemi gerçekleştirenler görmezden gelinirken, Tunceli’de İbrahim Kaypakkaya’yı andı diye Pınar Sağ’a dava açılıp 2 yıl hapis cezası istenilmesi gibi… Veya AB’den sorumlu bakan Egemen Bağış’a yumurta atarak ceketini kirletti diye bir öğrenci hakkında dava açılıp 2 yıl hapis istenilmesi gibi bir şey…

Gelelim son dönemdeki ‘Torba Yasa’mızdakilere: Bir zamanlar YOK sayılan, ancak yandaş olduktan sonra en önemli kurumlardan biri haline gelen YÖK’ün başkanının açıkladığına göre, son 30 yılı kapsayan dönem için her türlü nedenden dolayı üniversitelerden atılan öğrenciler için af getiriliyormuş. Ve bu af son afmış! Çünkü bundan sonra af yokmuş. Üniversitelerden öğrenci atılması olmadığından af ta olmayacakmış!

Bunun anlamı şu: “Üniversitede ne yaparsan yap; yeter ki gel, orda bulun. Sınav, ders, araştırma, bilimsel üretkenlik, akıl ve bilime öncelik tanımak gibi kavramların bir anlamı yok! Sen ders çalışmak gibi bir sıkıntıya girme! Dersten başarılı olup olmaman da önemli değil! Başarısız olmanın da bir anlamı yok! Biraz daha ağır bir harç ödersin olur biter. Ya param yoksa? Başarısızlığın harcını cezasıyla ödeyememek gibi kusuru işlemenin cezası, gittikçe ağırlaşan harç-borç yükü olacaktır. Eğer paran yoksa başarısız olmak senin neyine? Paran varsa, istediğin kadar ve istediğin sürece başarısız olabilirsin; çünkü üniversitede her koşulda atılmadan kalabilmen, cüzdanının kalınlığına bağlı.”

Peki, ya hem parasız hem de başarılı olursam benim başarısızlardan farkım olacak mı? Bu ne biçim soru? Elbette hayır, onlar başarısızlığı hak etmenin zekâtını, ağırlaştırılmış harçlarla ödeyecekler. Sen ise, zekâttan muafsın. Ama her iki durumda da sen, başarılı olmanın borcunu ödemeyebilirsin. Git köyüne veya memleketine, kendine yapacak iş ara!

‘Af’ sözcüğü ne için, kimler için kullanılır?

‘Af’ sözcüğü, suçlar için kullanılır. Oysa başarısızlık bir suç değil, bir kusurdur. İhmaldir, o işi yapamamaktır. Üniversitede başarısız olan bir öğrenci, cezalandırılmaz ama üniversiteye devam edemeyecek, üniversite de okumayı beceremeyecek kapasitede olduğu tescil edilir. Bu da onun üniversite ile ilişiğinin kesilmesi gibi doğal bir sonucu doğurur. Başarılı olan da, eğitimini tamamlar. Şimdi terör, kural dışı hareket gibi cürümleri işlemiş bir insan için kullanılan “af” sözcüğü, başarısızlığı kapsamına alamaz. Suç ayrı, başarısızlık ayrıdır. Bir alanda başarısız olan, başka bir alana kayabilir. Başarısızlığın karşılığı, “af” değildir. Kısaca “Af” tan söz edilecek yer, üniversiteler değil, hapishanelerdir.

YÖK Başkanını dinlerken, bu af sözcüğünü ortaya niçin attığını anlayamadım. Bildiğiniz gibi zat-ı muhterem “Hukuku dolanmak” deyimini icat eden kişidir! Af yerine “Hukukun ardına dolanarak” daha önce yaptığı gibi üniversitelerin sorununu bir bir çözebilirdi! Bu affın ne için getirilmeye çalışıldığı malum! Bildiğiniz gibi üniversitelerdeki türban sorunu bir yazı ile çözen zat-ı muhterem, şimdilerde affın arkasına sığınması kafaları karıştırıyor. Üniversite rektörlerine bir yazı yaz(!) ve daha önceden “Türban” meselesi yüzünden üniversiteden atılan öğrencileri, türbanları ile birlikte tekrar üniversiteye alın de, almayan olursa onu da bertaraf et, olur biter!

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..