Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '08

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Üniversiteli çöpçü

Üniversiteli çöpçü
 

www.arastiralim.com


İş hayatında personel kalitesi konusunda yıllardır düşünür dururum.

Sonunda çözüme yönelik deneme niteliğinde bir yazı kaleme almaya karar verdim.

Yıllar önce bir kamyon şöförüyle aramda aşağıdaki gibi bir diyolog geçti:

Birkaç hatalı sollama ve işaret ihlalinden sonra,

Kamyoncu: Önüne gelene ehliyet verirlerse böyle olur.
Ben: Evet haklısın :)
Kamyoncu: Sallandıracaksın meydanda üç beş kişiyi bak nasıl çözülüyor trafik sorunu.
Ben: Kesinlikle :)
Ben: Eğitim şart, toplumda herkes üniversite okumalı bence.
Şöför birden durdu, suratı asıldı, direksiyonu göstererek:
Bu işi kim yapacak o zaman, bu işiii ??
Yani herkes üniversite mezunu olursa kamyon şöförü kalmayacakmış ülkede.

İyi ya işte dedim. Toplumda herkes üniversite mezunu olursa bu işi de hayıflanmadan yapacak o insan. Zira diğer sürücülerin de üniversite mezunu olduğunu bilecek.

Pek aklına yatmadı. Soran gözlerle boş boş baktı sadece.

Eğitim yıllarımızda hep sorardık kendimize. Bu bilgi benim ne işime yarayacak iş hayatında. Kesinlikle doğru bir yaklaşım. Hiçbir işimize yaramayacak.

Yıllardır satış işindeyim, bir müşterim de "ürünlerinizdeki hata terimleri arasında korelasyon var mı?"diye sormadı.

Peki başlangıçta doğru kabul ettiğimiz bu önermenin yanlış olduğunu, yani eğitimin ve öğrenilenlerin meslek hayatımızda aslında son derece etkili olduğunu söylesem?

İnsan beyni iki yarım beyinden oluşur. Yaratıcı beyin ve hafızayı yöneten beyin. Yaratıcı beyin sağ yarımı oluşturur. Burada hayaller de dahil olmak üzere, problem çözme, keşifler, buluşlar vb. bir nev'i üretim yapılır. Asıl önemli olan bu beyindir.

Diğeri hafıza beyni. Yaşam boyunca tüm öğrenilenleri kaydeden beyin. Hatırlama ihtiyacı duyduğumuz şeyler için bu yarıma başvururuz. Birşeyler ortaya çıkarmak ya da yalan söylemek içinse sağ beynimizi kullanırız.

Bunları neden anlatma gereği duydum. Çoğunuz zaten bunları biliyorsunuz.

Amacım elimizdeki bu verileri eğitimle ilişkilendirmek. Eğitim sistemimizin ezbere dayalı olduğu konusunda sürekli şikayet ederiz. Doğrudur da. Bunun sonucu olarak sol beyinleri güçlü bir toplum oluyoruz. Tarih bilgimiz çok iyi mesela. Hep eskilerden bahsederiz, eskide yaşarız. Hatırlama kabiliyetimiz çok iyidir, hiçbir iyiliği ya da kötülüğü unutmayız. Türkler için akılları hep hinliğe çalışır derler. Oysa öyle değildir. Türkler çok dürüst bir millettir, yalan söylemeyi de pek beceremezler.

Aksi olsaydı, yani sağ beyinleri güçlü insanlardan oluşan bir toplum olsaydık, inanın bilimden spora, edebiyattan siyasete her konuda başarılı olabilirdik. Mevcut sol beynimize ilaveten yaratıcı beynimizin de çalıştığını düşünürsek yerküre üzerindeki en muhteşem insanlar olmamız mucize olmazdı.

Asıl konumuza dönelim. Okulda öğrendiğimiz, pardon ezberlediğimiz, bilgiler sol beynimizi geliştiriyor dedik. Onun dışında problemleri çözmek, sorular arasında bağlantılar kurup sonuca gitmek tarzı öğrenme süreçleri de geçiriyoruz. İşte hiç sevmediğimiz kısım bu. Çocukluğumuzdan beri sürekli bize sunulan hazır veriler gidip yerine çözmemiz istenen sorular geliyor. Birçok öğrencinin matematikle arasının kötü olmasının sebebi de bu.

Bu yazıyı yazarken sağ beynimi kullanıyorum. Çünkü birşeyler üretiyorum, bir düşünce ortaya koyuyorum. Sağ beynim yoğun şekilde enerji kullanıyor. Birazcık kendimi dinlediğimde bunu hissedebiliyorum.

İşte bunu yapabilmemin nedeni okul yıllarında öğrendiğim sinüs, cosünüs ya da toplama çıkarma. Evet ne işimize yarayacak dediğimiz bilgiler gördüğünüz gibi nasıl da çalışıyor. Hiç okula gitmemiş ya da sağ beyin aktivitelerine gereken önemi vermemiş insanların bunu yapabilmeleri daha zor. İmkansız değil ama daha zor.

Gelelim üniversiteli çöpçü olayına.

Toplumun eğitim seviyesi %100, herkes okuma yazma biliyor, lise zorunlu. Üniversite mezunu oranı %98. Şimdi bu durumdaki bir toplumda herkes doktor, hakim, mühendis olacak değil ya. Bu toplumun sokaklarının temizlenmesi de gerekiyor. Sokakları temizleyen kişi, iş arkadaşının da üniversiteli olduğunu bilecek.

Tabii ki bu uç bir örnek. Ülkemizde işsiz sayısı içinde, çeşitli nedenlerle çalışmak istemeyenlerin çokluğunun dikkate alınması sorunu açıklamaya yeterlidir sanırım. Mesleğin değer düşüklüğü de bu sebeplerin içindedir.

Şimdi sen üniversite mezununa git çöpçülük yap mı diyorsun? diye serzenişleri duyar gibiyim. İşte asıl mücadele etmemiz gereken bu düşünce tarzı. Tahsilli insan yaptığı her işte farkını ortaya koyar. Bu temizlik işi olsa bile böyledir. Eğitimli insan yaratıcı insandır. El attığı her işi nasıl daha kolay ve etkin kılacağını bilir.

Şimdi artık neden "eğitim şart denildiğini" daha iyi kavrayabiliyoruz değil mi?

 
Toplam blog
: 13
: 2913
Kayıt tarihi
: 28.11.06
 
 

Dünya sımsıcak günlerini verdi ona o sonbahar, geçti sonsuzluktan usulca. Artık acılanma vaktiydi, a..