Üniversiteliye ev sahibi olmak

Üniversiteniz yeni kurulmuş,

Birçok sosyal ve kültürel aktiviteden mahrum,

Barınma ve konaklama alanlarınız da kısıtlıysa eğer,

Zordur üniversiteliye ev sahibi olmak…

Zorluğunun yanında da nimetleri de vardır elbet.

Ancak zorlukları aşıp, farkındalık oluşturabilirsek eğer nimetlerini de yememiz mümkün.

Bu zorluğu nimete çevirmek Üniversiteliyi rant kapısı olarak görmek manasında okumamız büyük yanlış olur.

Bu şehrimizi lekelemek, Üniversitemizi gölgelemek olur.

Üniversite bir şehir için her şeydir.

Olmazsa olmazlarındandır yani.

Üniversite ekonomi, kültür, canlılık ve gelecek demektir.

Üniversite hangi alanda alırsanız alın o bölgenin gelişimini tetikleyen en önemli faktördür.

Bu faktörü yakalamak için öncelikle Üniversitemizin tanıtımını yapmak,

Eğitim görevlisi ve öğrenciyi her anlamda mutlu yaşamasını sağlamak gerekmektedir.

Öğrenci ve eğiticiye kardeş, abi, evlat muamelesi yapma zorunluluğumuz olmalı.

Öğrencinin omuzlarına okul ve ders dışında yüklenilecek yükler gelişimini olumsuz etkiler ki, bu bir Üniversiteye yapılacak kötülüklerin en büyüğüdür.

Halkımızın her bir ferdi üniversiteliye yardımı vazife saymalı.

Bingöllü Kuaför salonunun yaptığı gibi diğer esnafımız da öğrencilerin sıkıntılarını göz önünde tutup yardım etmeli ve fiyatlarını olduğundan aşağı çekmelidir.

Bunu Özel Halk Otobüsleri yapmalı,

Lokantalar yapmalı,

Cafe’ler yapmalı,

Kırtasiye, hazır giyimciler,

Hasılı her sınıftan esnaf yapmalı…

Ama özellikle evlerini kiraya verecek olan ev sahipleri yapmalı.

Fırsatçılığın her şeyden önce kendisine ve geleceğine zarar vereceğini düşünerek varsa böyle bir durum derhal düzeltmelidir.

Son günlerde Üniversite öğrencilerine yönelik yapılan fahiş kira teklifleri Bingöllünün ahlakıyla ve hanedanlık, misafirperverlik gibi hasletiyle bağdaşmıyor.

Bu apaçık fırsatçılık ve ahlaksızlıktır.

Bu anlayıştan geç olmadan daha işin başındayken dönülmelidir.

Bekâra ev verilemez gibi saçma sapan anlayıştan uzak durmalı,

Bekâra öğrenci gözüyle, evladı gözüyle bakıp kol-kanat gerilmelidir.

Ülkemizde kurumların tanıtılması, basın yayın organlarının olayın üzerine eğilmesi,

Yazılı ve görsel basının insanlara bilgi sunmasıyla oluşmaktadır.

Ne kadar verimli çalışmalar yaparsanız yapın,

Başarılarınız olsa dahi,

Ülke içerisinde bir yerlere gelseniz;

Veya uluslar arası alanda ileri aşamalara gelseniz bile,

Bunu insanlara anlatamazsanız başarılarınız çok da görülmez.

Burada ilimizde ulusal yayın temsilcilerine çok büyük işler düşmektedir.

Yani Anadolu Ajans temsilcisi Abdullah Çelik’e,

Habertürk temsilcisi Aydın Arık’a,

DHA temsilcisi Adil Önal’a,

CHA ve Zaman Gazetesi temsilcisi Ahmet Dengeşik’e

Ve İhlâs Haber Ajansı temsilcisi Abdulkerim Kantarcıoğlu’na büyük görevler düşmektedir.

Bingöl Üniversitesinin ülke çapında tanınması için ellerinden gelen çabayı harcayacaklarına inancım tamdır.

Bingöl Üniversitesi işin çok da başında olmasına rağmen büyük yol almış bulunuyor.

Aynı zamanda kurulmuş bulunan komşu Üniversitelerden çok önde olduğumuz bilinmektedir.

Bu da öğrencilerin Bingöl Üniversitesini tercih sebeplerini oluşturmakta.

Artık öğrenci ille de okumak için okumuyor,

Şehri, insanını, refah seviyesini, huzurlu kentini ve tabi ki Üniversitenin kalitesini temel alarak tercih ediyor.

Doğrusu ilimizde Üniversite öğrencilerine ve Eğitim görevlilerine yönelik fahiş kira uygulamaları Bingöl Üniversitesini tercih nedenlerini baltalamakta ve gölgelemektedir.

Öğrencilerin eş, dost, akraba, arkadaş çevrelerine bunu anlattığını ve bu fısıltının dilden dile dolaştığını tüm Türkiye’ye yayıldığı düşünüldüğünde Bingöl Üniversitesinin ve Bingöl hakkındaki kanaatin ne olduğunu düşünmek bile istemezsiniz.

Yılan hikâyesine dönen ve kırk yıl sadece proje olarak ortada duran hepimizin hayali Bingöl Üniversitesi imajı birkaç yılda bu hale gelmemelidir.

Bingöllü bu değildir.

Bingöllü hanedandır,

Bingöllü misafirperverdir.

Bingöllü yabancı hayranıdır.

Bingöl’e gelen ağlar, giden de ağlardı ya,

Lütfen bu imaj aynen kalsın…

Gelen tanımadığı için ağlasın.

Bence mahsuru yok bunun.

Ama tanıdıktan sonra buradan ayrılacağı için ağlamaya devam etsin.

Bingöl nüfusu bugün 86.500 kişidir.

Tüm bölümlerinin açıldığını düşünün Bingöl Üniversitesinin.

Burada okuyacak 20.000 öğrenci olur.

Yani Bingöl nüfusunun % 25 i .

Bu çoğunluktaki öğrenciyle bu şehir dört- beş yılda ihya olur.

Gelişir, büyür.

Bu yeni iş alanları ve yeni istihdamlar demek.

Bu Bingöl’ün gelişimi, değişimi, güzelleşmesi demek.

Bu sosyo-ekonomisiyle, Kültür ve Sanatıyla, üretime dayalı fabrikalarıyla modern ve çağa ayak uyduran kabuğundan sıyrılmış, makûs talihini yenen bir Bingöl demek olur.

Hasılı ileriye dönük yatırım yapmak için bugünler önümüzde bir fırsatken,

Bunu görmemişlikle, fırsatçılıkla karalayıp heba etmeyelim derim.

Bunu yapanları en yakın Maliye İdarelerine ihbar edelim derim.

Zira bunu ben kendi adıma görev sayıp yapacağımdan kimsenin şüphesi olmasın.

Üniversitemizin gelişimi ve büyümesi için;

Gelen her bireyin, öğrencinin, öğretim görevlisinin yerine kendimizi koyarak ona cevap vermek,

Onu kardeşimiz, annemiz, babamız, arkadaşımız olarak görüp,

Onun derdini dert edinmek,

Ona yardım etmek,

Onun problemini çözmekle olur.

Bu anlamda yaklaşıldığında Üniversitemizin yeri şu anda bulunduğu yerden daha üst noktalarda olabilir.

Hızlı gelişir ve büyür.

Tercih edilen üniversiteler arasına girer.

Bu da Üniversiteler bacasız fabrikalardır görüşünü o zaman destekleyecektir.

Üniversitemiz halkla kopuk olmamalı.

Halkla iç içe birbirine katkı sunmalı bence.

Bingöl üniversiteye ve üniversiteliye hizmet etmeli.

Üniversite ise Bingöl’ü geliştirip kalkındırmalıdır.

Bingöl ve Üniversitesinin arasındaki net ilişki budur bence.

Bingöllü Üniversiteliye anlayışlı ve babacan bir ev sahipliği yapabilirse;

Üniversite de Bingöl’ü ve Bingöllüyü tez zamanda kalkındıracak ve büyütecektir.

Saygılarımla…

http://www.servetbeki.com/

bekiservet@hotmail.com