Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '08

 
Kategori
Üniversiteler
 

Üniversitelinin kişisel gelişimi

Merhaba sevgili Üniversite öğrencisi Kardeşim,
Hayata atılma aşamasındaki siz Üniversite öğrencilerini gözlemlemekteyim Gördüğüm kadarı ile Üniversite öğrencilerinin büyük çoğunluğu Kişisel Gelişimlerini hiç önemsememekteler.

Sevgi Kardeşim,
Kişi çoğu zaman bilmediği ve öğrenmek istemediği şeye düşman olur.Ya da onu anlamak istemez. Kişisel Gelişim de çoğu zaman böyle bir şeydir. Bilmedikleri konulara her zaman uzak kalırlar.Gelişmekten korkarlar mı? yoksa geliştikleri zaman çevrelerinin kendilerinden uzaklaşacağını mı sanırlar? Bilemem! Çoğu insanda Kişisel Gelişimin bilimsel olmadığını sanırlar.Bence insanın gelişimi ve insanların bir birlerini daha iyi anlamasına hizmet eden her şey bir bilimdir. Mesela sözlü kaynaklara dayanmayan masal, hikaye efsaneler de bilimdir.İnsanların hayat tecrübelerini gençlerle paylaşması kişisel gelişim ve aynı zamanda bilimdir.Sizler de bilimsel olarak gelişmeye bakmalısınız.

Sevgili Üniversiteli kardeşim,
Bugün olgun veya yaşı hayli ilerlemiş insanlara rastlamaktayız.Büyük çoğunluğu zamanında gelişime önem vermedikleri, zamanlarının gereğinden fazlasını eğlenmeye, boş şeylere harcadıkları için pişman olmaktalar.Ancak her zaman planlı, programlı çalışan insanların çok azı ancak geçmişlerinden pişmanlık duymamaktalar. Çünkü, planlı ve programlı yaşantılarının sonucunda güzel meslekleri olmuş, hayatlarına çeki düzen vermişlerdir. Bu yüzden pişmanlıkları daha az olmuştur.

Ne yazık ki günümüzde, okullarımızda Kişisel Gelişim öğretilmediği ve öğretim elemanlarının çoğu da kişisel gelişime önem vermedikleri için, öğrencilerine ders anlatmaları, sınav programları, sınav kağıtlarının okunması ve değerlendirilmesi, bilimsel araştırmalar yapmalarına zaman bırakmamakta .Bütün bunlara rağmen gene de başarılı öğrencilerinin yanında, yaşadıkları kentte başarılı insanlarla tanışarak onlara yol göstermeye çabalayan ve onları öğrencileri ile tanıştırarak öğrencilerinin her zaman bilgi sevgi , tecrübe ile dolu olmasını sağlayan öğretim elemanları ile de tanışmak güzel duygular.

Sevgili Kardeşim,
Aslında biz istesek de istemesek de hayat gelişmekte, İnsan doğar büyür, yaşar ve ölür.Bir insan doğduğu zamandan itibaren ister eğitime öğretime önem versin, ailesi onun eğitimini önemsesin , isterse önemsemesin o insan gelişim içinde olmakta.Belki gelişimi anne ve baba ile okulda aldığı kalitesiz eğitim ve arkadaşlarının seviyeli olmaması sonucunda iyi olmamakta ama gene de gelişim fiziksel olarak devam etmekte. Kişisel Gelişim ise genelde insanın fiziksel olarak gelişmesinin yanında gelişiminde ipleri kendi ellerine alması ve anne babasının eğitime önem vermemesine rağmen, okullarda istediği kadar bilgi edinememesine rağmen kişinin okul kitapları dışında kitaplar okuyarak, seminerlere katılarak , gelişmiş insanlarla sohbet ederek ve onlarla dostluklar kurarak gelişmesini doğru yönlendirmesine dayanmaktadır.

Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

Genelde mesleklerinde başarılı olan insanlar bu başarılarını mesleki bilgilerinden çok sosyal gelişmişliklerinin yüksek olması ve insan ilişkilerinin güç kazanması ile elde etmişlerdir.İnsan ilişkileri yüksek olan insan , kendisi gibi insanlar ile arkadaşlıklar kurarak , onlarda yaş maddi durum gibi konulara bakmayarak sadece onların bilgi ve becerilerinden faydalanarak aynı şekilde onlarda sevgi ve bilgilerini onlara sunarak hayatta başarıyı yakalarlar.

Sevgili Kardeşim,
İnsanların başarısızlıktan başarıya giderken, yaşantılarını tamamen değiştirmeleri gerekmez.Hayata bakış açısını biraz değiştirmek insan her zam güç ve zindelik verecektir.İnsan hayata bakış açısını değiştirdiği zaman , düşünceleri de değişecek, düşünceleri duygularının , duyguları da yaptıkları işin kalitesini artıracaktır.İşinden zevk alan insanlarda hayattan da zevk alacaklardır.Hayatta işini zevkle yapan, sevdiği işi seçen insanlar hayata olumlu bakmayı öğrenmiş ve mutlu olmanın yollarını bulmuş insanlardır.

Sevgili Kardeşim,
Sıradan insana gelişmek zor görünür. Ancak insanlar, kendilerini zora sokmadan başarı sağlamışlarsa genelde karşılaşacakları her zorlukta gene sıkıntılardan kurtulamayacaklardır. İş yerimde bir insan tanımıştım. Burslu olarak Üniversitede okumuş ve okuldan mezun olur olmaz, hemen burs veren kurumda işe başlamıştı. Evi , arabası vardı. Ancak iş yerindeki her zorlukta da sıkıntı çeker , olaylara mantıklı bakamazdı. Yıllar sonra yüksek lisans yapmaya başladı.Kendini zamanında zora sokmadığı için iş yaşamının zorlukları karşısında her zaman zorlanmaya başlamıştı.Ben onu anlayabiliyordum ama ne yazık ki o kendini anlamakta zorlanmaktaydı.Büyük holdinglerin sahipleri bile çocuklarını önce başka şirketlerde çalıştırarak sonradan kendi bünyelerine almak yoluna gitmektedirler.Ya da holdingin en alt kademesinden sıradan işçi olarak çalışmaya başlamaları sonucunda pişerek yukarı doğru tırmanmaları sağlanmakta, bu başarı getirmektedir.

Sevgili Kardeşim,
İşte sizlerde Üniversite hayatında, çeşitli sosyal etkinliklere katılarak , tanıştığınız insanlara önyargılı yaklaşmayarak onlardan kısa süreli maddi ve manevi kazançlar beklemeden ve onların bilgi ve sevgisini alırsanız o zaman onlarda sizlere gereken önemi ve sevgiyi vereceklerdir.Durmadan makine gibi ders çalışmanız ve insani duygular olan bilgi, sevgi, iletişim, duygusallık, düşünce gibi duyguları ihmal ederseniz ilerde makineleşecek ve yalnız kalma gerçeği ile karşılaşacaksınız . Kahvehaneler belli eğlence yerleri hep hayatın acı gerçeklerinden kaçmak isteyen insanlarla doludur. Hayatın gerçeklerinden kaçmak yerine onlarla ne kadar erken yüzleşirseniz hayat o kadar kolay ve zevk verecektir sizlere.Bu da kişisel gelişime önem vermekle olacak şey.

Canım Kardeşim,
Gençliğinde Kişisel Gelişimi önemsemeyen insanlar olgunluk ve yaşlılıkta ağır bedel ödemekteler. Benim bir tanıdığım vardı ve anne ve babaya asi olmayı hüner sayardı.Babası onun güzel eğitim almasını çok isterken, o boş ideolojik olaylara o kadar daldı, aşk meşk işlerine o kadar önem verdik ki , sonunda bir meslek dahi edinemedi. Onun vurdum duymaz tavrı aynı zamanda çocuklarına yansıdı. Yani anne ve babasının hatalarının bedelini çocukları ödemek zorunda kaldı.Halbuki çocuklar baba ve annelerinin hayatını iyi gözlemleyerek , onların hatalarını yapmadan ve gelişime önem vererek, komşu ve akraba çevresinde gelişime önem veren insanları ciddiye alarak onların izinden gitseler bedel ödemek zorunda kalmayacaklardı.Bunu edindiğimiz bilgi ile deneyimle biz görebilirken ne yazık ki gençliğin ve çevrenin kör ettiği gözleri ile onlar görememekte, ilerde şokla ve şaşkınlıkla gözleri açıldığı zaman o gözünü kör eden çevreyi insan görememekte çevresinde.

Sevgili Kardeşim, Hayatın gerçekleri ile yüzleşmek, yaş ile eğitimle olacak bir şey değil. İnsanın bilinç ve farkındalık seviyesini artırması ile olacak şey.Bu mektuplarımda bunu anlattım sizlere anlayan olduysa tabii ki.

Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Sizin Üniversite okumak amacınız sadece ders çalışmak olmadığı gibi, boş avare ve karşı cinsten arkadaşlar bularak gününe gün etme hiç değildir. Sizin Üniversite okumak amacınız meslek bilgileri edinmenin yanında , hayatta önem arz eden insan ilişkilerinin güçlü ve sıcak tutulmasının yanı sıra mesleki bilginizi en yüksekte tutmaktır.
Selamlarımla
TURAN YALÇIN -TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..